Murat AKSOY
Yasa dışı dinlemeler sıradan insanlar için olduğu kadar birer kamusal figür olan siyasiler için de büyük bir tehlike. Bunu kim yapıyorsa, günü geldiğinde ya şantaj amacıyla ya da başka bir amaçla mutlaka kullanacak demektir. Demokratik devlete düşen, bu yasa dışı dinlemelerin önüne geçmek ve vatandaşını da korumaktır.
Ancak bizde devlet geleneği bizatihi “gizlilik” üzerine kurumlaştığı için dinleme de, fişleme de normal hatta olmazsa olmazdır. Kendisi yaptığı için başkalarının yapmasına da ses çıkarmaz. Ta ki, canı yanan kadar.
Son günlerde yaşadıklarımız tam da bu. Kendisi devletin imkan ve gücüyle hedef seçtiklerini yasa dışı yollarla dinlerken sorun yoktur ama bir başkası kendisi dinlerse kıyameti koparır.
Her türlü yasa dışı dinlemeye karşı olmak demokratlığın gereğidir. Ama devlet adına, devlet kurumları üzerinden özel hayatımızın devletin denetime açılma girişiminin de demokratik bir devletin tercihi olmasa gerek. Seçim sonrasına ertelenen MİT yasası, bu tür tuzaklarla doludur.
Hukuk biterse devlet de biter
Bugünlerde sıkça dinleme tapeleri ortaya çıkıyor. Bunların bir kısmının 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonları kapsamında olan yasal dinlemeler olduğu ileri sürülüyor.
17 Aralık ve 25 Aralık dosyalarının hukuki akıbetleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığımız için kamuoyuna yansıyan tepelerden, belgelerden soruşturma dosyalarının içeriğine dair bilgi sahibi oluyoruz. Muhtemelen bu tapeleri ve belgeleri yayınlayanların da hedefi, bu soruşturma dosyalarına ilişkin kamuoyu duyarlılığını canlı tutmak ve unutulmasına engel olma. Yasal olduğu iddia edilen dinlemelerin yanında yasadışı dinlemeler de kamuoyuna yansıyor.
Dinleme yasa dışı olabilir ama kamuoyuna yansıyan içeriği konuşulanların kamu yararı açısından değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.
Önceki gün bunlardan biri yayınlandı.
Başbakan ile eski Adalet Bakanı arasında geçtiği iddia edilen bir dinleme kaydında, Başbakan’ın sürmekte olan dava dosyası ile ilgili olarak Adalet Bakanı ile görüşüyor. Anlaşılan o ki, istenen karar çıkmıyor. Adalet Bakanı bunun gerekçesini hakimin Alevi olmasına bağlıyor. Yayınlanan bölümden çıkan bu.
Bu tepede dosyaya doğrudan müdahale kadar vahim olan konu; “hakimin Alevi olması”nın ifade edilmesi.
“Hakimin Alevi olması” tespitinden çıkan sonuç, hakim Alevi olmasaydı, dosyaya ilk aşamada müdahale edilebilirdi, edilemedi.
Eğer gerçekse, neresinden tutsan elinde kalacak bir konuşma. Hukuka müdahaleyi geçtik, hakimin Alevi olduğunu açık açık ifade edilmesi bile bir ayrımcılıktır.
Daha önce yazdım, bir kez daha büyük harflerle yazayım; EĞER TÜRKİYE’DE ZENCİ ARIYORSANIZ, CUMHURİYETİN BAŞINDAN BU YANA HER DÖNEMİN ZENCİLERİ ALEVİLERDİR.
Siz bakmayın Alevilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin, laikliğin teminatı olarak dönem dönem meydana sürülmelerine. Bu devletin Alevilere olan güveninden değil, devletin kendini korumak için Alevileri kurban etme girişimindendir. Alevilerin bir kısmı da buna teşne oldukları için sorun yoktu. Çünkü o Aleviler, devletten elde ettikleri imtiyaz karşılığında; “devletin ideolojik aygıtları, taşıyıcıları” olmaya hazırdılar.
Yoksa bu devlet, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Alevileri hep zenci görmüştür.
Aleviler açısından Cumhuriyetin, Atatürk’ün muhtemel tek önemi; Osmanlı’ya kıyasla kendilerinin eşit vatandaş olma halleridir. Ancak bu eşitlik de görünürde kalmış, temel hak ve özgülüklerini kamusal alanda “Alevi” olarak hiç sahip olmamışlardır.
Tekke ve dergâhlarına el konulmasından Dersim katliamını, Maraş’tan Çorum’a, Gazi Mahallesi’nden Sivas’a bu değişmemiştir.
Aleviler bu devletin hep zencileri olmuşlardır.
Ayrımcılık bitmeden sorun çözülmez
Geçtiğimiz günlerde fişlemeler yayınlandı. KPSS sınavının başarıyla geçtikleri halde; kimi babasının adından, kimisi kendi adından, kimisi doğum yerinden, kimisi gittiği dershaneden dolayı girdikleri hiçbir kamu kurumu sözlü sınavlarını geçemeyenlerin fişleri. Onlar içinden sayısı en çok olan kuşkusuz Alevilerdi. Çünkü bu ayrım onlara sadece şimdi değil yıllardır yapılıyor.
Ve bu ayrımcılık AK Parti’nin iyi niyetli girişimlerine rağmen alttan alta daha da arttı. Özellikle yerel yönetimlerde ve kamuda/bürokraside bu ayrımcılık 2010’dan itibaren sistemli bir dışlamaya, ötekileştirmeye dönüştü. AK Parti mezhep siyasetine savrulduğu ölçüde Alevileri dışlamaya başladı.
Bu açıdan Alevilerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun kamusal alanda karşı karşıya oldukları ayrımcılıktır. Bu ayrımcılık sona ermeden Alevilerin sorunu çözülmez.
CHP'ye oy veriyorlar çünkü...
Hep soruyorlar ya; Aleviler CHP’ye neden oy veriyorlar diye. Bugün bakın cemaate yakın isimler bile CHP’ye oy vermeyi düşünüyorsa bu kötü değil tersine demokrasi için olumlu adımdır. En azından Sünnilerin bir kısmının Alevilerle empati kurmasına yol açar.Çünkü cemaatin son dönemde yaşadıklarını Aleviler devlet karşısında yıllardır yaşıyor.
Geçen yıl Aleviler neden CHP’ye oy veriyor sorusuna bir yazımda (http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MuratAksoy/camicemevi-projesi-alevilerin-sorunlarini-cozmez/39505) şu cevabı vermiştim:
“Bir zamanlar 'Aleviler CHP'den kurtuldukları gün özgürleşecekler' başlıklı yazı yazmıştım. Aradan geçen süre içinde şunu daha iyi anlıyorum ki, Aleviler için CHP tercihi sadece Atatürk üzerinden kurdukları bir ilişki değil. Aleviler için CHP, gündelik hayatta kendilerini daha eşit, daha özgür ve daha güvenli hissettikleri bir liman. Onun için çoğunluğu CHP'ye oy veriyor.”
Eski Adalet Bakanı’nın “Hakim Alevi” ifadesi tam da bunu ifade ediyor. Bu ifade, ayrımcılığın en kesif halidir. İşte bundan dolayı Aleviler için CHP, sadece bir parti değil, daha çok şey ifade ediyor.
Keşke sorunlar Hz. Ali’yi sevmekle, torununa Ali adını vermekle çözülebilseydi.
Keşke…
Çözülmez, çünkü sorun daha büyük…
http://t24.com.tr/yazi/keske-sorun-aliyi-sevmekle-cozulseydi/8686
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018