Mehmet TIRAŞ

SORULAR ÇENGELİNDE BARIŞ…
9.03.2025
168

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “PKK’ya silahları bırakın, örgütü feshedin”  çağrısı  İstanbul’da 27 Şubat 2025 Tarihinde, DEM’li Ahmet Türk ve Pervin Buldan tarafından  Kürtçe ve Türkçe okundu.

Neredeyse bu basın toplantısını bütün televizyon kanalları canlı olarak yayınladı.

Bu çağrı Kürt sorunun çözümü ve çatışma ortamının sonlandırılması açısından çok çok önemli bir gelişme.

Bunun çok  önemli bir gelişme olduğunu geçmişe bakınca çok daha iyi anlıyoruz.

Genelkurmay Harp Dairesinin 1972 yılında Kürdistan coğrafyasındaki “İsyan, başkaldırı ve ayaklanma “ sayılarını ve tarihlerini açıklamıştı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) kaynaklarına göre, 1924-1938 tarihleri arasında irili ufaklı  “17 isyan, Başkaldırı ve Ayaklanma” kayda geçmişti.

TSK kaynaklarının açıkladığı “ İsyan, Başkaldır ve Ayaklanmaların tarihi ve süresi” şöyle sıralanıyor:

  1-Nasturii Ayaklanması (12-18 Eylül 1924)

  2-Şeyh Sait ayaklanması (13 Şubat-31 Mayıs 1925)

  3-Reşkotan ve Raman Tedip Harekâtı(9-12 Ağustos 1925)

  4-Sason Ayaklanması(1925-1937)

  5-Birinci Ağrı ayaklanması(16 Mayıs-17 Haziran 1926)

  6-Koçgiri Ayaklanması(7 Ekim-30 Kasım 1926)

  7-Mutki Ayaklanması(26 Mayıs-25 Ağustos 1927)

  8-İkinci Ağrı Harekâtı (13-20 Eylül 1927)

  9-Bicar Tenkil Harekâtı(7 Ekim-17 Kasım 1927)

10-Asi Resul Ayaklanması(22 Mayıs-3 Ağustos 1929)

11-Tendürek Harekâtı(14-27 Eylül 1929)

12-Savur Tenkil Harekâtı(26 Mayıs-9 Haziran 1930)

13-Zeylan Ayaklanması(20 Haziran-Eylül başı 1930)

14-Oramer Ayaklanması(16-Temmuz-10 Ekim 1930)

15-Üçüncü Ağrı Harekâtı(7-14 Eylül 1930)

16-Pülümür Harekâtı(8 Ekim-14 Kasım 1930)

17-Dersim Tedip Harekâtı(1937-1938)

 TSK yetkilileri PKK’nın Kürt coğrafyasında  18’ci silahlı bir  örgüt olduğunu söylüyordu.

Çözüm siyasilerde diyen Genelkurmay Başkanı:

“26.Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ  210 Tarihinde katıldığı bir Televizyon programında ;”1984-2010 yılları arasında  30 bin PKK’lı öldürüldü.PKK’nın dağ kadrosu ortalama 6 bin kişi ,biz yılda 5 bin PKK’lıyı etkisiz hale getirdik.”

Çözüm ne diye sorulduğunda?

Başbuğ “Çözümün siyasilerde olduğunu” söylüyordu.

Yine TSK’nın 2017 Yılında yaptığı açıklamasına göre ;1984-2010 yılları arasında 50 bin 569 PKK’lı etkisiz hale getirilirken,6.187 askeri personel ve 5.454 sivil şehit olmuştur”, diyordu.

Kürt sorununun PKK ile çatışmada ekonomik külfeti;

Erdoğan’da PKK ile çatışmaların ülke ekonomisine kaybının  geniş tabanlı ticari açıdan, 1 Trilyon dolara, nakit olarak ta 300 milyar dolara ulaştığını açıklamıştı.

Dileriz 41 yıldır süren silahlı çatışma ortamı biter ve Kürt sorunu kalıcı bir barışa evrilir.

Kandil Abdullah Öcalan’ın çağrısından iki gün sonra 1 Mart 2025 Tarihinde “Çağrıya uyacaklarını” ve “Ateşkes ilan ettiklerini” açıkladı.

Gelişmeler demokrasi ve barıştan yana olanlarda bir umut doğurdu.

Güncel soru şu:

2015 yılında Erdoğan tarafından buzdolabına kaldırılan “Kürt Sorunu” nasıl oldu da , dört ay içerisinde PKK lideri Öcalan’la anlaşmaya varıldı?

 İsrail’in 50 yıl sonra Suriye’ ye yerleşmesi ve Kürtleri müttefik ilan etmesi, PYD ile iş tutması, PKK’yı terör örgütü görmemesi, Ankara’yı tedirgin etti ve siyasal iktidar süreci hızlandırdı.

Siyasal iktidarın ortağı Devlet Bahçeli’nin ezber bozan  İmralı Sürecini başlatması” “İsrail’in Suriye’ye yerleşmesidir.”

ABD Başkanı Trump Suriye’den askerlerini çekeceğini, yerine ise İsrail’i yerleştireceğini dolaylı olarak açıkladı ve açıkladığı gibi de İsrail Suriye’ye konuşlanıyor.

Suriye’deki yeni yönetimde İsrail ile bir sorunuz yok diye açıklama yapıyor.

Bu sürecin vahamete uğraması hayal dahi edilmeyecek olayları ortaya çıkartabilir.

Onun için…

Süreç TBMM içerisinde ve şeffaf yürütülmeli, muhalefete ve kamuoyuna da açık olmalı.

Sürecin sağlıklı yürümesi açısından  hukuk garabetine son verilmeli”, yargı bağımsız ve tarafsız  olmalı,başta AYM ve AİHM kararları ivedi olarak uygulanmalı.

Milli iradeye saygı duyulmalı, seçimle gelen seçimle gitmeli, kayyımlara son verilirken, görevden alınan belediye başkanları da görevlerine iade edilmeli.

Toplum olarak “demokrasi ve hukuku ortak payda olarak” kabul etmediğimiz sürece;hiçbir sorunumuz buna Kürt sorunu da dahil çözemediğimiz gibi, bir arpa boyu da yol alamayız.

Kürt sorunun çözümüne katkı vermek isteyenler provokasyonlara dikkat etmeli,sabırlı olunmalı ve   öteleyici, ayrıştırıcı ve tahrik edici bir dilden de kaçınılmalı.

Yeri gelmişken hatırlatalım; PKK lideri Abdullah Öcalan’la varılan anlaşmadan sonra…

Dünya basınında AB ülkelerinde ve ABD’de olumlu karşılanırken…

İsrail,İran ve Rusya’dan Abdullah Öcalan’ın bu çağrısı karşısında bu ülkelerden “negatif veya pozitif” bir açıklamanın yapılmaması, garip bir durum değil mi?

İran  bu süreçte Abdullah Öcalan’ın çağrısını bertaraf etmek  için,PKK’nın içinde olan silahlı bir grubu desteklerse kimse şaşırmasın.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın açıklaması barışa evrilir mi, siyasal iktidar bu süreci nasıl yönetecek, bu soruların cevabını da, zaman içinde göreceğiz.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar