Mehmet TIRAŞ
Sözde gazeteci geçinen televizyonda program yapan bazı kendini bilmez tetikçiler çıktı ortaya ; hukuk,demokrasi,adalet,insan hakları gibi kavramlar üzerine değil de,mahalle kabadayılarının edebini bile taşımayan,iktidardan gücünü alan, mafya bozuntusu tipler gazetecilik kisvesi altında,kendileri gibi yaşamayan ve inanmayan insanların oturdukları semtlerin adını vererek bir de hain ilan ederek, ölümle tehditleri savuruyorlar.
Hatırlamayanlar için hatırlatalım toplum olarak biz balık hafızalı bir toplumuz, böylesi sözler şöyle dursun toplu katliamları hatırlamayız.
1977 1 Mayıs,Maraş,Çorum,Sivas,Suruç ve Ankara Gar katliamlarını sokağa çıkın ve sorun kaç kişi hatırlar?
Akit diye ulusal boyutta günlük çıkan bir gazete var birde aynı adı taşıyan bu gazetenin grubunun yayın politikasını ekranlara taşıyan hükümet yanlısı Akit Tv diye bir de televizyon kanalı var; ve bu kanal yirmi dört saat din, ırk ve mezhep ağırlıklı yayın yapıyor ve açıkça toplumu ayrıştırıyor.
Bu televizyonda program yapan bir gazeteci artığı Ahmet Keser adında birisi 27 Şubat 2018 Tarihinde TSK’nın Afrin operasyonunda sivilleri öldürdüğünün, yalan olduğuna yönelik bir yorum yapmaya kalkıyor.
Aman Allah’ım ne yorum,nitelikli suça giren, toplumu iç çatışmaya çağıran, kin ve nefret kusan hedef gösteren Ahmet Keser denen zat peş peşe saymaya başlıyor:”Biz sivil öldürmeye kalksak Cihangirden,Etilerden,Nişantaşı’ndan ve Meclisteki hainlerden başlarız” diyor.
Bu kişiye ilk tepki Akp’ye muhalif partilerden ve medyadan geldikten sonra; Akp’e parti sözcüleri ilk önce tasvip etmiyoruz diyorlar ardından tepkiler çığ gibi yükselince; Cumhuriyet Savcıları herhalde görevlerini yapacaklar diye açıklama yaptıktan sonra; savcı bu tetikçi kof kabadayı hakkında 4. 5 yıla varan bir dava açıyor..
Aslında tetikçi iktidarın bu konuda kendisine sahip çıkacağını tahmin ettiği için böyle ulu orta, bu semtlerde oturanlara ölüm fermanı okuyor..
Yoksa böyle bir konuşmayı televizyon ekranlarından söylemek şöyle dursun, üç beş samimi arkadaş grubu ile bir araya gelsin söyleyemez ve söylemek istese bile etrafını kolaçan eder birileri duyar diye..
Peki bu tetikçi buna nasıl cesaret etti; böyle bir konuşmaya yabancı değiliz, daha önce isim vererek HDP’lileri hedef gösteren bir konuşma aynı kanalda yine oldu...
Bir dönem Rize Belediye başkanlığı ve milletvekilliği yapmış, Akp’nin önde gelen kurmaylarından sayılan, oğlu da Akp’den Kocaeli milletvekili olan Şevki Yılmaz yine bu malum kanalda: HDP’lilerin devlet eliyle öldürülmesini salık veren; “Devletin kendi MİT’i bazı kelleleri alması lazım idam beklenemez.Bu Sultan Abdulhamit’in metodudur ve islamidir. Bu milletvekillerinin ortadan kaldırılması için MİT’e çağrıda bulunarak, bunları ya ortadan kaldırın kardeşim, yoksa bu milletin içinden birileri çıkar ve bu işi bitirir dedi..”
HDP’liler bu şahıs hakkında Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu..
