Mehmet TIRAŞ
Ağrı’nın Diyadin ilçesi Yukarıtütek köyündeki fidan dikme şenliğinde 11-12 Nisan’da 2015 tarihinde yaşanan PKK ile askerler arasındaki çatışma da,iki HDP’li ölmüş, dört asker yaralanmış, bu olay seçim sürecini gölgede bırakırken ülkenin de gündemine oturdu.
Doğalolarak ta şu soru, sorulmaya başlandı bu çatışma nereden çıktı?
Başta Cizre’de, Hakkari’de ve Örgütün Güney Doğuda hakim olduğu il ve ilçelerde sokakta yol kesen,hendek kazan, arama yapan, şehirde asayişi sağlayan;PKK’lı gençlerle neden askerler çatışmaya iki yıldır girmedi de bugün girdi,sorusunun cevabını aramak zorundayız.
Çatışmanı seçim sürecine denk gelmesinin nedeni çok açık;HDP’nin barajı aşmasının önünü ancak terörle kesileceğinin ve HDP’yi Batı illerinde terör örgütünün partisi diye lanse etmesi ve AKP’nin ve Erdoğan’ın planı olarak yorumlanması kadar doğal bir şey olmasa gerek.
Ağrıdaki bu çatışmaların canı pahasına iki silahlı gücün arasında kalkan olan HDP’lileri kutlamaktan gıpta eden, bir siyasi iktidar var bizde.Fidan dikme şenliğine katılan Ağrılılar çatışmayı önlemekle kalmamış, yaralı askerleri hastanelere taşımışlar;bu çatışma da yaralanan askerlere yardım eden halka,Genelkurmay Başkanlığı teşekkür edip takdire şayan derken;İçişleri bakanlığı halkın yardımından rahatsız olmalı ki,küçümseyerek battaniyelerin ucundan tutmuşlar demesine ne demeliyiz?
PKK ile Askerlerin Ağrı’daki çatışmasının izini sürerken hafızamı zorlayıp bu olaya kafa yoranlar gibi bende; bu çatışma nereden çıktı diye sormadan edemedim ve geriye doğru bir fikri takip yapıp geri dönüş yolculuğuna çıktım.
Çözüm sürecinin iki buçuk yıla yakındır sürmesi; Akil adamlardan oluşan ve sayıları 60’ bulan insanların da içinde yer aldığı başını bizzat Erdoğan’ın çektiği ve öncülük ettiği,analar ağlamasın, akan kan dursun süreci diye bir müzakere süreci başlatıp ve sürdüreceksiniz;ben bu sorunu çözeceğim, baldıran zehri de olsa içip, diye iddialarda bulunacaksınız..Dolmabahçe de PKK ile Hükümet arasında kuryelik yapan HDP’li milletvekillerinin içinde olduğu ve bizzat Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı AKP hükümetiyle mutabakata vardığı, Erdoğan’ın da onayladığı, 12 maddelik bildiriyi kamuoyuna okuyacaksınız,ardından da bir de İzleme kurulu oluşturmanın kararına varacaksınız..
Birden çıkıp benim izleme kurulundan haberim yok,Dolmabahçe bildirisi terör örgütünün bir propagandası ve terör örgütüne meşrulaştırma politikası deyip,Türkiye’de Kürt sorunu yok Kürt kardeşlerimin sorunu var açıklamasında bulunup, darbecilerin yolunu tutup savcısı olduğunuz davanın sanıklarına mesaj yollayacak ve milliyetçiliğe soyunup, darbecilerle iş tutma arayışında olacaksınız.Bu yol faşizme çıkar.
Hatırlanırsa 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ‘Milli Ordumuza KumpasKurdular‘ diyerek Ergenekon ve Balyoz davasından yargılananların tahliye olmasının işaretini vermiş;Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Harp Akademilerinde yaptığı konuşmasında Cemaatikastederek,bizleri yanılttılar, yanılmışım diyerek, Askerlerden özür dilercesine gelin birlikte hareket edelim mesajı vermişti.
Bu gelişmelerden sonra Balyoz ve Ergenekon davasından hükümlü ve tutuklu yargılanan hatta içlerinde hükümlü oldukları halde tahliye edilmiş,tahliye edilmekle kalmamış ve hepsi kısa sürede beraat ettirilmişti.
