Mustafa ARMAGAN
ok bu iş artık zıvanadan çıktı. Hangi iş mi? Şu tam tutulmasının karanlığına girdiğimiz Post-Kemalizmden söz ediyorum. Artık her türlü atış serbest. Zenci bir garsona veya Che Guevera’ya “Nutuk” hatmettirenlerden tutun da Hitler’e “Mustafa Kemal’in ilk öğrencisi Mussolini, ikincisi de benim” kelam-ı kibarını yakıştıranlara kadar yığınla ‘mesaj’ sanal ortamı tayeran etmekte ve günlerden bir gün pencerenize konmakta. Kaçışınız yok (!).
Ha bir de bir hanımefendi çıkmış, ateşli konferanslar irad ederken günün birinde salondaki bir Norveçli hanım dinleyici (artık ne arıyorsa orada) söz isteyip o müthiş aydınlanış anını paylaşmış: “Ben Norveçliyim ve şu anda Norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım.” Meğer Norveççede “Atatürk gibi düşünmek” deyimi varmış da bu Norveçli hanım söylemeden önce nedense keşfedilmemiş.
Alın size bomba. Pimini çeken çekene. Lakin ufak bir kusuru var kerimemizin: Gerçek değil! Norveççede böyle bir deyim yok. İfadeyi Google’a İngilizce yazınca da garip bir şekilde karşınıza “Türk kaynaklı siteler” çıkmakta. Sizin anlayacağınız, yine bir “Türkün Türke karşı propagandası” vakası.
Aslında bunu hep yapıyoruz. Bıkmadan usanmadan gerçeği tahrif ediyor ve efsane üstüne efsane imal etmeye bayılıyoruz.
Churchill, 30 Kasım 1954’te 80. yaş günü vesilesiyle düzenlenen toplantıda Westminster Salonu’nda kendi tablosunun önünde konuşurken....
Geçenlerde okuduğum “Mitlerin Kısa Tarihi” adlı kitabında Karen Armstrong düşündürücü bir tespitte bulunuyor, diyor ki: “Mitlerin çoğu onlara hayat veren tapınma çerçevesinden çıkarıldığında anlamsızlaşırlar” (Alfa: 2014, s. 8). Post-Kemalizmin mitleri de ancak ‘onlara hayat veren tapınma çerçevesinde’kileri tatmin eder, dışındakilere anlamsız gelir.
Lakin mitlerin bir de inatçı marazlar gibi başkalarına sirayet etme, bulaşma huyları, o ‘tapınma çerçevesinin dışındakiler’in de zihinlerini ağulayan sinsice bir ilerleyişleri vardır ki, uyarmış olmak için yazıyorum bu yazıyı.
“İngiltere Başbakanı” Churchill’e atfedilen bir ‘vecize’ internette; hatta propaganda maksatlı kaleme alınan kitaplara kadar girmiş. Önce bu sözü muteber bir özel okulun sitesinden okuyalım, ardından sorgu odasına alalım. Siteye göre “İngiltere Başbakanı Sir Winston Churchill” 1938 yılında şöyle demiş:
“Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusu’nu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın O’nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye’nin Ata’sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.”
Meğer Yunan dostluğu imiş
Kaynak? Yok. Şüphelenme huyum var Allah’tan da bu ‘çağdaş’ mitlerin izini sürebiliyorum.
Dedim ki kendi kendime: Bu Churchill dediğimiz zat Nobel Edebiyat Ödülü almış, hatta Başkan Kennedy tarafından “İngilizceye seferberlik ilan eden ve harbe gönderen adam” diye yüceltildiğini biliyorsun. İngilizcesi bu kadar rafine bir devlet adamı, kendine karşı bile eleştirel olabilmiş bir İngiliz böylesine ihtiyatsız bir cümle kurmuş olabilir mi? Şüphe bu ya, peşine düşüp kurcalamaya başladım. Bakın sonuçta ne çıktı karşıma?
İnternette aramaya başlamak en iyisi olacaktı. Sözün aslı İngilizce olduğuna göre bir yerlerde bulunmalıydı. İngilizcesini de yazmışlar. Lakin nedense bulduklarım hep “Türk kökenli” siteler. Churchill’in adına kurulmuş siteler ve resmi arşivinde bulmak mümkün olamadı. Nerede yazmış, hangi bağlamda ve neyi kastetmiş? Bu klasik sorularıma da bir cevap bulamadım.
