Merve Şebnem Oruç
Ankara’nın bu haftaki sert mesajları, özellikle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “İlişkiler ya düzelecek ya tamamen bitecek” cümlesi Türkiye-ABD ilişkilerinin ne kadar kırılganlaştığını göstermekteydi. Aynı günlerde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Türkiye Suriye’de söz sahibi olmak istiyorsa Esad’la temasa geçmeli,” sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “1 milyon vatandaşını öldüren bir katille biz neyi konuşacağız?” tepkisi geldi. Yani ABD yönetimiyle gerçekleştirilen üst üste temaslar sürecinde “Esad’la görüşülmeli” tartışmaları da Türkiye’de bir kez daha alevlendi.
Gerek ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’ya gelmeden önceki “YPG’ye ağır silah vermedik,” şeklindeki sözleri, gerek Menbiç konusundaki “Geçmişte Türkiye’ye verdiğimiz taahhütleri tümüyle yerine getirmedik,” açıklamaları, gerek Savunma Bakanı Mattis’in mevkidaşı Nurettin Canikli’ye “YPG’yi PKK’ya karşı savaştıralım,” teklifi ve giderek daha da komikleşen tüm bu çelişkili iş ve ifadeler, ABD’nin dans pistinde oynayacak yerinin iyice daraldığını gösteriyor. DAEŞ’in silinmeye yüz tutmasıyla beraber, Washington’ın tüm ülkelerin Suriye politikasını esir alan “DAEŞ’le mücadeleye odaklanalım,” bahanesinin son kullanma tarihi yaklaştı. Suriye’de bir kaç dar alana sıkıştırılmış ve o şekilde bekletilen DAEŞ’liler bu argümanın ömrünü uzatmak için bir kez daha sahaya sürülür mü? Heyet Tahrir el Şam (eski adıyla Nusra) üzerinden yeni bir kampanyayla propaganda aygıtları bir kez daha çalıştırılır mı? Her şey ihtimal dahilinde... Ama bugün değilse yarın, eninde sonunda kozların hepsi tükenecek, ve taraflar tüm kartlarını açmak zorunda kalacak.
Türkiye ise o eşiği geçeli çok oldu. Son beş yıla sığan türlü dost kazığı, tehdit ve saldırının ardından PKK’ya verilen tonlarca silah Ankara’yı ve de Türk insanını, “İnceldiği yerden kopsun,” deme noktasına getirdi. Halihazırda ABD’nin domine ettiği küresel sisteme eleştirilerini “Dünya 5’ten büyüktür,” tarzı çıkışlarla dile getirmiş olan Türkiye’nin Suriye, Irak, Filistin, Libya, Mısır gibi coğrafyalardaki uyarıları haklı çıktı; bugün BM gibi, AB gibi kurumların yaldızları dökülüyor, sistem iflas ediyor, çıkardıkları ateş şimdi dönüp onları da yakmakla tehdit ediyor. Ve Türkiye artık, yıllardır kendisine kapı kulu muamelesi yapan müttefiklerinin geleceğini korumak için kendini feda etmek istemiyor. Dile kolay, sözüm ona ortağınız, düşmanınızı silahlandırıyor; sözüm ona dostunuz varlığınızı tehdit eden bir yapıyı, bir terör örgütünü açıkça destekliyor. İlişkiler zedelenirse bundan Rusya mı karlı çıkarmış, NATO ne yaparmış; Ankara artık bu Soğuk Savaş kalıntısı gelecek okumalarını dinleyerek geri adım atmıyor. Haritalara, “Zaten ayak sesleri duyuluyor, yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve Türkiye’nin buradaki yeri ne olacak,” cesaretiyle bakıyor.
Gelgelelim durumu hükümet kadar soğukkanlı ve uzun vadeli okumayanlar da var. Yükselen anti-Amerikancılık CHP, İYİ Parti, Vatan Partisi gibi çevrelerde, “Esad’la görüşülmeli” argümanını daha yüksek sesle seslendirmek için kullanılıyor. Esad rejiminin “ABD ile işbirliği yapan haindir,” ifadelerini “Bakın Şam da PKK’ya karşı,” diyerek topluma yansıtıyorlar. Oysa Baba Esad’dan beri PKK’ya alan açan, Suriye’nin kuzeyini anahtar teslim maaşa bağlayarak PYD’ye veren rejimin, PKK’yı Türkiye ve muhaliflere karşı kullanmak için başka planları vardı, hala var; ve PKK kendisinin yerine ABD ile iş tuttuğu için buna canı sıkılıyor.
Cumhurbaşkanı, ilkesel olarak Esad’la neden görüşmeyeceğini sürekli vurguluyor. Ancak ilkeleri konuşacak zeminin kalmadığını düşünenlerin de rasyonel açıdan Esad’la görüşmenin bize ne kazandırıp ne kaybettireceğini kestirmelere sapmadan değerlendirmesi gerekir. Zira herkesten önce “Esad gitmeli” diyen ABD bile PKK’yı korumak adına Esad’la masaya oturabilir. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi’nin son raporundaki “Suriye muhalefetinin artık Esad’ı devirecek güçte olmadığı, ancak bir yıl daha çatışmayı sürdürebileceği” vurgusu bunun işaretlerini taşıyor. El insaf, ABD’nin beş yıl önce sonuç tam da böyle olsun diye politika değiştirdiğini cümle alem biliyor. Öte yandan, Ankara Esad’la velev ki masaya oturdu, Batı’nın bir anda rejimin öldürdüğü insanları, yapılan işkenceleri, kullandığı kimyasal silahları hatırlayası tutabilir ve yıllardır durulan yerler unutulup Türkiye bu kez de Esad’la görüşmekle suçlanabilir.
Aslında durum trajik olduğu kadar basit. ABD’nin Suriye’de istediği kurguyu yapabilmek için istikrarsızlığa ve de Esad’a ihtiyacı var. Çünkü Suriye’deki istikrarsızlığın ana kaynağı Esad. Zaten süper ve bölgesel güçlerin yeni silahlarını, yeni savaş taktiklerini denedikleri kanlı bir oyun sahasına dönen Suriye’de savaş bitmekten, istikrar gelmekten çok uzak.
Tam da bu yüzden “Esad’la görüşmeli” demenin 1930’larda “Hitler’le görüşmeli” demekten farkı yok. Kimler görüşmedi ki o dönemde Hitler’le... Buna rağmen Hitler ve Nazi Almanyası nasıl ki ayakta kalamadı, yarın Esad da kalamayacak. Hitler giderken eski dünya düzenini beraberinde götürmüştü, Esad da 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzeni yanında götürecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018