Mümtazer TÜRKÖNE
İkisi de gerçek. Suç işleyen ve kafası suçla meşgul olanlar suç bastırmak için, karşılarındakileri en iyi bildikleri, yani işledikleri suçla itham ederler.
Bu lâfı, -Cizre’de son olaylarda kendini en çıplak haliyle gösterdiği üzere- paralel devletini adım adım geliştiren PKK’lılar icat etti. En çok diline pelesenk eden ise Ak-Saray’da, paralel devlet yapılanmasını oluşturmak üzere kolları sıvayan Erdoğan oldu. Sabah’ın “Beştepe’de 12 başkanlık” haberi, “sorumsuz ve yetkisiz” Cumhurbaşkanı’nın hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde, resmî devlet kurumlarına paralel olarak inşa ettiği “paralel devlet yapılanması”nın detaylarını veriyor. Ya haberi yazanlar çok cahil ya da haberi yazdıranlar çok pervasız. Bu başkanlıklara verilen “devlet kurumları ile koordinasyon” görevi, düpedüz anayasal düzeni en hassas yerinden değiştirmek, hatta “darbe yapmak” anlamına geliyor. Sami Selçuk, Türkiye’de hukuk devletinin mevcut olmadığını söylemişti. Şimdi, onun yerini Saray’ın odalarında faaliyette bulunan “paralel devlet” işgal edecek.
Cumhurbaşkanlığı, tüzel kişiliği bile bulunmayan bir makam, sadece genel sekreterliğin idarî iç işleyişini düzenleyen bir kanun var. Bu yüzden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bile, cumhurbaşkanlığına değil Kültür Bakanlığı’na bağlıdır. Kanunsuzluk çift taraflı. Hem anayasaya aykırı bir yetki kullanılacak hem de bütçede yer almayan kalemlerden harcama yapılacak. “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz” diyen Anayasa hükmü ne olacak?
PKK, Cizre’yi “paralel devlet” sıfatıyla kana buladı. KCK’nın bir yasası, devlete alternatif iç güvenlik birimleri, kanunları, mahkemeleri, vergi toplama düzeni var. 1917’nin alternatif Sovyet yapılanmasından başka bir şey değil bu düzen. Düzene uymayanlar “kurtarılmış” bölgeleri terk etmek zorundalar. PKK, paralel devletini yürütebileceği yerde ideolojik temizlik yapıyor. Ak-Saray’daki paralel devlet düzeninin muhalefeti susturması gibi.
PKK’nın KCK’ya dayanan “paralel devleti” ile, Ak-Saray’da 12 başkanlık altında oluşturulan “paralel devlet” arasında mahiyet ve işleyiş açısından pek fazla fark yok. İkisi de kanunlara aykırı ve ikisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak tanıdığımız, bildiğimiz devletin egemenlik yetkilerini anayasa ve kanunlara aykırı bir şekilde kullanmaya hevesli. Tek fark, biri yerin altında, öbürü saraylarda, Cumhurbaşkanı’nın gölgesi altında. Barış süreci, fiilen bu iki paralel devlet arasında yürütülüyor.
Yolsuzluk soruşturması yürüten dört savcıyı açığa aldığınız zaman, yolsuzluklar buharlaşıp kaybolmuyor. Devlet düzeni, mal beyanlarından yola çıkarak bakanların yolsuzluğunu gözler önüne seriyor. Yüce Divan yargılaması bu belgelerle yapılacak. Tek çare var: Paralel devletin kurallarını işleterek bu soruşturmaların üstünü kapatmak. Peki seçim ne olacak? Paralel devletin organları seçimle oluşmuyor ki!
“Paralel devlet” lafı, bir senelik yaygın kullanımdan anlaşıldığı üzere, kaynağı halkta olan egemenliği kuvvetler ayrılığı prensibine göre kullanan devletin organlarına ve kurallarına alternatif bir düzen oluşturmayı anlatıyor. “İnlerine giriyoruz” yaygaraları arasında, uzun bir yılın hitamında çıka çıka bir dizi senaryosu ve iki makale ile bırakın paralel devleti bir film şirketini bile çekip çevirmek mümkün olmadığına göre? Demek ki her şeyi paralele bağlayanlar, cambaza bak derken kendi paralel hatlarını döşemekle meşgulmüş.
Hatip Dicle, Cizre’deki olayları “paralel devletin mensubu” ve “beyin takımı” sıfatıyla bana bağlamış; Erdoğan ise o kadar ileri gitmeyip “paralel devletin müttefiki” demişti benim için. Allah aşkına günlük yazıları, dersleri, bir türlü tamamlayamadığım romanı bırakıp böyle işlerle hangi ara meşgul olmuşum? Demek paralel hikâyeleri hep böyle uyduruluyormuş. “Paralel” hikâyelerinin hep paralel devlet sahipleri ve sözcüleri tarafından üretilmesi tesadüf olabilir mi? Siz siz olun, hikâyeleri bir kenara bırakın, cinayetlere, saray odalarında üretilen entrikalara merceği tutarak bu iki paralel devleti 2015’te dikkatle takip edin.
Cenab-ı Allah, meşrû ve gerçek devlete zeval vermesin, paralel devletlerin şerrinden milleti korusun, 2015 hayırlara vesile olsun.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025