Neticeden tam ümidimi kesiyordum ki, Churchill Arşivi’nde çalışan Richard Langworth’un bir mesajı (post) dikkatimi çekti. Langworth Türklerin Churchill’i neden sevdiklerini yazıyordu. Bir de kitap hazırlamış, “Churchill Konuşuyor” diye çevirebileceğimiz (Churchill by Himself). Langworth kitapta Churchill’in bizde dolaşıp duran sözün aslını ilk yayınlandığı gazeteden aktarıyor. Buna göre o ihtiyatsız söz gerçekte şöyleymiş:
“Her sınıftan erkek ve kadının onun cenazesi karşısında döktüğü gözyaşı vaktiyle modern Türkiye’nin kahramanı, öncüsü ve atası olan bir adamın hayatının eserine yakılmış bir övgüdür. Uzun diktatörlüğü sırasında hayran olunacak bir çekingenlik (restraint) ve iyi niyet (goodwill) politikası tarihte ilk kez Yunanistan’la en dostane ilişkileri yaratmıştır.” (İfade Churchill’in 1939’da basılan “Step by Step” adlı kitabının 272. sayfasında da yer alır.)
Neymiş? Tahmin ettiğim gibi Churchill’in umumi bir değerlendirmesi değil, Atatürk’ün Türk-Yunan dostluğuna hizmetini takdir eden bir sözüymüş meğer! Yunanlarla kavga etmeyip İngilizlerin bölgede kuracakları yeni dünya düzenine sorun çıkarmadığı için gelen bir takdirmiş!
Medhiye mi, takdir mi?
Bunu isterseniz İngiliz tarihçisi Lawrence James’ın “Churchill and Empire” adlı kitabından da okuyabilirsiniz, zira Lloyd Georg’u olduğu kadar Churchill’i de korkutan, Türkiye’nin yerine kurulacak devletin eski topraklarında gözü olması bir, Anadolu’yu işgale gönderdikleri Yunanlarla aralarında düşmanlık çıkması halinde barışın bozulacağı ve başlarının sık sık ağrıyacağıydı (“Yurtta sulh cihanda sulh”ü düşünün). Lozan’da anlaşıp ardından Venizelos Türkiye’yi ziyaret edince ve bu iki potansiyel düşmanın kavga etmeyeceği anlaşılınca Churchill’in ne kadar rahatladığı tahmin edilebilir ki, bu söz de tam bu maksada matuftur.
Churchill bu yazısında Atatürk’e “Dictator” diyor ama çevirenler nedense ustaca atlıyorlar. Fakat Churchill’in Atatürk’e diktatör dediği tek ifade bu değil. Mesela 11 Kasım 1937 tarihli bir yazısında (“Armistice or Peace?” Evening Standard) Atatürk’ten “…cesurane başarı halesine sahip tek Diktatör” diye bahsetmiştir.
Bu arada Churchill uzmanı Langworth şu aradığım sözün altına bir yorum da eklemeyi ihmal etmemiş. Şöyle yazmış:
“Churchill, Atatürk’e bu mersiyesinde samimiydi; o kendisinin “zirve toplantıları düzenleme” ve kadim düşmanlarla uzlaşma ilkelerini benimseyen büyük Türk’e uzun zamandan beri hayrandı.”
Yani Churchill’inki tahmin ettiğim gibi kuru kuruya bir medhiye veya mersiye değil, İngilizlerin kıvrak zekâsına uygun bir şekilde bölgede kendi politikalarına uygun hareket eden bir lidere duyduğu hayranlıktı.
Bu arada ikinci bir Churchill uzmanına, Ronald I. Cohen’e ulaştığımda internette dolaşan sözün İngilizcesinin Churchill’in cümle yapısına uymadığını bakar bakmaz söyledi. Bu olsa olsa Türkçeden İngilizceye yapılmış bir çeviri olabilirmiş!
Ne diyordu Karen Armstrong: “Mitoloji, insanın içinde yaşadığı sorunlu durumla baş edebilmesine yardım etmek üzere kurgulanmıştır.”
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017