Daha tuhaf olanı ise Balyoz ve Ergenekon davalarının belgelerini ortaya çıkartan Taraf Gazetesi Yazarı Mehmet Baransu,Balyoz ve Ergenekon davasından berat eden subayların çağrısı üzerine ve Erdoğan’ın işaretiyle tutuklanmasıdır.
Böylesi gelişmelerden sonra yapılacak iş yüzde 10 Barajıyla Kürtlerin ve Türkiye’nin AB üyesi olmasını ve Batı standartlarında bir demokrasi isteyenlerin mecliste görmek istediği ve barajı aşması için mücadele edenlerin hayallerini suya düşürmenin tek yolu darbecilerle iş tutarak;HDP’yi baraj altında bırakmaya gelmişti;HDP’yi terörle ilişkilendirip Ağrı’da bunun provası denendi, tutmadığı gibi eştikleri kuyuya kendileri düştüler.
Erdoğan’ın Başkan olmasının tek yolu var mutlaka HDP’nin baraj altında bırakılması ve kazanacağı 60 ile 70 arasındaki milletvekilinin partisine kayması ve parlamentoda elde edeceği çoğunlukla; demokrasi deyince aklına bir tek sandık gelen, demokrasinin kuvvetler ayrılığını bay pas edip,Orduyu iç siyasetten çıkartıp, tabi çıkartabilirse burası karanlık bir mevzu ama keyfi yönetimine geçmenin hesapları yapılıyor,tutarsa tabi.
Küreselleşen dünyada yeryüzünü dönüştüren güçler buna müsaade eder mi,Türk toplumu Erdoğan’a tek adam yetkisi verir mi;bunu da 7 Haziran akşamı sandıklar açılınca göreceğiz.
17/25 Aralık’ta hukuka karşı Erdoğan’ın yaptığı darbenin tek çıkış yolu, 7 Haziran seçimleriyle belli olacak.
Bu seçimin sonucu Erdoğan’ın kaderini belirleyecek, ya yetkileri engellenemez bir tek adam olacak, ya da meşruiyeti tartışmaya açılarak görevden el çektirilecek, gidişat bunu işaret ediyor.
17/25 Aralıktan sonra Milli ordumuza kumpas kurdular,beni aldattılar diyerek orduyla ittifaka gitmesinin nedenini başka nasıl açıklanabilir.
Bu ülkede Erdoğan’a karşı olan herkes darbeci ama bir tek ordu darbeci değil..Ne kadar komik bir durum değil mi?
Ağrı’daki PKK ile silahlı kuvvetlerin arasında geçen çatışmayı bu gelişmeler ışığında okumalıyız!.
Tekrarlayalım son yıllarda PKK’nın güçlü olduğu il ve ilçelerin merkezinde hakimiyet alanı ilan eden,asayişi sağlayan PKK’lılarla askerler niye çatışmaya girmedi de,Ağrı’da seçim sathında çatışmaya girdi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İSRAİL İRAN SAVAŞI “YAPAY ZEK” SİLAHI…
18.06.2025 - THOMAS MANN 150 YAŞINDA…
16.06.2025 - “ALTIN KAÇAKÇISI VEKİLLER…”
9.06.2025 - DEMOKRATİKLEŞME YOK İSE,ÇOK ZOR…
2.06.2025 - ERDOĞAN “İMAMOĞLU”NUN SAVUNMASINI OKUDU MU?
26.05.2025 - “YAPAY ZEKÂYI” NASIL BİLİRSİNİZ?
19.05.2025 - “ANAN GURBAN SEN MİSİN?”
16.05.2025 - TOPLUMSAL CANAVARLAŞMA VE KADIN CİNAYETLERİ!...
12.05.2025 - DEŞİFRE…
5.05.2025 - YOZGAT MİTİNGİ MİLAT MI OLACAK?
28.04.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
necati budak
Olaylara geçmişten günümüze hakkaniyetle tahlil etmişsiniz,evet bende belkide yaşımızın verdiği hafiflikle cehaletle olsa gerek Kürtlerin anadil de konuşma hakkına bileolur mu öyle şey!? diye tepkiyle karşılık verirken bu gün anadilde eğitime bile olmaz da ne demek diye cevap veriyorum.Lakin burada şunu da belirtmekte yarar var.Bir kısım Türk dindar Kürt kardeşinin haklarını sonuna kadar savunuyorken Bir kısım Kürt kardeşimizde hak hukuk derken gerçekten de ırkçılık batağına saplanmış