Radyo Televizyon Üst Kurulu( RTÜK) Şefki Yılmaz’ın bu konuşmasını oy çokluğu ile ‘ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi” savcılıkta dava açmadı.
Bu gazeteci geçinen edep yoksunu olanın, bir dayanağı var ki böyle ulu orta ekranlardan toplu hainlerden ve ölümlerden bahsediyor.
Akit Tv’nin kadrolu elemanı Ahmet Keser’in açıklamalarını bir Akp’ye muhalif gazeteci söyleseydi veya bir tiwit atsaydı ne olurdu; o kişi anında gözaltına alınır kanal süresiz kapatılır ve bu sözleri söyleyen gazeteci en az altı ay sonra mahkeme karşısına çıkartılırdı.Erdoğan hakkında konuştu diye Ankara’da bir bayan otobüsten indirilerek karakola götürülerek gözaltına alındığını, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığını hatırlatalım
Ama bu zat elini kolunu sallayarak aramızda dolaşırken, kanala da RTÜK bir hafta gibi bir yayın durdurma cezası vermiş.
Ahmet Keser denen kan kusana savcı 4.5 yıl ceza isterken..
Bu ülkede iki yazısından bir televizyon konuşmasından,Akp’ye muhalefet etmekten ve gazetecilik yapmaktan başka bir suçu olmayan gazeteciler, OHAL ilanından bu tarafa tam yirmi aya yakındır tutuklular ve haklarında ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar var bunlardan birisi Altan Kardeşler ve Nazlı ılıcak’tır..
Gazetecilerden Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında Anayasa Mahkemesi tutuklanması şöyle dursun, gözaltına alınmalarını bile hak gaspı diyerek tahliyelerine karar vermesine rağmen; yerel mahkeme üst mahkemenin bu kararını uygulamadı ve Mahkeme Mehmet Altan’a ömür boyu hapis cezası verdi.
AİHM:Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın hakları açık biçimde ihlal edildi açıklamasını yaparken; kesin kararını 20 Mart’ta açıklayacağını beyan etti..
Erdoğan iktidarının ilk sekiz yılında sürekli şunu dillendirirdi;AİHM kararları Türkiye’deki yasaların üstündedir, bunu herkesin böyle bilmesini isterim, diyordu.
OHAL ilanından sonra Erdoğan AİHM’in karalarını tanımaz oldu ve yargı iktidarın talimatı doğrultusunda karar veren duruma geldi.
Tekrar konuya dönersek bu cesareti nereden alıyor Ahmet Keser adındaki bu gazeteci artığı?..
Dikkat ederseniz Erdoğan, sürekli her konuşmasının sonunda biz ve onlar diyerek,kendine muhalefet eden ve kendisi gibi düşünmeyen kişileri hedef göstermesinin sonucu bu.
Bu gazeteci müsveddesinin konuşmasının başka bir izahı var mı?
Böyle bir konuşmayı Akp’ye muhalif bir gazeteci konuşması şöyle dursun ima etseydi;Erdoğan anında kameraların karşısına geçer kıyameti koparır, bayramlık ağzını açar ve kişiyi hedef gösterir; o gazeteciyi anasından doğduğuna pişman eder anında gözaltına aldırır,o televizyon kanalının yayın hayatına son verdirir, konuşan kişi de kalan ömrünü hücrede tamamlardı.
OHAL’den sonra dikkat ederseniz Türkiye hukuktan uzaklaştıkça; meşru güvenlik güçlerinin yerine sokağın güvenliğini almaya, topluma ahlak dersi vermeye kalkan ve kadınlar üzerinden ahlak ve namus dersi veren,edep yoksunu sözde akdemiysen,siyasetçi ve gazetecilerden oluşan çeteler ve mafya bozuntuları boy göstermeye başladı.
Bu gazeteci geçinen tetikçi de gizli ajandalarında olanı ortaya çıkarttı; açıkça kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayan insanların yaşadıkları semtlerin adını sayarak içindeki kini kustu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025