Murat AKSOY
Dolarda 4 TL’yi bile hayal edemezken dolar önce 4.5 sonra 5 TL oldu. Hayali bile zordu ama gerçek oldu. Hatta dün gece dolar fiyatı 5.30’un üzerine çıktı.
Siz bu yazıyı okurken dolar muhtemelen 5.25-5.30’un üzerinde olmaya devam edecek.
Dahası dolar, küçük geri çekilmeler olsa da yükseliş trendini sürdürecek. Artık nerede durursa.
Bu yükselişin basit bir nedeni var: Türkiye ülke olarak demokrasiden, hukuktan ve özgürlüklerden kopma. Maddi temeli olmayan bölgesel liderlik hayalleriyle dünyaya meydan okuma. Batı’ya bu kadar bağlıyken Batı’ya meydan okuma.
Evet, biz rakamlardan bahsetsek bile esas olarak sorun, siyasi. Sadece iç politika değil, dış politikadaki tercihlerin de bedeli karşı karşıya kaldığımız.
TOPLUM DEĞİL DEVLET BİLİR ANLAYIŞI
Türkiye’de dış politika kısa dönemli istisnalar dışında daima “devlet”in ilgi alanında olmuştur. Devlet, sahip olduğu “bilgiler”le toplum adına en doğru kararı vereceğini düşünmüştür.
AKP iktidarının ilk yılları da, ne yazık ki, bu istisnai dönemlerden biri olmuştu
2011 sonrasında iktidar, dış politikada -ki aynı zamanda iç politikada da- ileri attığı adımlardan daha hızlı biçimde geri adımlar attı.
Türkiye’yi uluslararası ilişkilerde değerli kılan siyasi iktidarın politik tercihlerinden çok, Müslüman kültürel kimliğiyle laik siyasal sisteme sahip olması, eksikleri olsa da demokrasi deneyimi, laik devlet sistemi ve Batı ile güçlü ilişkileri idi.
Bu değeler, sadece Batı için değil Ortadoğu ve diğer İslam ülkeleri için de geçerli idi. Çünkü başta TESEV olmak üzere bazı kurumların yaptığı pek çok araştırmada Türkiye, bu bölgedeki ülkeler için “model ülke” idi.
2011 sonrasında Arap Uyanışı ile siyasi iktidarın tüm siyasal tercihlerinde sert bir kırılma oldu.
Batı ile daha fazla entegre olma, AB üyeliği hedefi taşıyan politikalar yerini bir anda din kardeşliği söylemi ve kimlikçi politikalar üzerinden kurulan bölgesel liderlik hayallerine bıraktı, bu da önce dış politikanın sonra da iç politikanın tıkanmasına yol açtı.
Din kardeşliği üzerinden kurulan bölgesel liderlik hayali Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırırken; içeride izlenen kimlikçi siyaset de toplumsal kutuplaşma ve gerginliği yükseltti.
Batı’yı, Rusya’yı, Çin’i ve İran’ı Türkiye konusunda temkinli bakışa iten neden ise Irak ve Suriye’de ortaya çıkan IŞİD tehdidi oldu.
Türkiye, ABD ve Rusya arasında sürekli bir denge arayışında olsa da, konu IŞİD olunca iki ülke de Türkiye’ye hep mesafeli oldu. O yüzden Suriye’deki PYD ve seküler Kürtler ve diğer güçler her iki ülke için vazgeçilmez oldu.
Türkiye hala bu iki ülke arasında sürekli bir denge arayışında.
TERCİH ZAMANI GELİYOR
Türkiye, ABD ve Rusya arasında sürdürdüğü bu denge politikasının sonuna geliyor. Türkiye, bir tercih yapma noktasına doğru gidiyor.
Türkiye’nin Rusya ve İran ile kurduğu siyasi ve ekonomik ilişkiler, son tahlilde pek çok konuda hala Batı’nın bir parçası olan siyasi iktidarı bir tercihe zorluyor olabilir.
Son olarak yaşanan Rahip Brunson krizi, böyle bir tercihi yapmanın zamanının gelişinin ilk işareti. Doların bu kadar yükselmesi yine aynı şekilde.
Unutmamak gerekiyor ki, uluslararası ilişkilerde aslolan realizmdir. Türkiye’nin bu koşullarda romantik davranma lüksü yoktur. Biz ülke olarak nasıl uluslararası hiyerarşide bizim altımızda olan ülkelere karşı emperyalist isek, hiyerarşide bizim üstümüzde olanlar da bize karşı aynı politikayı izlemektedirler.
Türkiye’nin bu hiyerarşide yükselmesinin, uluslararası ilişkilerde güçlü olmanın yolu, risk almak kadar, içeride toplumuyla barışık güçlü bir iktidardır. Ki bu, şu ana Türkiye’nin en zayıf karnıdır.
İkincisi de başta ekonomik bağımlılık olmak üzere Batı’ya bu kadar bağımlı bir ülkenin Batı’ya bu kadar temelsiz, hamasi meydan okuması anlamlı değildir. Eğer bu yapılıyorsa, Batı’ya olan bağımlılık yerini Rusya ya da Çin’e bırakmıştır ki, bu da sonuçta bağımlılıktır. Dahası Rusya ya da Çin’in Türkiye’ye böylesine güçlü kredi ve borç verme imkanları yoktur.
YÜZDE 50’SİYLE KAVGALI ÜLKE GÜÇLÜ OLAMAZ
Toplumum yaklaşık yüzde 50’siyle kavgalı bir siyasi iktidar, uluslararası ilişkilerde güçlü bir ülke olamaz.
Demokrasi ve hukukun keyfi biçimde araçsallaştırıldığı bir ülke, uluslararası ilişkilerde güçlü olamaz.
Böyle bir ülke ne dolarla mücadele edebilir ne de ülkeyi zayıf düşürmek isteyenlerle.
Bu zaaflar bizim üstümüzde olanlar tarafından sürekli bize karşı kullanılır. Rahip Brunson örneğinde olduğu gibi.
Bunun için Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde karşı karşıya kaldığı sıkışmayı aşmanın ilk adımı; içeride toplumsal gerginliğin azaltılması, toplumsal kucaklaşma, hukuk ve demokrasiye dönüştür.
Bu kendiliğinde dış politikada da normalleşme ve yükselişi sağlar.
Şunu unutmayalım Türkiye, içeride yüzde 50’si ile kavgalıyken, dışarıda güçlü bir ülke olamaz.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018