Murat AKSOY
Liseyi 5 yılda bitirdim deyince pekçok insan 'Hazırlık da mı okudun?' diye soruyordu. Hayır, hazırlık okumadım ama Kabataş Erkek Lisesi'ni tam 5 yılda bitirebildim. Son yılda resim dersinden bütünlemede de kalmıştım ama imdadıma askerlikten yırtmak için yazdığım Açık Öğretim yetişmiş ve mezun olmuştum.
Açık Öğretim tercihi askerliği bir yıl daha ertelemekti benim için. Şubat başında bir arkadaşımın misafiri olarak İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi'nin kantinine gidince üniversiteyi kazanmanın şart olduğunu hissetmiştim. Ve Haziran'daki sınav için Mart ayında 'hızlandırılmış' dershaneye başladım.
Bir önceki yıl Açık Öğretim'e kaydolmak beni askerlik yoklamasından kurtarmış, liseden mezun olmama yaramıştı. Ama girdiğim sınavda 20-22 puanımın kesilmesine yol açtı. Bu nedenle Marmara İşletme yerine Erciyes İşletme'ye girebildim. 5 yıllık Kabataş Erkek Lisesi'nin üzerine eklenen 3,5 aylık dershane ile üniversite kazanmıştım. Benim dershane hikayem topu topu 3,5 ay süren bir maraton.
Son iki haftadır dershane tartışmasını izlerken aklıma hep kendi hikayem geldi.
Hükümetin mevcut sistem içinde dershanelerin varlığından bir biçimde rahatsız olduğunu geçen yıldan bu yana biliyoruz. Son olarak bu konuda bir çalışma olduğu kamuoyuna yansıdı ve tartışmalar başladı. Kamuoyuna yansıyan taslak olmasına rağmen, dershane sektöründen ciddi bir itiraz yükseldi. Kuşkusuz en güçlü itiraz eğitimin her alanında güçlü bir yapı kurmuş olan Gülen Cemaati'nden geldi.
Önceki gün Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, konunun paydaşlarla yeniden görüşüleceğini ifade ederek, taslağın soğumaya alındığını açıkladı.
EĞİTİM MÜHENDİSLİK MİDİR?
Belki bu aşamada bir değerlendirme yapmanın tam zamanı.
Ama önce eğitim üzerine çok geriye gitmeden iki hatırlatma yapalım.
İlki 28 Şubat'ta devlet, muhafazakârların önünü kesintisiz eğitim ile keseceğini düşündü. İmam Hatip Liseleri'nin (İHL) orta kısmı kapatıldı. Bu haksız uygulama sadece çocuklarını İHL'ye vermek isteyen ailelerin haklarının gaspı değil; aynı zamanda eksiğiyle var olan meslek liseleri sistemine de darbe vurdu.
O gün alınan karar da eğitimin kalitesini, içeriğini değil; siyasi olarak olmaması gerekenlerin önünü kesmek, kendi kültürel ve ideolojik kimliğini korumak için devlet tarafından alınmıştı. Yanlıştı.
Yine daha yakın bir tarihe gittiğimizde 28 Şubat'la gelen kesintisiz eğitim sistemine son veren 4+4+4 sistemi de, liselerin yapılandırılması da aynı anlayışın yansıması olarak ortaya çıktı. Düz liseleri azaltan bu sistem, meslek ve Anadolu liselerinin dışında kalan liselerin büyük ölçüde İHL'ne dönüşmesine yol açtı. Dahası Anadolu ve meslek liseleri sınavlarında başarısı olanların pek çoğu İHL'ne yönlendirildiler. Hatta dönem başında kendi iradeleri dışında İHL'ye kaydedilen öğrenciler olduğu yansıdı.
28 Şubat'ta hayata geçen kesintisiz eğitim mühendislik projesiydi, başarılı olmadı. Son yıllarda eğitim üzerine yürütülen proje de siyasal meşruiyeti olsa bile bir tür mühendislik projesidir. Ve başarılı olma şansı yoktur.
'ALTIN NESİL' YETİŞTİRME GAYRETİ
Dershane konusu da yukarıdaki tartışmalardan bağımsız değil.
Buradaki temel sorun şu:
Dershanelerin kaldırılması eğitimi rehabilite eden yapısal reformun bir parçası mı ya da dershanelerin kaldırılmasına itiraz edenler, eğitimin rehabilitasyonu için bir öneri yapıyorlar mı?
Yoksa eğitim üzerinden elde edilen insan gücünü, devlet içinde bir kontrol mekanizması oluşturmak için kullanmak mı? Veyahut kendi dünya görüşünüze uygun bireyler yetiştirmeyi hedeflediğiniz sistemi kurmak mı?
Herkesin bu sorulara samimi cevap vermesi gerekiyor.
Dershane tartışması, adı konmasa da son iki seçenek arasında geçti. İlk seçeneğin önemini dile getirenler çok küçük bir grup oldu.
Dershane tartışması eğitim tartışması değil, siyaset tartışması. Meşruiyetini dinden alsa da farklı birey, toplum tasavvurları olan ve bunu ataerkil zihniyet içinde kurgulamak isteyenlerin tartışması. Bir tarafta elde ettiği özerkliği koruma çabası diğer tarafta iktidar alanını genişletme çabası. Eğitim, tarafların her iki tarafın da önemini bildiği ve kullandığı bir araç sadece.
Bu mücadele ile eğitimin kalitesi yükselmez. Bu tartışmadan, eğitim sisteminin rehabilitasyonu, eğitimin yapısal dönüşümü çıkmaz.
Bu gerilim kimlik siyasetinin en bariz örneğidir.
Bu gerilim eğitimin sorunlarını ortadan kaldırmayı değil, eğitimi iktidar mücadelesinin ideolojik aracı olarak görmenin ifadesidir.
Sonuçta dershane talebi bir sonuçtur. Öncelik sonucu ortadan kaldırmak değil sonuca yol açan nedenleri ortadan kaldırmak olmalıdır.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018