Mustafa Karaalioğlu
Suriyeli misafirler/göçmenler/mülteciler bahsinde problem ve endişe çoktur ama birinci mesele Türkiye devletinin böylesine büyük bir nüfus hareketi karşısında bir politikaya sahip olmamasıdır. Bugün daha iyi anlaşılıyor ki ne gelebilecek sayıyı tahmin edebildik, ne de statü ve yerleşim planlarını yapabildik. Tabiatıyla şimdi, ne zaman gideceklerine ya da gidip gitmeyeceklerine dair bir perspektife sahip değiliz.
Bu cevapsız sorular Suriyeliler bir an önce ülkelerine geri dönsün, temennisini içermiyor. Zira, geri dönmek bugün ve görünür gelecekte imkansızdır. Zira, Suriye’deki belirsizlik geri dönüşler için bir problem ve bu belirsizliğin Esad lehine düzelme ihtimalinin yüksek olması başka bir problemdir. Suriye’yi terketmek zorunda kalanlar Esad’ın arkası kesilmeyen katliamlarından kaçanlardır ve biliyoruz kalanlar bunu hayatlarıyla ödemişlerdir, ödemeye devam etmektedir. Esad işbaşında kalmayı başardığına göre yakın ve hatta uzak gelecekte ülkesinden ayrılmak zorunda kalıp Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine sığınanların geri dönme ihtimali bulunmamaktadır. Bu gerçeği görmezden gelerek Suriyeliler meselesini çözemeyiz; çözmek şöyle dursun anlayamayız.
***
Biliyorum; bu tespit Suriyelileri istemeyen, onları “bedavacı, nargileci, sorumsuz veya ülkesini terkeden kaçaklar” olarak görenleri rahatsız edecektir ama gerçek budur. Başlangıçta, 100 bin/500 bin sanılırken milyonlara varan sayılarıyla ilgili tahmin yapmak nasıl mümkün olmadıysa bundan sonrası için de tahminde bulunmak imkansızdır.
Şu anda sadece kayıtlı Suriyeli sayısı 3 milyon 700’e yaklaşmış bulunmaktadır ve bunların yüzde 46’dan fazlası 0-18 yaş aralığındadır. Yani dünya standartları üzerinde genç bir göçmen nüfusuna ev sahipliği yapmaktayız.
Bu tablo da bizi başta değindiğim politikasızlığa götürmektedir… Onyıllardır içimizdeki kültürel, siyasi, etnik ve dini meseleleri veya deprem, gecekondulaşma gibi hayati problemleri çözmekte başarılı olamadığımız gibi, Suriyeliler konusunda da baştan bugüne kadar tecrübeli bir devletin yapması gerekenleri yapamadık. Şimdi önümüzde uzun yıllar yaşamak ve yönetmek zorunda kalacağımız devasa bir mesele bulunuyor.
Evvela dünyanın vicdanı olarak taşımaktan onur duyduğumuz bir konu, bir süre sonra sınırları açarak Avrupa’yı tehdit ettiğimiz bir siyasi enstrümana dönüştü. Başta herkesin kardeşlik görevi olarak benimsediği bir göç hareketi, sonuçta kurtulmamız gereken bir yükün adı oldu. Mesele de burada ortaya çıktı… Suriyelileri gönderememek bir yana, onların bu ülkede ev sahipleriyle gerilim yaşamadan huzur içinde hayatlarını sürdürmelerini temin etmek zorundayız. Aksi durumda, başlangıçta bir insanlık hikayesi olan bu tablonun tersine dönme ihtimali az değildir. Nitekim, İstanbul’da kayıtlı olmayan Suriyeli gençlerin polis marifetiyle toparlanıp kayıtlı oldukları vilayetlere gönderilmesi gibi sınırlı bir uygulama bile hem Suriyelilerde, hem de onlarla bir meselesi olmayan kitlelerde rahatsızlık yaratmaya yetmiştir.
Bu vesileyle şu da görüldü ki devlet, Suriyelerle bir meseleyi konuşarak, anlaşarak ve işbirliği halinde çözebilecek muhataplıktan da uzaktır. Onca yardım ve mükemmel ev sahipliğinden sonra sokakta iz sürmek yerine Suriyelilerle temas kurup bu meseleyi konuşarak çözme kapasitemiz olmadığı görüldü. Temas kurulacak üç beş dernek veya akil adam olmadığı anlaşıldı. Suriyeli gençlerin bölgelerine gönderilmesi tartışılır ama bundan daha endişe verici olan bu işlem için makul bir yönteme sahip olamamızdır.
Suçu polise atmadan, yükü emniyetin sırtına yüklemeden acilen Suriyeli gerçeğine yönelik bir gelecek politikası belirlemenin zamanıdır. Eğitimi, istihdam, yerleşim vesaire başta olmak üzere geleceği planlamak zorundayız. Doğumuna izin verdik tamam ama hiç olmazsa büyümeden bir meseleyi halledebileceğimizi gösterelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025