Murat AKSOY
Son anda aldığı kararla Meclis'te yemin etmeyen CHP'de sular durulmuyor. Bu karardan sonra yapılan bütün grup ve MYK toplantılarında konu gündeme getirilerek; alınan kararın savunulmaz olduğu ifade ediliyor. Hem milletvekilleri hem de PM üyeleri tarafından. Şimdi üç soru var cevab ekleyen.
1. CHP bu kararı nasıl aldı?
2. Hedefi neydi?
3. Bu karardan vazgeçecek mi? Evetse ne zaman?
İlkinden başlarsak; bu sorunun cevabını kamuoyuna yansıyanlardan biliyoruz. Ayrıca CHP içinde konuştuğumuz pekçok kaynak bu kararın CHP'ye dikte ettirildiğini ve bunu yapan iradenin ise Mehmet Haberal'ı partiye üye yapıp, Zonguldak'ta 1. sıraya koyan iradeyle aynı olduğnu dile geti-riyor. İnsan kendine şu soruyu soruyor; Bütün bunlara parti içinde itirazı olan yok mu?
Parti içinde hem bu isimlerin aday olmasına hem de Meclis'te yemin etmeme konusunda alınan karara muhalif olan çok sayıda isim var. Sesleri kamuoyuna çok fazla yansımıyor görünüyor. Bu isimlerin ortak özelliği; CHP'de yenilenmeyi savunan, bunun ihtiyaç olduğunu ve bunu gerçekleştirmek için partiye geldiğini söylüyorlar. CHP'de değişimin süreç olduğunu ve kendilerine bu şansın verilmesini istiyorlar. Son yemin krizi karşısında şaşkınlar çünkü Meclis açılışına 3 gün kalaya kadar böyle bir seçeneğin hiç konuşulmadığını ifade ediyorlar. Gelince de itiraz etmişler ama itirazları sonuç getirmemiş.
Parti içinden gelen bu bilgiler aslında CHP'de yenileşme arayışının bir taraftan samimiyetten uzak olduğunu, bir taraftan da ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu durumun gösterdiği ikinci bir şey daha var ki, o hepsinden önemli; Kemal Kılıçdaroğlu kendisini bir proje çerçevesinde CHP'ye Genel Başkan yapanlara mecbur olduğu ve üçüncü bir hamleye kadar bunun devam edeceğidir. Belki de burada Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in başka bir bağlamda söylediği sözü hatırlatmakta fayda var; "Bütün ortaklıklar bozulur, suç ortaklığı bozulmaz". Herhalde bu söz Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumunu en iyi özetleyen cümledir.
İkinci soru birincisiyle doğrudan bağlantılı. Kemal Kılıçdaroğlu'na yemin etmemeyi dikte ettirenler neyi hedeflediler?
Hadeflerine en açık biçimde İsa Gök'ün sonradan yalanladığı şu satırlarda gizli; "Sadece Haberal ve Balbay değil, diğer Ergenekon tutuklularının da bırakılmasını istiyoruz". İsa Gök'ün bir lapsus olan bu sözleri aslında Kemal Kılıçdaroğlu'nın 'koçbaşı' olduğu bir operasyonun esas hedefi. Bu açık biçimde 'Ergenekon'un sivilleşmesi ve yeniden siyasallaşma' projesinden başka bir şey değildir.
Meclis açılışında görevi gereği yemin eden tek milletve-kili olan Oktay Ekşi'nin vereceği söylenen yasal düzenlemenin hedefi açıkça buydu. CMK'nun 100., 102. ve 250. maddesinde yapılması planlanan düzenleme ile sürmekte olan davalarda tutukluluk alt süresi düşürülerek sadece Balbay ve Haberal değil Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunanların yüzde 60-70'i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacaktı. Ama plan tutmadı ve öneri yapılmadan rafa kalktı.
Buradan geliyoruz son soruya. CHP bu kararından vazgeçecek mi, evetse ne zaman?
CHP iradesi dışında kendisine dayatılan bu karardan vazgeçmesinin ilk adımı; Oktay Ekşi'nin vereceği söylenen ama vazgeçilen yasal düzenlemenin hayata geçmemesi ile oldu. CHP'nin bu kararı almasında yasal düzenleme öne-risinin düşmesi kadar parti içinde bu karara karşı giderek yükselen itirazın artması da önemli oldu.
AK Parti'nin CHP tavrından sonra taviz vermemesi hatta MHP ile başta anayasa olmak üzere işbirliği sinyali vermesi, Meclis Başkanı'nın iki partinin katıldığı oturumda seçilmesi; yemin etmemenin pratik olarak işe yaramadığını gösterdi.
Kendisine dayatılan kararın maliyetinin her gün daha fazla arttığını farkeden milletvekilleri, PM ve MYK üyeleri hafta başında yapılan toplantılarda Genel Başkan'a baskılarını arttırarak Meclis'te yemin etmenin yolunu açtılar.
Önceki gün konuştuğum PM üyesi, bu karardan vazgeçilmesi için parti içinde ciddi bir muhalefetin olduğunu ve başta Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu olmak üzere sayısı 30'u bulan milletvekilinin bunu getirdiğini söyledi. Milletvekillerinin toplantılarda; "seçim çevrelerinden çok tepki aldıklarını, olası bir ara seçim durumunda ciddi milletvekili kaybı yaşayacaklarını" da söylediklerini ifade etti. Aynı kaynak şunu da ekledi; "Bu karara sessiz kalanlar ise CHP'ye eklemlenen milletvekilleri oldu".
CHP Meclis'e girip yemin edecekti ama nasıl? CHP Meclis'e 'onurlu dönüş'ün arayışına girdi. İlk adım 16 maddelik sert çıkış oldu. Bu çıkış, parti açısından krizdeki 'pik' nokta ve bir tür vuruşarak çekilme taktiğinin parçası idi.
Ancak ikinci adımı kendilerinin atması mümkün olmadığı için bunu AK Parti'den ya da Meclis'ten gelecek bir çağrıda arıyorlar. Bunun için 16. maddelik sert açıklamanın yapıldığı gece başlayan görüşme trafiği bu imkanı yaratacak görünüyor. CHP şu anda süren bu görüşmelerden çıkacak sonuçları bekliyor. Bunun için seçim sürecinde başta anayasa olmak üzere kendini bağlayan raporlara güveni-yor. Meclis ya da AK Parti'den bu konuda gelecek bir çağrıyı iple çekiyor. Çünkü bu çağrıyı onurlu dönüşün yolu olarak görüyor. Bu yolun açıldığı ilk fırsatta Meclis'te yemin edecek CHP.
CHP Meclis'te yemin etse de cevabını bekleyen bir soru var; CHP yoluna dışarıdan tanımlanan 'bitmemiş bir proje' olarak mı devam edecek yoksa parti içinde ki 'yeni CHP' konusunda samimi arayışlarla mı?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018