Murat AKSOY
Önceki gün Bodrum sahiline vuran o güzel çocuğu kim/ler öldürdü?
Kim/ler o güzel çocuğun ve onun gibi binlercesinin katili?
Bu savaşların da, ölen çocukların da katili, dini hem iktidarlarının hem de siyasal meşruiyetlerinin aracı haline getirenlerdir.
DİNİN SİYASALLAŞMASININ SONU
Eğer bugün İslam Dünyası'nın büyük bir kısmı, sahip olduğu doğal kaynaklara rağmen gelişmemişse, özgür değilse, demokrasi yoksa bunun tek nedeni o ülkelerde iktidarların dini, siyasal meşruiyet aracı olarak kullanmalarındandır.
Türkiye son yıllara rağmen bu açıdan şanslı idi. Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) gibi laik bir ülkede olmaması gereken kurumun varlığına rağmen şanslı idi.
Ne yazık ki laiklik ilkesi, devletin kuruluşundan itibaren yanlış yorumlandı. Laikliği, laikçilik olarak yorumlayan anlayış bu açıdan ülkeye kötülük etti.
Laikliği, sadece 'din devlet işlerinin birbirinden ayrılması' olarak görülüp, 'devletin var olan toplumsal inançlara eşit mesafede durması yani hakem olması'nın ihlal edilmesi bazı toplumsal kesimlerin mağdur edilmesine yol açtı.
LAİKLİĞE YER YOK
Ancak son yıllarda Erdoğan ve AKP, her alanda olduğu gibi bu alaturka laikliği ihlal etme konusunda da büyük mesafe aldı.
Özellikle DİB’na bu ihlalde özel bir misyon biçildi. DİB'in işlevi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devam eden ideolojik sürekliliğin araçlarından biri olarak 'Şeyhülislamlık'la aynıdır. DİB ve başkanı Mehmet Görmez, Erdoğan ve AKP için bir tür fetva makamı olarak işlev görmektedir.
Bugün DİB, Erdoğan'ın Türkiye tasavvurunda siyasi, ideolojik bir taşıyıcı ve aygıt işlevi görmektedir.
Bunu genel bütçe içinde aldığı payın büyüklüğünden personel sayısına, TV kanalından kitap yayınlamaya kadar her alanda görmek mümkün.
ORTADOĞULU TÜRKİYE
Bugün Ortadoğu'da yaşananlara baktığımızda laikliğin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz.
Oysa Erdoğan tam tersine Arap Uyanışı'ndan sonra dini ve İslami kimliği, Ortadoğu'da liderlik için kullanmaya başladı. Bu Türkiye'de dinin siyasal meşruiyet aracı haline gelmesinin önününün iyice açılmasına yol açmıştır.
Bu açıdan Türkiye, Batılı değil Ortadoğulu olmaya başlamıştır. Bu sadece siyasal tercihler ile değil aynı zamanda dinin kamusal alandaki görünürlüğü ve işlevinin artması ile de olmaktadır.
Bodrum'da sahile güzel çocuklar vuruyorsa bunun bir sorumlusu da dini siyasete alet eden iktidardır.
Dinin bir inanç olmaktan çıkarılıp siyasi iktidar aracına dönüştürülmesinin, sadece ülkeye değil bizatihi o dine inananlara da zarar verdiğini de unutmamak gerekiyor.
Türkiye'nin Ortadoğu bataklığından çıkmasının bir yolu da dinin siyasete alet edilmesinin önüne geçilmesindedir. Bunu en çok yapması gerekenler ise bizatihi dindarlardır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































romantiste
AYça abla , yoksa bende mi deliriyorum senin gibi . YOK CANIM , BEN zaten senden 20 yıl önce delirdimde , kimse söylemedi. sen benden daha şanşlısın . EN azından bu havalarda romatizmal ağrıların yok benim gibi .
Ad Soyad Giriniz...
Ne delir nede delirt. Düşünceler paralel olmadan paralel nasıl yaşarız? Dünya, Evren dönüyor, düşünceler dönmese hep aynı yerde kalırız. Yenileşemeyiz. Küçük Prens çok satirique olmuş .
Taşlama
Vay benim küçük prensim ,ne kadar büyükmüşsün ki o küçüçük dünyanın üzerinde uzaydan seni apaçık görebiliyoruz.Yediğin tokatlardan kalan darbe izlerini electro mikroskoplar tam tespit edemedi .zira küçük ve büyük arasındaki boyutların zıtlıklar teşkil ediyor. En iyisi sen içtiğin kahveyi biraz daha çeşnilendir de tam haşlama olsun.