Murat AKSOY
Hükümetin Kürt sorunu konusunda önceki hafta açıkladığı "yeni starteji" konusunda BDP-DTK cephesinden özünde aynı söylemi farklı tepkiler geliyor. Tepkilerin ortak tarafı stratejinin "yeni" olmadığı konusunda. Bu tür açıklamalar haklı olabilir ama "eksik". Çünkü temelde edilgen ve çözüm konusunda bir şey söylemiyor. Diyelim ki, strateji "yeni " değil. Buna karşı bir çözüm öneriniz, yeni bir sözünüz, söyleminiz var mı, yok.
Bunun yerine ne söylüyorlar? Siyaset üretmeden siyasete dahil olmadan, çözüm için yine topu Öcalan'a, Kandil'e atıyorlar. Oysa BDP-DTK çizgisi Kandil, Öcalan'ı çözüm sürecinde devre dışı bırakırken, hiç ses çıkarmadı ve sürecin bir parçası oldu. Şimdi yeniden Öcalan'ı referans gösteriyorlar ve Öcalan'ı ve Kandil'i ziyaret etmek istiyorlar.
Bu tabloya rağmen insan yine de umudunu kaybetmek istemiyor.
Dün Taraf gazetesinde Aysel Tuğluk'un bir açıklaması vardı. Gazete manşetten verdiği açıklamaya "PKK Türklere güven vermeli" başlığını vererek, kendi temennisini ifade etmiş açıkçası.
Tuğluk, Burhan Ekinci'ye yaptığı açıklamada karşılıklı güven sorununa dikkat çekerek; "Hükümet Kürtlere, PKK de Türklere güven vermeli. Karşılıklı birbirine güven verici jestler, pratik adımlar atılmalı. Her iki taraf illa benim dediğim olsun diyemez. Karşılıklı güven oluşursa uzlaşı noktası yaratılır" demiş.
Tuğluk'un açıklamasının bu kısmı göreli olarak olumlu bir açıklama olarak okunabilir. BDP'nin bu süreçte üzerine düşeni yapacağını söyleyen Tuğluk ardından şunları söylüyor; "Ama bu, çözüm için yetmez. Kandil ve İmralı'nın kendi zemininde oynayacağı roller var. Sadece bir zemin üzerinden sorun çözülemez. BDP, Kandil ve Öcalan denklemi kuramadığınızda sonuç alınacağını düşünmüyorum.".
Aysel Tuğluk aynı açıklamada iki farklı görüşü serdebiliyor. Oysa bu iki görüş arasında temelde zıtlık var. Karşılıklı güven verici jestleri ifade ettikten sonra kurduğu "BDP, Kandil, Öcalan" denklemi jesti sadece devletten bekleyen bir açıklama.
Birbirine neredeyse zıt iki görüşün dillendirilmesi sadece kafa karışıklığı değilse, açık bir acz'in işaretidir. Ki, Kürt siyasi hareketinin Kandil ve Öcalan karşısındaki sorunu da budur.
Burada dönüp dolaşıp, BDP'nin "siyasi bir parti olup olmadığı", "siyasi parti olmayı istemeyip istemediği" sorularına geliyoruz.
Bunu söylerken, i) BDP, Kandil ve Öcalan'a rağmen siyaset yapamıyor, ii) BDP'den PKK'ya mesafe alma çağrısını da gerçekçi bulmadığımı kabul ediyorum. Burada "ama" diyerek, BDP'den "daha yapıcı siyasete sahip çık, hatta böyle bir sürecin başlatılmasında ön alıcı bir rol üstlen, bütün olumsuzluklarına rağmen bunu yap" demek, hükümet yandaşlığı mıdır?
Yeni strateji açıklamasına bardağın boş tarafından bakıldığında, bir anlamda açılımın başarısızlığının ve yaklaşık iki yılın siyaseten kaybedilmesinin kabul edilmesi olarak okuyabiliriz. Ancak bardağın bir dolu tarafı yok mu? Var ve umutlu olmanın gerekçesi de bu. Bu da yeni stratejinin her şeye rağmen Kürt sorununu çözme konusunda AK Parti'nin hala irade sabi olduğudur.
Ve siyaset de burada devreye giriyor.
ÖRGÜT SINIRDIŞINA ÇEKİLMELİ
Aysel Tuğluk, "Karşılıklı birbirine güven verici jestler, pratik adımlar atılmalı. Her iki taraf illa benim dediğim olsun diyemez. Karşılıklı güven oluşursa uzlaşı noktası yaratılır" şeklindeki kendi sözlerine sahiden inanıyorsa, bunun gereğini yapma konusunda adım atmalılar.
BDP-DTK'nın bu süreçte yapması gereken, yeniden diyalog zemini yaratma konusunda adım/lar atmaktır. AK Parti'ye çözüm konusunda adımlar attırmanın yolu siyasettir. BDP-DTK'nın yapması gereken budur. Keşke AK Parti, BDP'yi açılım sürecinde daha çok muhatap alsaydı. Belki BDP'nin eli PKK ve Kandil'e karşı daha güçlü olabilirdi: Ama hala geç değil. Bunun için BDP'nin hala şansı var.
Kürt sorununu çözme konusunda inisiyatif nasıl AK Parti'nin elinde ise terör konusunda eylemsizlik süreci başlatmak da PKK'nın elindedir. Ve BDP'ye düşen bu süreçte devreye girmektir. Tuğluk, Taraf'a yaptığı açıklamada bunun nasıl olabileceğini söylüyor ama denklemi gene yanlış kuruyor. Tuğluk denklemi, "Hükümet Kürtlere, PKK de Türklere güven vermeli" şeklinde kuruyor. Oysa denklem tam ters olmalı. Yani bu süreçte artık adım atması gereken PKK'dır, hükümet değil.
Taraf, haberi verirken temenni olsa da "PKK Türklere güven vermeli" manşeti ile kullanmış. Ancak ne Tuğluk ne de BDP ve DTK henüz orada değil.
Bugün hem Kürt sorununun çözüm sürecinin hızlanması hem de terör sorunun çözülmesinde örgüte büyük sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluk örgütün şartsız ve süresiz olarak eylemsizlik ilan etmesi ve sınır dışına çekilmesidir. Örgüte bu çağrı "karşısında hükümetten beklenti olmaksızın", BDP-DTK çizgisi, onlara destek veren STK ve aydınlardan gelmelidir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018