Mustafa Karaalioğlu
Dünyadaki gelişmelerden bize düşen payı ölçüp biçmek, analiz etmek; buna kafa yormak, fırsat kollamak gereklidir. Uluslararası sisteme fazlasıyla entegre olan bir ülke için en küçük hareket, hatta kelebeğin kanat çırpması bile değerlendirilmeyi hak eder. Türkiye de böyle bir ülkedir. Sloganların ve hamasetin aksine işimiz, refahımız ve güvenliğimiz dünya ile ilişkilerle belirlenir. İlişkileri iyi yönettiğimiz zamanlarda fayda görürüz, içe kapandığımızda ise bugün olduğu gibi fakirleşmeye, tedirginliğe mahkum hale geliriz. Dolayasıyla, gayet tabii ki ABD’de Trump’ın gidişi ve Biden’in gelişi bizi yakından ilgilendiriyor. İlgilensek de ilgilenmesek de bu değişim ekonomiden dış politikaya kadar birçok ünitede Türkiye’nin istikametine irili ufaklı tesir edecektir.
Elbette dünya bir felaketten kurtulduğu için, zemin doğru işler yapmak isteyen ülkeler için daha elverişli hale gelecektir. Öngörülebilir, plan yapılabilir ve diplomasiyle mesafe alınabilir bir ortam oluşacaktır. Üslup, standart ve kalite demokrasiyle yönetilen ülkeler açısından avantaj olacaktır.
Olmasına olacak ama Türkiye’nin meseleleri o kadar ciddi ki geleceğimiz ABD seçimlerinde kimin kazandığından çok daha önemlidir. Son yıllarda kronik hale gelen ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte toparlanamaz soyuta varan meseleler Beyaz Saray’da kimin oturduğuyla ilgili olamayacak kadar derindir.
Ekonomi ciddi bir kriz içindedir.
Finansal sistemdeki gerilemenin boyutu bilinmemektedir bile.
Hukuk duygusu kaybolmuş ve yargı işlemez halledir.
Diplomasi muhatap olacak ülke bulamamakta ve günlerini boş geçirmektedir.
Denge denetleme kaybolmuş ve bırakın çoğulcu demokrasiyi, çoğunluklu demokrasi bile merkezi otoriteye hapsolmuştur.
Devlet idaresinde ve devletin elinin uzandığı sivil alanda liyakat, ehliyet kalmamıştır.
Türkiye’de eğitimin ve kültürün bittiği bizatihi bir numaralı sorumlu tarafından itiraf edilmiştir.
Tıpkı şehirleşmenin olmadığı gibi… Mukadder depremi bile eli kolu bağlı beklemekteyiz.
Devlet eliyle çalışılan ve açıklanan rakamların tamamı şüpheli hale gelmiştir.
Evet, her yeni değişim ve dönem büyük fırsatlar içerir. Sözkonusu değişim ABD’de yaşandığında etkisi daha fazla olabilir. Trump gibi berbat bir profil bile bu çarpan güç sayesinde dünyayı zehirleyebildi. Analizlere ve tahminlere, hatta temenni ve kehanetlere devam edelim ama bardağın bomboş tarafını görmezden gelmeyelim.
ABD Başkanı’nın kim olduğu önemliyse de daha önemli olan böylesine ciddi meseleleri bulunan Türkiye’nin kendisi için ne yapabileceğidir. Biden, Türk ekonomisini veya hukukunu düzeltecek değildir. Yalnız kalan Türkiye’ye dost kazandırmaya çalışacak değildir. Eğitim kalitesini yükseltecek veya depreme hazırlık için akıl verecek de değildir. Ekonomisi rasyonel yönetilmeyen, eğitimi, hukuku, liyakati, en nihayet demokrasisi yerli yerinde olmayan bir ülke de hiçbir değişimden pay alamaz.
Hepsi bir yana… ABD ile ilişkilerde en geniş ve belirleyici saha olan diplomaside de gerçekçi ve planlı bir düzene geçmeye niyetimiz yoksa, bırakın ABD’yi dünya bir araya gelse kaderimiz değişecek değildir. Trump’ın geride bıraktığı enkazı kaldıracak olan önce Türkiye’nin arzusu olacaktır. Yani bunu isterse, yani gerçeğe geri dönmeye niyeti varsa…
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025