Mustafa ARMAGAN
Kopamadığım alışkanlıklardan biri, fırsat buldukça eski gazete ve dergileri karıştırmaktır. Onların sararmış sayfaları arasında nice hakikatin gözlerden nihan beklediğine şahit olur, bugünün zihinlerimizi kelepçelemiş gündemini onlar sayesinde delmeye çalışırım. Zira tarihte unuttuğumuz o kadar çok şey var ki, bildiklerimiz onların yanında devede kulak kalır.
Türkiye’de muhafazakâr ve Müslüman basının öncülerinden “Yeni İstiklal” gazetesinde rastladığım bir yazı beni Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin hayatından bilinmeyen bir sayfaya kanatlandırırken kaderin bizlere nasıl bir gelecek hazırlayacağı üzerinde de düşünme fırsatını vermiş oldu.
Nizamettin Nazif Tepedelenli-oğlu’nun “Yeni İstiklal”de “Elli yıl evvelki bir hatıra” başlığıyla anlattığı olay neresinden bakarsanız bakın ibretlik dersler taşıyor. (7 ve 28 Eylül 1966)
Yazarın derdi, Bediüzzaman’ın gadre ve zulme uğramışlığını anlatmak. Ona öyle gelmektedir ki, “Said Nursi, menkıbesinin henüz başlarında bulunmaktadır. Bediüzzaman’ın ışıltısı zaman geçtikçe artacaktır.” Derken onunla tanışmasının hikâyesini anlatmaya başlar.
Savaş sırasında İstanbul neredeyse boşalmıştır. “Koca şehir kanı çekilmiş bir kadavrayı” andırmaktadır. Yazar ve arkadaşları her gün Gülhane Parkı’na gitmektedirler. Bediüzzaman da hemen her akşamüstü oraya gelmektedir. Tek başına bir müddet dolaştıktan sonra bir Bizans hamamı harabesine yaklaşır, parmaklıklarına dayanarak loşluklarına gözlerini daldırır. Kılık kıyafeti de yazarın keskin kaleminden kaçamamıştır:
“Bazan siyah ibrişimlerle süslü ak şayaktan bir cebken potur giyiyor, bazan da ayakları üstüne getr gibi uzanan paçaları sarı sırma işlemelere garkolmuş bol siyah şalvar, gene sırmalarla süslü, düz kollu kısa salta ve iki dizi püsküllü düğmesiyle gözü çeken som sırma işlemeli bir yelek giyiyordu. Fakat çok renkli Trablus kuşağı ile başının heybetini artıran o ağır kara puşi sarılmış taylasanlı Zaza kavuğu hiç değişmiyordu.”
Nizamettin Bey ile Bediüzzaman, Divanyolu’nda Firuz Ağa Camii’ne bitişik bir poğaça fırınında da karşılaşırlar. İlkin Bulgar fırıncıdan öğrenir onun adını. “Çok muhterem bir insan-ı kâmildir” sözünü de Firuzağa Camii imamından işitir.
1916 yazında yazar, yine arkadaşlarıyla Gülhane Parkı’ndadır. Kanepelerden birinde o ağustos sıcağında kalın bir paltoya bürünmüş garip biri oturmaktadır. Adamın hali henüz dikkatlerini çekmiştir ki, bu defa öteden Bediüzzaman’ın geldiğini görürler. Selamlaşırlar. Bu sırada bir arkadaşı abalar içindeki Bediüzzaman’a “Bu sıcakta yanmıyor musunuz?” sorusunu yöneltir. Sükûnetle cevap verir: “Bizi yakan yakmıştır. Artık ateşten zarar görmeyiz.”
Fakat Bediüzzaman’ın dikkati de kışlık paltosuyla oturan o adama takılmıştır. Bu zatın neden palto giymekte olduğunu merak eder. Gençler bunun üzerine adamın yanına gidip bu sıcakta palto giymekten rahatsız olup olmadığını sorarlar. “Rahatsız olmaz olur muyum?” diye cevap verir, “Kavruluyorum.” Neden giymektedir peki? “Utancımdan. Utanıyorum.” Gençlerin soruları devam eder: “Niçin utanıyorsunuz?”
Yamalı pantolunun sırrı
Soru adamın gözlerini yakmıştır, handiyse ağlayacaktır. Aniden ayağa kalkıp paltosunun eteklerini açınca gençlere gelir utanma sırası. Lime lime olmuş pantolonun arkasında kocaman iki yama sırıtmaktadır.
Acıklı manzarayı gören Bediüzzaman pek üzülür ve hemen “Hay gardaş hay. Kendine zulmün bundan mı? Ben hemen seni temiz, pak giydireceğim. Demek senin kimsen yok” sözleriyle teselli etmeye çalışırsa da, adam “İstemem, der, bu zulmü bana yapan ben değilim. Ve kimsesiz de değilim.”
Hayret duvarı biraz daha yükselmiştir. Meğer gördükleri paltolu zat, devrin Maliye Bakanı Cavid Bey’in ağabeyi Şefkati Bey değil miymiş! Cavid Bey kardeşine her nedense kin bağlamış, ona yardım etmek şöyle dursun, kim iş vermeye kalkarsa engel de oluyor, sefalet içinde yaşaması için elinden geleni ardına koymuyormuş.
Bu cevap karşısında herkes hayretten sus pus olmuşken Bediüzzaman Hazretleri “Cenab-ı Vacibü’l-Vücud bu zulmü onun yanına kâr bırakır mı zannediyorsun?” diye araya girer girmesine ya, paltolu zat da hıçkıra hıçkıra ağlamaya koyulmuştur. Bir yandan da Ziya Paşa’nın beytini okur:
“Zalimlere dedirir bir gün Hazret-i Mevlâ
Tallâhi lekad âsereke’llahu aleynâ”.
