Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Dünkü ajanslar haberi şöyle veriyor: “Tunceli’nin Ovacık ilçesindeki operasyonda etkisiz hale getirilen 7 teröristten 4’ünün cenazesinde Diyarbakır’da hayat durdu.”
“Etkisiz hale getirmek...”
Yedi gencin hayattan göçüşüne “öldürüldü” kelimesini dahi yakıştıramayan, onu insanlıktan çıkarıp, bir eşyaya indirgeyen bir şiddet ve çözümsüzlük dili... Dün Diyarbakır’da dört gencin cenazesine yüz bin kişi katıldı. Cenazenin resimlerine bir bakın. Orada sadece öfkeli yeni nesilden mürekkep bir kalabalık değil, gençlerini uğurlayan, her yaştan, her sınıftan acılı ve öfkeli insanları göreceksiniz.
Tunceli Ovacık’ta öldürülen bu PKK’li gençler, çatışma ve sıcak temas bölgesinden uzak ve hareketsiz haldeydi. Asker buraya operasyon düzenledi. Ordunun muhtemelen “aktif önleme” gibi bir konsept geliştirdiği, özellikle son dönemde Tunceli bölgesinde bunu sıkça uyguladığı görülüyor.
Sesimi buradan kim duyar bilmem, ama bu savaş, verilen tutulmayan sözlerle, tüm kirli müdahalelerle ve artık cana tak etme durumuna gelmişliğiyle çok tehlikeli bir döneme girdi artık.
Devletin, Hükümetin, Başbakan’ın şunu anlaması lazım. En sükseli açılım dahi, bir Kürt gencinin Diyarbakır’dan kalkan cenazesinin Kürtler üzerinde yarattığı yıkımı bastırmaya yetmiyor. Veya, bir kişinin kaybının yarattığı öfke ve güvensizlik bile, atılan tüm olumlu adımları silip atmaya yeterli.
Bunun aynısı Türk tarafı için de geçerli.
Bir yandan gençler ölürken, Kürt sorununu nasıl çözerim diyebilirsiniz? Kim inanır size, kim güvenir? Gerçek şu ki, çatışmasızlık sürecinde devlet ve PKK uzun süre ateşkese uydu. Ama özellikle şu seçim sürecinde, çatışmaların, asker ve gerilla cenazelerinin artması isteniyor sanki.
Bir el düğmeye bastı ve Tunceli merkezli operasyonlar başladı, ölümler arttı. Asker ölümleri ülkenin batısını, PKK ölümleri de bölgeyi uçurumun kenarına taşıyor. Üstelik bu acılar, Kürt açılımıyla ümitlerin arttığı zamanlarda kontrast etkisi yapıyor, daha çok yıkıcı oluyor.
Savaşın devam etmesi, siyaseten AK Parti için de büyük bir risk. Post-Ergenekon güçlerinin sabah akşam dua ettikleri şey tam da ülkenin Kürt meselesi üzerinden kaosa sürüklenmesi, karışması.
Son YSK skandalını da belki buradan okunmalı. Normalleşme ve siyasetin önünün açılmasını engellemek için her türlü ayak oyunu, sürekli güne ve şartlara uyum gösterilerek işleme konuyor. YSK hamlesi karşısında Cumhurbaşkanı Gül de, Başbakan Erdoğan da tehlikeyi fark edip olaya el koydular, düğümü çözdüler. Çok da iyi yaptılar. Başbakan tehlike çok yakınlaştığı ve kendine zarar vereceğini gördüğü anlarda çok cesur ve kararlı. Askerin seçim öncesi yoğunlaşan bu operasyonlarını da kendine yakın risk görüp devreye girmesi çok isabetli olur.
Kürt meselesinin bırakın AK Parti’yi, ülkenin kendisini bile yutma potansiyeli var. Eğer açılım ve barış görüşmeleri devam ediyorsa, bunun minimum kuralı bu süreçte kan dökülmesini önlemek, çatışmamak.
“Analar ağlamasın” sözünü ataerkil ve popülist bulduğum için pek sevmem ama.. analar hala ağlıyor, farkında mısınız?
Aliyev istedi, Erdoğan yıktırdı (2)
Son yazım İnsanlık Anıtı’nın yıkımını konu almıştı ve “Aliyev istedi, Erdoğan yıktırdı” adını taşıyordu. Başbakan belli ki bu yazıdan gocunmuş, cevap vermek istemiş. Tuskon toplantısında yaptığı açıklama şöyle:
‘’Eğer biz Kars’ta yapılan bir şeye karşı çıktıysak, karşı çıkmamızın sebebi var. Bizim tarihi eserlerimizin, tarihi tabyaların üzerine, Hasan Harakani Hazretleri Camisi’nin türbesinin olduğu bir yere, oradaki tüm vakıf eserlerinin olduğu bir bölgeye bu tür bir eseri hoş karşılayamadığımız gibi yargı da yıkım kararı vermiş. Uyarıma karşın onu yaptıran Belediye Başkanı CHP’nin birinci sıradan milletvekili adayı. Kimileri, kalkıp bunu savunuyorlar. Biz, olduğumuz gibi görüneceğiz, görüneceğimiz gibi olacağız, gerçek bu. (...)Orada Ermenilerle mücadelede şehit olan ecdadımızın kabirleri var, tabyalar var, vakıf eserlerimiz var. Geleceksin orada böyle bir eseri ortaya koyacaksın. Sonra da diyeceksin ki ‘bu benim eserimdir insanlık anıtıdır’... Iğdır’da insanlık anıtı var, oradakine bir şey diyen var mı?’’.
Ne demek! Haşa, dilini koparırlar adamın! Iğdır’daki Kılıçlar Anıtı’na Türkiye’de kimse laf edemez Sayın Erdoğan, müsterih olun. Çünkü o Ermenilerin acısıyla alay eden bir nefret anıtıdır. Ermenistan’dan görünsün diye çook yüksek yapılmıştır sonra. Iğdır Belediye Başkanvekili Mehmet Şah “Kars’taki İnsanlık Anıtı’na ‘ucube’ deniyor, ama Iğdır’daki Kılıçlar Anıtı’nın halklar arasında düşmanlığı körüklediğine kimse bir şey söylemiyor. Yaşanan acı olaylarda hayatını kaybeden Ermeni vatandaşların, her gün o anıtı görmesi acılarının tekrarlanması anlamına geliyor” demişti size cevaben, hatırlarsanız.
Aman ha, siz Ermenilerin acısını filan boş verin, neme lazım görüntünüzü, duruşunuzu bozar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012