Murat Sevinç
Ülkece bir kez daha ‘zor zamanlardan’ geçtiğimiz ve bir kez daha ‘milli birlik beraberliğe’ gereksinim duyduğumuz bugünün sabahında, şimdiye dek hiç ‘öğretmenler günü’ yazısı kaleme almadığımı fark ettim. Bu büyük eksiği gidermek gerekiyor! İyi de ne yazacağım, öğretmenlik günleri eskide kaldı, en iyisi özel bir akşamın kısa ve bana kalırsa biraz komik/absürt hikâyesini anlatayım, diyerek oturdum bilgisayarın başına. İnsan, faşizan, ah neler söylüyorum yine, düzeltiyorum, ‘yarışmacı otoriter’ uygulamalarda da gülünecek bir şey bulabiliyor!
Hikâye Ankara’da geçiyor, deniz yok Ankara’da ve gri bir şehir, bunu hesaba katarak okuyun. Bundan yaklaşık beş yıl önce, bir Şubat akşamı. Fakültedeki küçük odamda, ertesi gün yayınevine göndereceğim Türkiye’nin Anayasa İmtihanı adlı kısa çalışmanın son okumasını yaptım, bilgisayarı kapattım, eşofmanımı giydim. Eve yürüyeceğim, haftada iki üç kez yaptığım bir şeydi, yaklaşık dokuz kilometre, iki saate giderim, hem biraz kendime gelmiş olurum. Ankara ayazında yürümek ayrıca çok güzel bir şeydi, gerçi gözünü sevdiğimin şehri, her şeyi güzeldir. Deniz yok yalnız, ona göre. Şehrin her yeri deredir aslında ama yıllar içinde hepsi kapatılıp yol, inşaat yapılmış. Şehrin altı dere yatağı, üstü asfalt medeniyeti.
Ankara cadde ve sokak isimleri Osmanlı-Türk modernleşmesi-devrim tarihi dersi gibidir. Ziya Gökâlp’ten yürümeye başladım, saat dokuz buçuk civarı. Oh mis gibi Kurtuluş Parkı, karşıya geçip Kurtuluş Parkı içinden devam ettim. Hani şimdilerde bir üniversite, belediye ile işbirliği içinde kullanmak istiyormuş ya, işte o güzel park. İnsanlar buna tepki gösterince de çok şaşırmış o üniversitenin yöneticileri ve böylesine ‘prodüktiv’ bir projenin nesine karşı çıkıldığına anlam verememişler. Ah şu memleket burjuvazisinin iyi niyeti, güzel kalbi, halis niyeti yok mu, dertleri tasaları kamusal yarar.
Kızılay’a yaklaşırken hafif bir yokuş vardır, eskiden bir iki eski pastane ve pizzacı vardı, sonrası Mithat Paşa caddesi, bir alt geçit, Kızılay’a varmadan sola saptım, çünkü Dost ve Mülkiyeliler’e açılan Yüksel Caddesi’ni seviyorum. Oradan devam edince Meşrutiyet’e varıyorum. Mithat Paşa’nın paraleli Meşrutiyet olacak tabii. Hâlâ deniz yok. Gri bir de, ay ne kötü.
Hava nasıl soğuk anlatamam, hakikaten iyi ayazdır Ankara’nınki, çivi gibi yapar insanı, İstanbul’un insanı sersemleten ıslak soğuğu gibi değil. Yerler buz, söylemeye gerek yoktur. Olgunlar ile Konur’un kesiştiği yer miydi, tam hatırlamıyorum sokağın adını, bizim Mülkiyeli Yalçın’ın Livorno’sunun önünden geçerken, cam kenarında fakülteden iki arkadaşımı gördüm. Zeliha (Etöz) ile Pınar (Ecevitoğlu). Mola olur fena mı, içeri girip masalarına oturdum, bir kahve, on beş-yirmi dakika çene çaldık, çıkıp devam ettim. Tunalı’ya gidip, oradan Cinnah’ı tırmanırken Ayrancı’ya saparak Dikmen yolunu tutacağım.
Akay’ın hemen başındayken Baskın (Oran) Hoca aradı, alanımla ilgili bir şeyler üzerine birkaç dakika konuştuk. Ankara’da görmeyi en sevdiği caddelerden Tunalı Hilmi’nin Esat tarafından aşağıya inen hafif yokuş, sonrası düzlük, fakat Şinasi Sahnesi’ne inen dört yol ağzından girip bir de tiyatronun önündeki ışıkları görmeliyim, her zaman huzur vermiştir. Yeniden dönüp Tunalı’yı devam ederek Kuğulu Park’a vardım, bir kez daha telefon çaldı, Dinçer (Demirkent) arıyor, saat 11’e gelirken.

Fotoğraf: AA
Hayırdır, dedim, “Hocam duymadınız mı, hepimiz atılmışız, şimdi yayınlandı Resmî Gazete’de” diyerek yanıtladı. Eh bu toprakta yetişen herkesin, ‘kalmadı’ sözüne, ‘hiç mi kalmadı’ dediği olmuştur. Ben de kurala uyup ‘nasıl hepimiz, hepimiz mi?’ sorusunu yönelttim ve Dinçer’in bir kez daha aynı yanıtı vermesine neden oldum. Eylülden itibaren imzacı arkadaşlarımız üçer beşer atılıyordu, beklemiyor değildik de, herkesin aynı anda atılması şaşırtmıştı sanırım. Demek ki, AKP’lilerin AKP’li, MHP’lilerin MHP’li, CHP’lilerin CHP’li olduğunu düşündüğü malum sevimsiz kel herif ve işbirlikçileri, perakende yerine toptan bir tavrı daha kârlı bulmuştu. Eh sonuçta ileri demokrasi, ellerini tutan da yok. Dinçer’e, ‘canımız sağolsun, sıkma canını’ gibi bir şeyler geveledikten sonra telefonu kapattık.
