Mümtazer TÜRKÖNE
Erdoğan son zamanlarda seçmenleri şu sözle uyarıyor: “İdeolojiye değil, icraata, esere göre oy verin.” Kastettiği, genel olarak söylem düzeyinde ideolojik argümanlar kullananlar; özel olarak ise Gezi eylemlerinde şekillenen muhalif siyasî söylemi hedef alıyor.
Bu söz pragmatik bir kitle partisine çok yakışır. Sandıkta her iki kişiden birinin oyunu almış bir lider partisinin ideolojik kurgusunu dağıtmak ve kucaklayıcı kitle politikaları izlemek zorundadır. Fakat derin bir çelişki içinde, parti yelpazesinde BDP’den bile daha fazla ideolojik argüman kullanan kendisi. Erdoğan temel kutuplaşma eksenini kendisi ile Cemaat arasında oluştururken, ister istemez İslâmcı tezlere geri dönüyor. Son 12 yılda bilinçli bir çaba ile boşalttığı ideolojik bagajını bu tezlerle yeniden dolduruyor. İki mecburiyeti var: Birincisi Millî Görüş’ten devraldığı ana çekirdeği militanlaştırarak etrafındaki tahkimatı kuvvetlendirmek. Gerilim ve düşmanlık üzerine siyaset üretirken militan bir güce, militan güç için ise ideolojik mesajlara ihtiyaç var. Başbakan’ın şiddet ve öfke dolu mesajları ideoloji ile beslenmediği takdirde, bir liderin çıplak despotluk hezeyanları olarak anlaşılacaktır. İkinci mecburiyeti: Düşman ilan ettiği Cemaat’e karşı ayakta durması, ancak ideolojik bir cephe açmasına bağlı. Cemaat, tarihî olarak çok güçlü olan sivil İslâmî damarı temsil ediyor. Bu damara karşı savaş, ancak siyasallaştırılmış İslâm anlayışından devşirilen ideolojik silahlarla mümkün. Dikkat edilirse Cemaat’e karşı geliştirilen “paralel devlet” iddiasının bile temellendirilmesi için ideolojik bir farkın ortaya konması gerekiyor. Kısaca Erdoğan kendi kazdığı kuyuya düşüyor. Savaş yürüttüğü dar alanda AK Parti’yi, kitle partisi iddialarını bırakıp bir ideoloji partisine dönüştürüyor.
Bediüzzaman’ın yeniden keşfedilmesi, yolsuzluk ithamlarına karşı bir kalkan olarak sıklıkla kullanılması bu ideolojik ihtiyacın derinliğine bir işaret. Erdoğan’ın kullandığı dilden, AK Parti’nin seçim propaganda imgelerine kadar çok geniş bir yelpazede ve aşırı yoğunlukta bu ideolojik cephaneyi takip etmek mümkün. Karşımızda İslâmcı bir Erdoğan var. Ne var ki, hâlâ saf İslâmcı kalabilenlerin, aynı etiketle anılmamak için isimlerinden bile vazgeçebilecekleri çapta kirlenmiş bir amaca hizmet etmesi söz konusu. Yolsuzlukların üstünü “davaya hizmet ve hayır işleri” mazeretiyle kapatabilecek çapta hem esnek hem de keskin bir İslamcılık henüz geliştirilemedi.
Erdoğan’ın artan ideoloji ihtiyacının tam tersine, Türkiye keskin siyasî kutuplaşmalardan uzaklaşıyor. Tek başına Cemaat’in bu seçimlerde AK Parti’ye oy vermeyecek olması bile, siyasî yelpazeyi en derin noktasından en geniş açısına kadar alt-üst etmiş durumda. Erdoğan’ın Cemaat’e karşı açtığı savaş, laik-Kemalist-ulusalcı cephenin en temel varlık gerekçesini ortadan kaldırdı. Din ve laiklik ekseni bugün içi boşalmış bir kutuplaşma olarak geride kaldı. Laik kesim yavaş yavaş Türkiye’deki siyasî gerilimin kendileri ile dindarlar arasında değil, kontrolsüz bir iktidar peşinde olanlarla özgürlüklerini ve hukuklarını baskılara karşı korumaya çalışanlar arasında geçtiğini anlamaya başladı. Kimden yanasınız? Bu sorunun cevabını artık kimse eskisi gibi etiketleri kullanarak veremeyecek? Ulusalcıların AK Parti ile kurduğu ittifakın karşısında yer alanların ortak paydası ne? Devlet içindeki iktidarın kullanımına dair çekişmelerin, toplumun geneline bir özgürlük ve hukuk açığı olarak yansıdığı ve bu durumun ideolojik kimlikleri anlamsızlaştırdığı yeteri kadar anlaşılmıyor mu?
Hocaefendi dün gazetemizde başlayan röportajında, darbe döneminde gördükleri baskının on katını AK Parti iktidarında gördüklerini söylüyor. AK Parti’nin kurduğu bu baskıya, iktidar tekeli oluşturma çabası dışında saf ideolojik bir gerekçe bulmak mümkün mü?
İdeolojiler, gerçeklerin üstünü süslü cümlelerle örtmek için imdada çağrılırlar. Erdoğan, siyasî yok oluşunu engellemeye çalışırken bırakın çıkarttığı Millî Görüş gömleğini, çok daha kalın bir ideolojik zırh ile kendisini korumaya çalışıyor. İşe yarar mı? Seçimlerde göreceğiz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Siyaset, hangi durumda mutlak butlanla batıl olur?
21.06.2025 - Sırada Türkiye mi var?
17.06.2025 - Saray ne istiyor?
1.06.2025 - Erdoğan “U dönüşü” yapabilir mi?
27.05.2025 - Demokrasi ve Hukukun Kokusu
23.05.2025 - PKK silah bıraktı, ya diğerleri?
13.05.2025 - Türkiye'de doğurganlığın teşviki ve gerçekler: Çocuk sahibi olmamak bir tercih mi, yoksa mecburiyet mi?
12.05.2025 - Seçim geliyor, çünkü…
6.05.2025 - Telef edenler, telef edilenler
5.05.2025 - Otokraside tutuklu kalanlar…
5.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
senin ekmegin yağlı ama bu ölümlerin 1. derecede sorumlususunuz