“Allah gün gelir zalimlere ‘Yemîn ederiz ki Allah seni hakikaten bizden üstün kılmıştır’, dedirir’ mealindeki Yusuf Sûresi 90. ayeti de içeren beytin sonuna Bediüzzaman da katılıp yüksek sesle tekrarlamıştır. (Hatıranın yazıldığı tarihte Şefkati Bey sağdır.)
Roller değişiyor
Tepedelenlioğlu, hatırasını burada virgülleyerek 10 yıl sonrasına atlar. Yıl 1926’dır, yazar da Milliyet’te çalışmaktadır. Gazeteye gelen telgrafta kardeşi Şefkati Bey’e zulmeden Cavid Bey’in idam edildiği, idam sehpasında da Ziya Paşa’nın beytini okuduğu yazmaktadır.
Bir anda hatıralar ırmağına gömülür yazar. 10 yıl öncesindeki unutulmaz sahne gözünün önünde canlanır. Bediüzzaman’ın Allah’ın zulmü zalimin yanına koymayacağını söyleyen sesi çınlar kulaklarında.
‘Yani?’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Devamını yazmam lazım ki anlaşılsın mesele.
Nizamettin Nazif birkaç hafta sonra hatırasını ikmal eder. O ağustos gününün üzerinden 43 yıl geçmiştir. Ne gariptir ki, Şefkati Bey’in uğradığı zulmün bir başka türlüsüne bu defa Bediüzzaman uğramış, yine ne gariptir ki, bu zulme yine yazar şahit olmuştur.
Yıl 1959’dur. Gazetelerde resimlerine rastladığı Bediüzzaman, artık hasta ve yaşlıdır. Oysa ne kadar da sağlam yapılı, genç ve dinç görünüşlüydü bir zamanlar. İstanbul’un cami ve türbelerinin, çeşme ve sebillerinin karşısında bazan saatlerce durup derinlere dalmış olan Bediüzzaman, yeniden İstanbul’a gelmiştir. Yazar da bir ‘Kere daha görür müyüm?’ ümidiyle kaldığı otele gitmek ister.
Sultanahmet ile Çemberlitaş arasında Türbe diye bilinen semtte bir otelde kalmaktadır Bediüzzaman. O da ne? Polis arabalarıyla basın kamyonlarının dizildiği daracık bir sokakta tam bir ana baba günü yaşanmaktadır! Girebilmek ne mümkün?
Bu sırada bir el kolunu dürter. Bir şaşkınlık daha: Dürten kişi, 43 yıl önceki paltolu adam, yani Şefkati Bey’dir. Hadi kendisi gazetecidir, Şefkati Bey neden gelmiştir buraya? “Ziyaret edip hatırını soracağım” diye cevap verir. Lakin bir saattir uğraşmasına rağmen polisler otele yaklaştırmamıştır. Bir zamanların mazlumu Şefkati Bey’in dudaklarından şu sözler dökülür:
“Ne isterler bilmem bu iyi insandan? Kimseyi yanına sokmuyorlarmış. Gezmek için sokağa çıkmak istemiş. İzin yok demişler. İzin yok da ne demek? Mahkûm değil, köle değil. Zulüm bu. Zulüm bu. Allah zulmü kimsenin yanına kâr bırakmaz.”
Yazarımız ekler: “Kaderin estirdiği şu rüzgâra bakınız. Bediüzzaman’ın ona söylediğini şimdi Şefkati, Nursi Efendi için bana söylüyordu.”
Otelin duvarına merdiven dayayan foto muhabirleri Bediüzzaman’ın resimlerini çekmeye çalışırken bu iki eski dost boyunlarını bükerek kol kola oradan uzaklaşırlar.
1959’da hükümet Bediüzzaman’ı en tabii arzusundan mahrum bırakmış, sokağa çıkarmamış, hatta bindiği otomobile perde dahi taktırmışlardı. Yazarın içi buruktur. Şu cümle dökülür kaleminden:
“Acaba Şefkati Efendi o gün benden ayrıldıktan sonra o korkunç tehditli beyti aşk ile, şevk ile bir daha okudu mu?”
Eski gazeteler bugünkülerden daha mı çok şey söylüyor ne?
(Not: Nizamettin Nazif’in verdiği 1916 Ağustos tarihi doğru olamaz. Bediüzzaman 1914’ten 1918 Haziranı’na kadar İstanbul’da değildi. Olay muhtemelen 1918 Ağustosu’nda geçmiş olmalı.)
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 10 dakikada referandum tarihimiz
16.04.2017 - Ayak öptüren cumhurbaşkanından alın öptüren cumhurbaşkanına
9.02.2017 - Osmanlı hanedanının malları haraç mezat nasıl satıldı?
26.03.2017 - Çanakkale’de Kemalist mitolojinin örttüğü bir yenilgi
19.03.2017 - Sultan Abdülhamid Harf İnkılabı mı yapacaktı?
12.03.2017 - Eğitimde altın fırsat önümüzde duruyor
26.02.2017 - İskilipli Atıf Hoca’yı neden idam ettiler?
5.02.2017 - Kazım Karabekir harf inkılabına nasıl karşı çıkmıştı?
29.01.2017 - “Yeni tarih müfredatı”nda eski hamam eski tas
22.01.2017 - İnönü gazilerimize değil, Yunan harp malullerine 300 lira yardım etmiş!
15.01.2017
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları









































































































































Ad Soyad Giriniz...
döşür dandiksoy + hüsamettin çitil konsorsiyumunun fırıldakları ile memleketin burnu ..oka batırılmak isteniyor ve bu herifler halen dümende..