Atılma haberini, Ankara’da en sevdiğim yer olan Kuğulu Park’ın göbeğinde almak ne garip ve güzeldi. Hikâyenin başladığı yerde bitiyor oluşu. Tamam Ankara’da deniz yok ama Kuğulu’da gölet var. Uzun uzun baktım parka, oturup bir sigara yaktım, telefonun şarjını okulda bıraktığımı hatırladım ve bankada ne kadar param olduğunu düşündüm. İlk akla gelenlerin banka hesabı ve şarj aleti olması garip görünebilir ama, zihin işte.
İçimden eve gitmek gelmedi, biraz daha yürüdüm, atlayıp bir taksiye İlker ve Selen’in Birlik Mahallesi’ndeki evine gittim. Burada, ‘birlik ve beraberliğe ihti…’ gibi kötü bir espri yapmak isterdim ama tutuyorum kendimi! Eski arkadaş evi kadar ferahlatıcı ve güven veren pek az yer vardır herhalde. Kötü haber tez yayılırmış, telefon çalmaya başladı, ilk arayanlar Cem (Eroğul) ve Rona (Aybay) hocalardı. Sağolsun, eş dost aile, moral konuşmaları, bir paket sigara, tahmin edebileceğiniz şeyler… Sonrası malum, herkesin yaşadığı.
Bu sıradan hikâyede saçma-komik olanı ise, kendime geldikten sonra düşündüm doğrusu. O akşam konuştuğum herkes, kahve içtiğim Zeliha ve Pınar hocalar, haber veren Dinçer, yolda konuştuğum Baskın Hoca, ilk arayanlar Cem ve Rona Hocalar, hepimiz atılmıştık. Üç hoca 12 Eylül sonrasında 1402’lik olmuştu, neyse ki bizler askeri vesayet sona ermişken, ileri demokratlarca işimizden edilmiştik. Diyeceğim, insanın çevresinde yerli ve milli bir kişi olmaz mı hakikaten, pes!
Unutmadan, Kürsü’nün büyük hocası rahmetli Bahri Savcı Hoca da, 1983’ün 7 Şubat’ından atılmıştı, bizden tam 34 yıl önce aynı gün. Gelenek derken, boşa konuşmuyorum anlayacağınız!
Evet, Ankara’da deniz yok ve bu bir KHK yazısı değil. İlk yıl, hukuksal, siyasi ve insani açılardan birkaç sayfa yazmıştım, yazmıştık zaten. Söylenecek bir şey kalmadı. KHK’ler üzerine düşünmeyi, konuşmayı ve yazmayı sevmiyor ve istemiyorum. Muhalefetteki siyasetçiler de, dört-beş yılın sonunda OHAL KHK’lerinin anayasaya aykırılığını, meselenin atılanları sevmek ya da sevmemek değil, ‘bu işlem türünün anayasaya aykırılığı’ olduğunu anlamışa, kabul etmişe benziyor. Ortalama siyasetçi kumaşı düşünüldüğünde, anayasa aykırılık konusunu beş yılda anlamış olmalarını kazanç kabul etmek gerekir.
Herkesin ‘o akşamı’ farklı, benimki böyleydi.
Çalışırken en önemsediğim, ciddiye aldığım işlerden biri lisans, özellikle birinci sınıf dersleriydi. Yorucuydu, ancak mutluluk veren bir yorgunluktu. Kürsü’den miras bir ilkeydi bu. Mümtaz Soysal, yıllar önce Anayasa Giriş kitabının (cezaevine girmesine neden olan) ‘Giriş’ kısmına, Türkiye’deki üniversite eğitiminin, özellikle ilk yılında, kötü lise eğitiminin eksikliklerini gidermekle sorumlu olduğunu anlatarak başlamıştı. Biz de, ben de Kürsü’nün yordamını benimsemiştik ki, bugün de aynı kanıdayım. Lisans öğrencisine özenmek çok önemlidir.
Ezcümle, akademisyenliğin ‘öğretmenlik’ kısmını hiç küçümsememek, çoğu taşradan, kötü liselerden, alt-orta tabaka ailelerden gelmiş genç insanların, muhtemelen ilk kez işiteceği konuların ve iyi öğretmenliğin onlarda neden olacağı değişimi göz ardı etmemek gerekiyor. Hiçbir emeğin boşa gitmeyeceği kanısındayım. ‘Kamu’ ile en sağlıklı, çıkarsız ve güçlü ilişki, ancak ‘kamusal yarar’ gözetilerek kurulabilir.
Öğretmenlerin ve KHK’li öğretmenlerin, öğretmenler günü kutlu olsun.
Yazı önerisi: İlk kez, yadırgamamanızı dileyerek, kendi yazımı bırakıyorum buraya, geçen yıl yazmıştım. Demokrat Parti’nin 1947’de ‘demokrasicilik oynamayı’ reddetmesi ve sonuçları üzerine.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025