Mücahit BİLİCİ
Geçen gün IŞİD’le ilgili Vice News’ce yapılmış bir belgeseli izledim. Doğrusu IŞİD’in vahşetinin, IŞİD’in mahiyetini anlamanın önünde bir engel olduğu kanaatine vardım.
Eğer nesebi gerçekten sahih ise IŞİD belki de Arapların ilk modern devleti. Yönetim biçimianayasal diktatörlük. İnanç ve korkunun cem olduğu bir kanun hâkimiyeti var. Kanunlar vahşi ama kanun ortaya çıkmış görünüyor. Vahşeti, kafa kesmeleri hem bedevilikten hem devlet olmasından. İslam medeniyetinin kendi saatinin durduğu zamana geri dönüp tarihi tekrar oradan idame ve ikame etmeye çalıştığı için IŞİD sanki başka bir zamandan bugüne gelmiş gibi. Kanlı ve canlı bir vecd hâli ortaya çıkmış. Ölmeye hazır olmanın husule getirdiği kendinden geçme onları özgürlüğün eşiğine getirmiş: Devrim ortamlarında hissedilen bir aşkınlık hâli. Sıfırdan başlayıp tarih sahnesine giren bir özne ile karşı karşıyayız denebilir.
Karizma ve vecd hâlinin bu kadar güçlü olmasının sebebi IŞİD’çilerin, kimilerinin çok sevdiğiümmileşme sürecini tamamlamaları. Seyyid Kutup’un hayal ettiği ve İhvan’da kısmen tahakkuk eden “cahiliyye teorisi,” IŞİD’de en keskin hâliyle hayata geçmiş görünüyor. Kutup, Müslümanlara özkaynaklarına dönebilmeleri için İslam’ın dışındaki her şeyi hiçlik değirmeninde öğütmeyi öğütlemişti. O kadar ki geleneksel Müslümanlar da cahiliyyenin içinde sayılıyordu. IŞİD’in kendileri dışındaki herkesi kâfir, münafık vemürted ilan ettiğini gözönüne alırsak, IŞİD’de mutlak bir ümmilik var: Kendiinandığı dışında hiçbir prensip, talep ve değer tanımayan bir hareket. Bu noktaya gelen savaşçı, her zaman için dünyanın en iyi savaşçısı olur. Nietzsche’den Weber’e nice Avrupalının gizli hayranlıklarını bazen açık ettiği bu kelle koltukta savaşçı tipini, medeniyetten soyunup vahşete giren günümüzün karikatür cihad söylemine kellesini teslim etmiş nihilistlerde görüyoruz. Busavaş ihlası, askerî başarıya dönüşürken; belki de modern zamanlarda (vahşi de olsa ve hatta vahşi olduğu için) ilk kez kendi ayakları üzerinde duran organik bir Sünni Arap devleti doğmuş olabilir.
Kürdler ise millet olma sürecini yaşıyorlar.Kürdlerde asablar ilk kez kitlesel seviyedeaçılıyor. Bugün Kobane’de yaşanan dram, daha önce Halepçe ve Roboski’dekine benzer bir damar oluşturma etkisi yapıyor. Kürdlerin bir millet olarak şahs-ı manevisinin teşekkülü sürecini yaşıyoruz. Bir yerdeki acının başka yerde hissedilebilir olması için dokuyu oluşturan hücreler arasında iletkenliğin olması ve hissiyatı nakledecek damar vesinir uçlarının yayılması gerekiyor. Bugün Kürdler açısından yaşanan en önemli dönüşüm Kürd amme vicdanının ortaya çıkmasıdır. Kürdler artık hisseden bir beden oldular. Bu bedene hem ait hem de istikamet veren bir selim akıl var mı? İşte burada Kürdlerparamparça. Kürd aklının önemli bir kısmı PKK’nın tekelinde. Bu aklın ne kadar âkil olduğu tartışılır. Sadece bir PKK-Barzani dayanışması bile Kobane’deki durumu daha az vahim bir seviyede tutabilecekken Kürd gruplar arasında bir dayanışma yok. Mütereddid bir kantonizmden ne istediğini bilememeye uzanan geniş bir kararsızlık ve belirsizlik hâli göze çarpıyor. Ancak milletleşme süreci yaşandığı kesin.
Kobane’deki kriz dolayısıyla Kürdlerin tepki göstermesi normal ve gerekli. Bu tepkilerinmutlak bir masumiyet içinde olması adaletin ve insaniyetin gereğidir. Başka insanları taciz, çevre ve kamuya ait şeyleri tahrip Kürdlerin haklı hissiyatına haksız lekedir. O yüzden Kürdler Bediüzzaman’ın müsbet hareket prensibini ilke edinmeli ve beden olurken aklı unutmamalı: “desthevgırtın, desthevgırtın, desthevgırtın”a kulak verirken, “xwendın,xwendın, xwendın”ın da hakkını vermeli.
*
NOT: Akademik çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek ümidiyle bir süre iki yerine haftada bir yazı yazacağım (cumartesi günleri).
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025