Mehmet TIRAŞ
Yazıda okuduğunuz başlık yeni okuyup bitirdiğim ve edebi lezzet aldığım bir romanın adı..
Kirliydi Kar’ın Yazarı:Georges Sımenon,polisiyenin ustalarından ve 20. Yüz yılın en büyük edebiyatçılarından biri olarak gösteriliyor..
Roman Everest yayınlarından çıkmış.
Kirliydi Kar Romanını Türkçeye çevirisini Ümit Moran Altan(Mehmet Altan’ın eşi) yapmış.
Roman 262 sayfa.
Bu roman hakkında bilgiye Cumhuriyet Gazetesinin Kitap ekinde yazan edebiyat eleştirmenlerinden Celal Metin’in tanıtım yorumundan öğrendim.
Kirliydi Kar’ı Batı edebiyatının içinde gösterilen önden gelen klasiklerden bir olarak tanıtıyordu eleştirmen.
Romanın tanıtımını kitap ekinde okuyunca Ümit Hanımı haberdar ettim..Ümit hanım haberdar olduğunu ama dergiyi bulamadığını söyledi. Gazetenin kitap eki bende var size ulaştırırım dedim.
Bu romanı okuyacağımı söyleyince Ümit Hanım nasıl olsa bir hafta sonra Mehmet’in(Altan) duruşmasında buluşacağız ben sana getiririm dedi ve anlaştık..
Çağlayan Adliyesinde mahkeme koridorunda buluşunca karşılıklı olarak ben dergiyi Ümit hanım da romanı bana verdi..
Romanı kısa süre içerisinde okuyamadım, bitirmem gereken sıraya koyduğum kitaplar vardı bunlardan birisi de, Notos yayınlarından çıkan Çevirisini Bülent Kale’nni yaptığı Arjantinli yazar Hraco QUIROGA’nın “Aşk,Delilik Ve Ölüm Öyküleri” ydi, bu öykü türü kitabı da okumanızı öneririm.
Bir kitabın okunmasında ve beğenilmesinde nasıl editörün etkisi varsa..
Yabancı eserlerin okunması ve tutulmasında, beğenilmesinde de çevirmenlerin çok büyük etkisi ve tartışılmaz katkısı vardır..
Çevirmenin dil zenginliği ve çevirdiği dile eş anlamlı sözcükler türetmesi,bulması başlı başına bir yetenektir.Çevirmenin ustalığı okurla yazar arasından bir yakınlaşma ve diyalog kurdurur.
Ümit hanım da ‘Kirliydi Kar’ romanına bir çevirmen olarak gereken hassasiyeti ve özeni gösterdiğini her cümlede fark ettiriyor.
Kirliydi Kar’ın hikayesi bundan tam 70 yıl önce 1948 yılında ikinci dünya savaşının sürdüğü yıllarda Fransa’nın Alman işgalinde olduğu yıllarda geçiyor.
Bu da romanın bir dünya klasiklerinden olduğunu ortaya koyuyor.
Bir romanın 70 yıldırı okunması edebiyat açısından önemli bir eser olduğunu gösteriyor.
Çetin Altan bir yazar öldükten sonra okunuyorsa o yazarın büyüklüğünü gösterir derdi.
Romanı okurken sıkılmayacaksınız, yazar okurunu da düşünerek ve olayları kısa tutarak veciz cümlelerle okuru kitabın içine atabiliyor.
Yazar Romanın hikayesini Romanın baş kahramanı 19 yaşındaki Frank’ın hayali ve gerçeği etrafında örüyor.
İkinci Dünya savaşı sırasında işgal altındaki Fransa’da ayakta kalmaya çalışan 19 Yaşındaki genç Frank Freidmaier’in suçla tanışmasını,kesif yalnızlığını ve iç dünyasını resmediyor yazar.
Frank’ın Annesi genelev işletmecisi olan Lootte isminde bir kadın. Frank aynı zamanda serseri gibi görünse de olaylar ve sorunlar karşısında yaşının üstünde soğuk kanlı ve olgun bir duruş sergileyen karaktere sahip.
Frank geri dönüşü olmayacak bir yola girerek,her türlü karanlık, kayıt dışı işlerin içinde dolaşırken batağa saplanıyor.. Karaborsa,şantaj,hırsızlık gibi bir yola sürüklenirken kendisini işgalci Alman askerleriyle bağlantılı organize bir olayın içinde bulur kendini Frank..
Romanda yazar açıklık getirmiyor ama Frank’ın elde ettiği Yeşil Kart Frank’a imtiyazlı bir kişilik kazandırır.Polis arama noktalarında Frank Yeşil Kartını gösterince kimse kimlik soramıyor.Frank’a Yeşil Kart geçiş üstünlüğü sağlıyor. Yeşil Kartı Frank’a Frank’ın arkadaşı rütbeli asker olduğu bilinen Fred Kromer temin ediyor.
Frank’ın doğru dürüst bir işi yok ama tomarı ile para taşıyor cebinde,her gün meyhanede içiyor, gezip tozuyor bu paraları Kromer temin ediyor.
Kromer Frank’ın samimi bir arkadaşı Frank’tan üç yaş büyük.Kromer küçük kızlara düşkün bir süpyancı, Kromer’e küçük kızları da Frank ayarlıyor.
Romanın örgüsü,kurgusu ve mekanı ağırlıklı olarak Lotte’nin bir apartman dairesinde işlettiği randevi evinde geçerken..Lotte ile aynı apartmanda oturdukları tranvay sürücüc vatman Holts ve Holts’un kızı sisyy ve Lotte’nin çalıştırdığı Minna,Bertha ve kısa bir süre çalışan çok güzel ve zengin bir ailenin kızı olan Anna arasında dolaşıyor.
