Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
12Haziran seçimleri için açıklanan milletvekili adaylarıyla ilgili yorumlara bakıyorum; yorumlar diyorum zira çok azı hariç adayları tanımıyorum. Adayların kimlikleri önemsiz değil kuşkusuz ama “zayıf temsil” sisteminin hâkim olduğu, vekillerin vekâlet yetkilerinin yani halkı temsil güçlerinin çok zayıf kaldığı, lider sultasının hüküm sürdüğü bizdeki güdük parlamentarizmde kimlikler belirleyici değil. Adaylar tablosunun bütününe baktığımda şunu görüyorum:
Hepsinde bir “ortak bölen” var, değişim zorlaması...
Değişen adaylıklar tablosu bunu yansıtıyor. CHP askerci parti olmaktan çıkmaya çalışıyor; MHP merkez sağa yerleşebilmek telâşında; AKP salt Meclis çoğunluğunun programını uygulamaya yetmediğini görüyor ve daha profesyonel bir kadro yaratmayı hedefliyor. Yükselen kadın hareketinin bütün partiler üzerindeki etkisi de çok açık.
En bariz değişim ise BDP’de
DTP milletvekillerinin Meclis’e dönüşünde ilân edilen “Türkiye partisi” olma hedefi beni çok heyecanlandırmıştı ama BDP kuruluş kongresini izlediğimde buna hazır olmadıklarını görmüştüm. Marjinal solla sınırlı ittifaklar çerçevesinde kalınarak bu olamazdı. Bu nedenle son açıklanan “Demokratik Blok” da ilgimi çekmemişti. BDP’nin şimdi farklı Kürt çevrelerine açılımı, İslâm olgusunu dikkate alıyor olması Türkiye partisi olma hedefine gecikerek de olsa yeniden döndüğünü düşündürüyor. Desteklenmesi gerekli olumlu bir açılım bu.
Kısacası dünyada ve bizde dipten gelen güçlü değişim hiçbir partiyi hiçbir siyasi hareketi rahat bırakmıyor. Kimse durduğu noktada duramıyor, durmak için tutunduğun dal da elinde kalıyor. Bunun belki en çarpıcı örneğini TÜSİAD’ın yeni anayasa konusundaki ibretlik tavrında gördük.
Değerli dostum İshak Alaton’un gerek Anayasa gerekse Kürt sorununun çözümü konusundaki sağduyulu ve cesur duruşu ve sözlerinin de kamuoyu için kafa açıcı olduğu kadar TÜSİAD çevresi için de sarsıcı olduğuna hiç kuşkum yok. Cem Boyner’in duruşu da öyleydi.
Galiba değişimin yarattığı bütün bu durumları en iyi açıklayan bir sözcük var.
ALTÜST...
Fırından yeni çıkmış bir dergimiz var. Adı bu... Derginin başlığı büyük harflerle yazıldığı için ben de öyle yazıyorum.
Batman dönüşü İzmir’de bir dostumun elinden kaptım ve ancak okuyabildim. (Batman deyince önceki yazımda bir düzeltme yapmalıyım. Yazıyı yetiştirme telâşıyla Anayasa panelinin konuşmacıları arasında Erol Katırcıoğlu’nun adını atlamışım, Erol’dan özür dilerim)
Bu derginin işlev açısından kendi kafamdaki yerini ve yine kendi kafamdaki önemini açıklamak istiyorum.
2000’li yılların başından beri yazı ve konuşmalarımda, bizdeki değişimin üç tarihsel dinamiğini sayarken İslamcı hareket, Kürt hareketi ve entelektüel-aydın hareketi olarak özetliye geldim. Bugün vardığımız noktada bu analizimin yanlış olmadığını görüyorum. Başından beri AK Parti’yi güncel değişimin bileşenlerinden biri olarak gördüm ama bu konudaki daha ilk yazımda bir sınıra varacaklarını da söyledim. Değişimde duraklayacakları noktada diğer iki faktör önemli olacaktı. Entelektüel-aydın hareketine değinmelerimi izleyen cümlelerimde, değişen, kendini yenileyen sola olan ihtiyaca hep vurgu yapmıştım.
2000’li yıllardan bugüne bizi taşıyan süreçte politik gelişmelere aktif müdahale anlamı taşıyan üç stratejik olgu ortaya çıktı ve açık biçimde değişim dalgasına ivme kattı. Devletçi-askerci-statükocu güçlü dirence karşı moral üstünlük kazanmamızı sağladı. 1) Ergenekon davalarının açılması ve siyasi iradenin bu davaların arkasında durması 2) PKK-Öcalan ekseninde Kürt halkının, bütün baskılara, tehditlere rağmen özgürlük direnişinin dalga dalga yükselişi. Sonuçta, bu sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğinin generallerce açık itirafı 3) Bir mucize gibi Taraf gazetesinin tam zamanında ortaya çıkışı ve parmak sallayan askere parmak sallayarak demokratik kamuoyuna tabulara dokunma cesareti vermesi, merkez medyanın akıl karıştırmalarına karşı hakikatin sesi olması.
Değişime ivme veren bu üç somut olgu nihayetinde değiştirici başka bir somut sonuç da doğurdu: “Yetmez ama evet” hareketi ve kısmî anayasa değişikliği için halk oylaması. Yüzde 58 gibi son derece değerli bir sonuç alındı. Boykotu da evet hanesinde görüyorum ve bu oran çok daha yüksek.
Bütün bu yeni gelişmeler demokratik ve sol kamuoyunda zaten varolan ayrışmayı daha da derinleştirdi. Bu kaçınılmazdı. Zira, Kemalist devletle hesaplaşma tarihimizin dayattığı bir yüzleşme.
Bu ayrışma ve yarılma süreci yeni ve hayırlı bir ürün doğurdu... ALTÜST Dergisi.
Başarı dilerken derginin ilk sayısını gelecek yazımda biraz daha tanıtmak istiyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Üzgünüm
7.05.2012 - Gerçek muhalefetin ayak sesleri
3.05.2012 - Hasan Tahsin gerçekte kimdi
30.04.2012 - Sıcağı sıcağına...
28.04.2012 - Tarihe doğru uzun yürüyüş
26.04.2012 - Umudun gücü...
23.04.2012 - Dürüstlük üstüne
21.04.2012 - Ölüm sınırına gelindi
19.04.2012 - ‘Silahsız kuvvetler darbesi’
16.04.2012 - Bir dokun bin ah işit...
14.04.2012
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































cengiz
fena değil
Ad Soyad Giriniz...
SAGOLUN