Murat AKSOY
Cumartesi Anneleri ve onların yayında olmak için desteğe gelenler, bugüne kadar 699 haftadır bir biçimde gerçekleştirdikleri eylemi 700. Hafta gerçekleştirmediler. Ben de o günü, orada onlarla izledim. Hazo Pulo, Anzavur Pasajına sığınanları gördüm, Meşruiyet Caddesi’nin İngiliz Konsolosluğu köşesinde bekleyenlerin yanında oldum. Atılan sloganların ve gazın içindeydim. Elbette tüm gün olanların hepsi hüzün ve acıydı.
Yaklaşık 23 yıldır her hafta bir şekilde gerçekleşen eylem, geçmişte de bazı haftalarda gerçekleşmesinde sorunlar yaşandı, yasaklandı, engellenmeye çalışıldı. Ama geçtiğimiz Cumartesi günü ortaya çıkan acı sahneler kadar ağırı, son yıllarda hiç yaşanmadı.
Güvenlik kuvvetlerinin önleyici tedbir yani kamu düzenini korumaktan ziyade bizatihi kamu düzenini tehdit eder halde eylemi yaptırmamayı öncelik haline getirmiş olması, ortaya çıkan acı ve utandıran görüntülerinin de nedeni oldu.
SAĞIRLAR DİYALOĞU
Oysa bugüne kadar bu ve benzer pek çok eylem ve etkinlikte, eylem yasaklansa bile güvenlik görevlileri ile etkinlik temsilcileri arasında bir diyalog olur çoğunlukla da, sembolik sayıda insanın eylemi, etkinliği gerçekleştirmesine izin verilirdi. Yani bir “orta yol” bulunurdu.
Ama cumartesi garip bir “sağırlar diyaloğu” yaşandı. Bunun açıklaması gerçekten zor.
Bakanlıktan başlayarak valilik ve kaymakamlığa inen “yasak” geride, hiç kimseyi ama hiç kimseyi mutlu etmeyen görüntüler bıraktı.
Sadece kayıp yakınları değil, onları desteklemeye gelen vatandaşlar, gazeteciler, STK temsilcileri ve milletvekilleri de bu yasakla ortaya çıkan şiddetten nasibini aldılar.
Ortaya çıkan görüntüler ve özellikle milletvekillerine gösterilen tahammülsüzlük, Türkiye demokrasinin kaybettiği zemini göstermesi açısından çok vahimdir.
Emniyet güçlerinin önleyici tedbir alması anlaşılabilir ama “yasak”, önleyici tedbir değil demokratik hakkın ortadan kaldırılmasıdır.
Bu yasakla hedeflenen nedir?
Belli ki siyasi iktidar, siyaseti ve siyasi olanı sadece Meclis’te değil, sivil toplum alanında da, sokakta da istemiyor. Var olanları kriminalize ederek etkisizleştirmeyi hedefliyor.
Nitekim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dün yaptığı açıklama buna işaret eder niteliktedir.
Oysa çok değil 7.5 yıl önce 5 Şubat 2011’de eylemin 306. Haftası’nda Cumartesi Anneleri, Beşiktaş’taki Başbakanlık Ofisi’nde Başkan Erdoğan ve eşi Sayın Emine Erdoğan tarafından kabul edilmiş ve annelerin taleplerini bizzat dinlemiştir. Yine Erdoğan ve eşi, kayıp evlatlarının ve katillerinin bulunması konusunda adımlar atılacağını ifade etmiştir.
O gün, muhatap alınan annelerin, 699 hafta ifade ettiği talepleri bir kez daha bu kez 700. defa dile getirmesinin kime ne zararı olabilir ki?
Değişen ne?
İKİ FOTOĞRAFIN ANLATTIĞI
Acı ve utanç verici cumartesiden geriye iki fotoğraf kaldı.
İlki Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak’ın gözaltına alınışın fotoğrafı.
İkincisi de Hrant abinin emaneti Arat’ı polise teslim etmeyen milletvekilleri Ahmet Şık, Hüda Kaya, Garo Paylan, Serpil Kemalbay ve sıradan vatandaşların birbirine sarılışları, elele vermeleridir.
Bu iki fotoğraf sadece Türkiye’ye değil dünyaya da yansıdı.
Tüm dünya bu iki fotoğrafa bakarak olanı anlamaya çalışıyor.
82 yaşında annenin gözaltına alınışı ve arkadaşlarını polise teslim etmeyen milletvekilleri ve vatandaşlar.
Sahiden çıkan bu büyük fotoğraflardan mutlu musunuz?
Toplumun bu kadar kutuplaşmasından memnun musunuz?
İnsanların en basit biçimde kullanabilecekleri gösteri ve yürüyüş yapma hakkını kullanmasından korkuyor musunuz?Dahası baskı ve şiddet ile rıza üreteceğinizi mi sanıyorsunuz?
Dışarıda bu kadar sıkışmışken neden içerde de aynı sıkışmayı tercih ediyorsunuz?
Neden içeride toplumsal uzlaşma, farklılıklarımızla bir arada yaşama, kucaklaşma ve yeniden toplum olabilmek için adımlar atmıyorsunuz?
ÜÇ TALEP VAR
Cumartesi Annelerinin en başından bu yana üç tane basit talebi var. Onlar bu basit taleplerin gerçekleşmesi 700 haftadır aynı saatte, aynı yerde buluşuyorlar.
Onlar; “…istenen öncelikle kayıplarının akıbeti... Akıbet dediğimiz de çoğunlukla KEMİK... Sonra ise suçun cezasız kalmaması. Devlet Baba’nın kendi çocuklarını adalete teslim etme, çocuklarından geri kalanı da Cumartesi Anneleri’ne teslim etme zamanı çoktan geldi de geçiyor.” (500. Hafta çağrı metninden)
Kısaca onların taleplerinin tek bir adı var, sıfatsız, sanatsız tek bir adı: ADALET.
Ve devletin de, siyasi iktidarın da annelere bir “hakikat” borcu var.
Son olarak Türkiye, sadece ekonomik olarak krizde değil, cumartesi yaşananlardan bir kez daha gördük ki daha derin bir “demokrasi” krizinde.
Ve demokrasi krizde olduğu için ekonomi kriz yaşıyor.
İçinde olduğumuz ekonomiden kurtulma, kaynağı neresi olursa olsun para, kaynak bulma meselesi değildir. Çözüm, demokratik kurumlar ve kuralların tam olarak işlemesinedir.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018