Bertha yoksul bir köylü ailesinin kızı ama ailesine zengin bir ailenin yanında yatılı bir hizmetçi olarak çalıştığını söyler.
Frank ,Vatman Holts’u hiç sevmiyor aynı apartmanda oturuyorlar hatta Frank Holts’u öldürmek geliyor içinden ama niçin öldüreceğini de bilmiyor, böyle bir gel,gitleri olan sürekli belinde bir tabancaya dolaşan birisi Frank.
Holts evinden işine işinden evine gelen kızına düşkün bir baba eve gelişlerinde Frankla apartmanda karşılaşmamak için etrafı kolaçan ediyor.
Bu apartmanda geçen hikayelerinden birisi bu apartmanda oturanların kimin ne kadar zengin olduğu mutfaklarından gelen yemek kokusu ile biliniyor.
Tranvay sürücüsü vatman Holts kızı Sissy’le kalıyor,Frank hiç dışarıya çıkmayan Sissy’i çok merak eder ve birgün Holts’un evden çıkması ile evde olan Sissy’nin kapsını çalar, kapıyı Sissy açınca kapatmasına fırsat vermeyerek Frank kapının arasına ayağını koyarak içeri girer ve Sissy korkar ama korkusu birden dağılır Frank ile kısa sohbetten sonra evde oturmaktan sıkılan Sissy, Frank’a ısınır ve Frank Sissy’e çarşıya çıkmayı teklif eder, Sissy’de kabul eder çarşıda dolaşırlarken Sissy Frank’a iyice sokulur ve kısa süre de hiç erkek arkadaşı olmadığından olsa gerek Frank’a karşı şehvet duygusu kabarır Sissy’nin..
Frank o kadar Sissy’den elektrik almaz ama çarşıya çıkmışken bir sinemaya gitmeyi teklif eder Sissy’e, Sssy’de kabul eder,sinema da ışıklar sönüp film başlayınca erkekten gelmesi gereken hareketi Sssy yapar ve Frank’ın dudaklarına asılır, fakat Frank aynı sıcaklığı göstermez ama ayıp olmasın diye karşılık verir.
Sissy Frank’a beni güzel bulmuyor musun diye gözleirnin içine bakarak sorar sinemadan çıkınca,Frank güzelsin benim yapım bu der..
Aslında Frank cinsellik konusunda açlık çeken birisi değil, çünkü annesinin çalıştırdığı genç kadın Minna ile ihtiyaç duydukça sabahlara kadar sevişir,işin garip yanı Minna Frank’a da aşık birisidir.
Frank Minaa’nın rahatsızlığından dolayı sürekli karnını tutmasını alay konusu yapar bu işi seçersen, erkekler rahmini patlatırlar diye de aşağılayıcı espri yapar.
Artık Sissy babası Holts’un işe gitmesi ile Frank’ın evden çıkışını bekler ve beraber yine çarşıya çıkarlar birgün Kromer Frank’la karşılaşınca yanında gördüğü genç kız olan Sissy’i kendisne ayarlamasını ister.
Frank’ta Kromer’e planını anlatır ben Lotte’nin evinde buluşacağım Sissy’le, odanın karanlığında o soyunup p yataga girince beni beklerken Sissy’nin koynuna sen gireceksin der.
Aynen planı uygular Frank, Sissy’le karanlıktaki oda dan birden Frank uzaklaşır ve odanın içinde olan Kromer Sissy’nin koynuna girince, Sisy koynuna giren erkeğin Frank’ın olmadığını anlar ve sehbanın üzerindeki çakmağı çakması ile Kromer’i görmesi birden avazı çıktığı kadar çığlık atar ve Sisy üzerine bir kıyafetini alarak karanlık odadan kendini dışarı atar.
Frank’ın bu aşağılık alçak planı Sissy’de büyük tranva yaratır ve Sissy’i yatağa düşmekle kalmaz hayalleri altüst olur,dokdorlardan aylarca psikolojik destek alır.
Ve gün gelir Frank kirli işlerinin sonunda yakalanır ve içeri atılır çok yönlü bir polis sorgusundan geçer..Frank’ın ziyaretçilerinden doğal olarak en çok annesi Lotte gelir,Lotte Frank’a her şeiy itiraf etmesini, konuşmasını söyler konuşursa ceza almyacağını hatta çıkacağını söylemesine rağmen Frank kabul etmez ama sorgulamalar sürdükçe artık Frank’ın çelişkili ifadeleri kendini ele vermeye başlar.
Bu arada Frank’ın hiç beklemediği ve hep vicdan azabi çektiği sağlığını çok merak ettiği Sissy ile babası Holts’un ziyaretine gelmesidir.
Sissy’nin kendisine hakaret edeceğini düşünürken Sissy’nin Franka seni çok seviyorum demesi Farnk’ı çok duygulandırır ne söyleyeceğini şaşırır,Frank’ın öldürmek istediği tramvay sürücücü vatman Holts’un da Franka sen iyi bir insansın ama insanlığını yerine getiremedin..
Holts Frankaın gözlerinin içine bakarak “İnsan Olmak Zor Zanaattir” deyip son noktayı koyup kızı Sissiy ile Frank’ın yanından ayrılırlar..
Okuyup yorumlamaya çalıştığım Kirliydi Kar Romanı dilerim roman okurlarını meraklandırır.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025