Mustafa Karaalioğlu
Hiçbir ABD başkanı Trump kadar sansasyonel olmadı. O’nun kadar dünya çapında siyaset ve magazin malzemesi üreten ve ürettiklerinin aktörü olan bir ABD’li siyasetçi de şimdiye kadar görülmedi. İşadamı olmaktan çok bir medya fenomeni olarak gelişen kariyeri aynı yoldan devam ediyor. Dolayısıyla, Trump’dan siyaset veya perspektif beklemek anlamsızdır.
İçeride ve dışarıda hemen hergün bir tartışma konusu çıkarıp bununla gündem olan bir başkanın ülkesi için ifade ettiği anlamın hayırlı olduğu söylenemez. Zaten her zaman bir gerekçeyle kötü ve olumsuz bir imaja sahip olan Amerika şimdi, başkanları nedeniyle eski günlerini de arayan bir marka değeri aşınması yaşıyor.
Trump’ın başkanlık yolunda sergilediği statükoya karşı sahte kalkışma ve göstermelik isyanı kısa sürede kurulu düzeni tahkim etmek ve özellikle dünya pazarında ABD’nın eşitsiz üstünlüğünü güçlendirmekten ibaret olduğu da anlaşıldı. Daha çok kazanan, dünyanın geri kalanını da daha az düşünen bir ABD modelini olabilecek en antipatik yollarla gerçekleştiriyor.
Avrupa Birliği ile ticarette yapmak istediği budur. Türkiye’nin de dahil olduğu ve dünya ticaretinde neredeyse hiç pay sahibi olmayan ülkelerle kurmak istediği ilişkinin gelip dayandığı yer de budur. BM’ye, NATO’ya verdiği desteği kesme tehdidi de aynı mantığın bir sonucudur. Ülkesinin garantili üstünlük ve avantajlar için ödediği küçük payları bile hesap eden kışkırtıcı bir cimrilik…
Dahası, Kudüs’e büyükelçilik açtıktan sonra şimdi de Filistin’e yapılan yardımları bir kalemde silerek İslam dünyası için, dünya için olduğundan daha büyük tehlike olduğunu bir kez daha gösterdi.
***
Trump her adımda biraz daha İslam dünyasının iç meselesi haline geliyor. Türkiye’yi söylemeye bile gerek yok… Şu anda birinci iç meselemiz dersek hiç abartı olmaz.
Arkasına sınırsız gücü alan kötülüğün neler yapabileceğini anlamak adına küresel bir deney izliyoruz. Hak, hukuk, empati ve insani değerler yok sayıldığında dünyanın nasıl yaşanmaz bir yer olduğunu görmek için bundan daha dramatik bir sahne olamaz. Cehalet, lümpenlik ve iştahla şekillenen iktidarın yarattığı tahribatın sahnesi…
Evet, kurulu düzen hiç adil değildi ve insanlığın problemlerini çözmekte çoğu kez başarılı da sayılmazdı ama hiç olmazsa Trump gibilere karşı siyasi ve ahlaki bir önlem alınmasını mümkün kılıyordu. Sahada yer yer hüküm sürse bile kötülük takdir edilen bir özellik olmuyordu. Yahut da cehalet toleransla karşılanmıyordu.
Trump trajedisi bir kez daha gösterdi ki ahlâk, dürüstlük, ötekiye saygı, ifade özgürlüğü, eğitim ve tutarlılık gibi değerler aynı zamanda insanlık ve ülkeler için en temel kurumlardır. Yasalarda, anayasalarda yazması gerekmez ama hepsinden daha güçlü otorite kaynağı bu değerlerdir. Siyaseti sınırlayan, denetleyen ve ona kalite katan bu kavramların olmadığı düzenin ortaya çıkaracağı tablo ürkütücüdür. Yol buldukça ve onaylandıkça ne yazık ki daha da ürkütücü olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025