Murat AKSOY
33. Abant Platformu Toplantısı’nda üst başlık, “Türkiye’nin Yönü”ydü. Açılış oturumununun moderatörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel; “Birkaç sene önce bu başlıkta bir Abant toplantısı yapılacağını söyleseler, kimse inanmayabilirdi” tespitini yaptı ki, haksız da değildi.
Adı Abant ile hemhal olmuş toplantıların Abant'ta değil Akçakoca'da yapılması bile Türkiye'nin yönünü göstermesi açısından önemli bir gösterge.
Neden Abant'ta değil?
Peki toplantı neden Abant'ta değil Akçakoca'da yapıldı?
Bu sorunun cevabını toplantıya Sofya'dan uzun bir araba yolculuğuyla katılan sütun komşum ve büyüğüm Aydın Engin dün yazdı. Okuyalım: “Adı üstünde bu toplantılar Abant’ta yapılırdı. Bu kez Akçakoca’da yapıldı. Çünkü toplantılara adını veren Abant’taki her zamanki otel yer ayrılmasına, söz kesilmesine rağmen son anda caymış.
...
Gelecek yıl Abant toplantısı –mesela- Şebinkarahisar’ın Anayurt otelinin altındaki kahvehanede toplanırsa şaşırmayacağım…”.
Bu satırlar, şu ana kadar yalanlanmış değil.
Abant toplantılarına çok kez katıldım. Erbil, Mısır, Brüksel, Ankara gibi özel konu gündemli toplantılar dışında bütün toplantılar Abant'ta yapıldı.
Yeni anayasadan Kürt sorununun çözümüne, Alevilikten toplumsal çoğulculuğa ve birlikte yaşamaya kadar pek çok farklı konunun konuşulduğu toplantıları izledim. Bazen haber, bazen analiz yazdım. Abant toplantıları her zaman çoğulculuğun, farklılıkların birlikteliğinin ve sonuçta uzlaşmanın olduğu bir ortam oldu benim için.
Değişen Türkiye resmi
Akçakoca’daki üç günlük toplantı pek çok açıdan değişen Türkiye'nin resmini gösterir nitelikteydi. Toplantıyı izlemek için katılan medya mensuplarından köşe yazarlarına, akademiden protokole kadar pek çok sembolik gösterge, bu değişimi gösteriyordu. Kabul edelim ki, bu değişim çoğulculaşma, farklılıkların bir aradalığı, ortak yaşam alanının genişlemesi olarak değil ideolojik ve siyasi bir kutuplaşmayı resmediyordu.
Toplantıya Aydın Engin, Hakan Aksay ve Murat Sabuncu ile birlikte dördüncü t24 yazarı olarak katıldım. Sanırım Zaman ve Todays Zaman gazeteleri dışında en çok basın temsilcisinin olduğu yayın organıydı t24.
Toplantıya konuşmacı ve müzakereci olarak katılan isimlerin büyük bir kısmı geçmişte AK Parti’yi siyaseten desteklemişlerdi. Bugün ise daha eleştirel yerde duruyorlar.
Bu Ak Parti'ye oy vermedik
Toplantı boyunca muhafazakâr kesimden olmayan ama AK Parti’yi desteklemiş isimlerle yaptığım konuşmalarda ortaya çıkan görüş şu oldu; “2011'de AK Parti'ye yeni anayasa, daha çok demokratikleşme için oy verdik. AK Parti bu hedeflerden çok içinden geldiği kimliğin taleplerine öncelik verdi. Türkiye’yi değil içinden geldikleri İslamcı çizgiyi tatmin etmeyi tercih ettiler. Biz bu AK Parti’ye oy vermedik”.
AK Parti'nin çoğulculuktan çoğunlukçuluğa, AB aday üyeliğinden içe kapanan Türkiye’ye, Ortadoğu’ya demokratik model ülkeden Sünnilik üzerinden bölge lideri ülke hayaline geçişi kısa sürede oldu. Bu değişimin tamamı, Suriye'de Esad'ın devrilmemesi ve Mısır’da Mursi'ye yapılan darbe ile dış politikada; Gezi protestolarına tepki veren Başbakan Erdoğan’ın söylemleri iç politikada açık biçimde ortaya çıktı.
Ortadoğu'da mezhepçilik üzerinden bölge liderliği hayali, önce Suriye sonra Mısır’daki darbe ile sona ermişti. Son olarak IŞİD'ın Irak'taki konsolosluk baskını artık bunun geri dönülmez olduğunu gösterdi.
Ortadaoğu’da uğranılan hayal kırıklığı, içerde Gezi sürecine verilen sert tepki ve eylemciler karşı kullanılan dinsel söylem ve dini sembollerin kamusallaştırılması ile kapatılmaya çalışıldı. Dinsel sembol ve söylem ile kendi tabanının konsolide etme kaygısı, ne yazık ki, Türkiye'nin kutuplaşmasına ve toplumsal gerilimin artmasına yaradı. Üstelik hükümet toplumsal meşrtuiyetini sürdürebilmek için de siyaseten daha da otoriterleşmek zorunda kaldı.
'Dinsel değil evrensel değerler değerler'
Hükümetin hem dış politikada hem de iç politikada içine düştüğü açmazıdan çıkışı hala mümkün. Bu çıkış, mezhepçilik, İslam'ın siyasallaştırılması değil demokrasi, farklılıkların birlikte yaşayabileceği bir yaklaşım, toplumdaki tüm farklı kesimlerin din ve vicdan özgürlüğünü referans alan laikliği yeniden hayata geçirilmesi ile olabilir.
Türkiye’nin eksik de olsa demokratik-laik siyasal modeli, seküler siyaseti, Batı ile ilişkileri ve AB aday üyeliği en büyük siyasal kazanım ve değerleridir.
Ki toplantının sonuç bildirgesinde bu değerlere, bu tercihlere vurgu yapıldı.
Yapılması gereken siyasal olarak bu değerlere dönüştür. Türkiye Müslüman bir ülke olabilir ama bu İslami değerler siyasal sistemin tek referansı olamaz.
Bunun içindir ki, Türkiye’nin yönü çoğulcu, katılımcı demokrasi ile siyasal İslam refereranslı otoriterleşme eğilimi arasındadır.
@murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018