Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Geçen yazım “Ne istiyorlar” sorusu ile bitiyordu? Dünyanın değişik köşelerinde ayağa kalkan kitlelerin, halkın ne istediklerini sormuştum. Bu soru üstünde düşünme tarzımız kanımca dünle bugün arasında olması gereken farkın başlangıç noktasını oluşturur. Halk ne istiyor sorusu doğru bir soru ama bu soruya yanıt verirken izleyeceğimiz metot dünden köklü biçimde farklı olmak zorunda bugün.
“Halka rağmen halk için” yanlışı halk adına onun taleplerini dile getirdiğimizi ileri sürdüğümüz noktada başlıyor. Kendi bakış açımızı peşinen doğru kabul ettiğimiz, elimizde halkın taleplerini anlamamıza yardım eden şaşmaz bir ölçü aletinin olduğunu düşündüğümüz için halk adına onun isteklerini dile getirme hakkını kendimizde görüyoruz. Bu yaklaşım aynı zamanda halkı gerçekten anlamayı daha en baştan dıştalayan bir yaklaşım. Biliyorsanız anlamaya neden çalışacaksınız ki?
Halka rağmen halk için talep formüle etmenin yanlışlığıyla, popülizm yanlışı arasındaki sınırı elbette unutuyor değilim. Sosyoloji bilimi, siyaset bilim, tarih ve hatta felsefe sosyal gelişmeleri anlayabilmek için değil midir? Ortaçağda entelektüel kavramının doğuşu üstünde daha önce bir yazımda durmuştum. Ortaçağın, dinsel karanlığa rağmen sanıldığı gibi karanlık bir çağ olmadığını aksine entelektüeller çağı olduğunu anlatmış ve aydın ile entelektüel farkını işlemiştim. Entelektüel “bilen” değil bilgisini halka taşıyandır. Entelektüel halkın dışında ve üstünde olarak değil onun bir parçası olarak elbette hem doğru bildiklerini halka açıklayacak ve hem de kendisi de halk olduğu için kendi taleplerini dile getirecektir.
Halkın isteklerini indirgemeci, son tahlilci, deterministik metotlarla yorumlayıp onlar adına onların taleplerini formüle etme, onlar adına konuşma sağıyla soluyla klasik demokrasinin geleneğidir. Solun “öncü parti” tezlerinden, sağın “milli irade” felsefesine kadar uzanır.Esası “temsil” konseptidir. Sınıf adına, halk adına, millet adına konuşma, onları temsil etme hakkını kendinde bulma. Seçilenler kendilerini seçen seçmenlerin değil “milli iradenin” temsilcileri olduklarını ileri sürerek kendi iradelerini halkın iradesi yerine koyarlar. Buradaki sorun genel oyla ilgili değildir, seçilenlerle seçenler arasındaki vekâlet akdi sorunludur.
Temsil mekanizması ya da temsili demokrasi, bu kusuruna karşın dünün koşulları içinde fazlaca göze batmıyordu. Dahası bizim gibi ülkelerde parlamenter demokrasinin kesintisiz sürmesi bir nimet bile sayılabilirdi. Halkın kendi taleplerini dile getirme mekanizmaları, siyasi temsil kanalları son derece kısıtlı olduğu demokrasinin az gelişmişliği koşullarında genel oy hakkı elbette nimet değerinde görülmeli. Daha ileri demokrasi istediğimiz koşullarda da genel oy mekanizması önemini koruyacaktır. Fakat başkaca yeni mekanizmaların katılımıyla... Örneğin seçenlerin seçtikleri milletvekilini geri çağırma hakkına sahip olmaları gibi. Doğrudan demokrasi mekanizmaları giderek daha çok talep edilir oluyor, iletişim devrimi ise doğrudan demokrasinin, katılımcılığın imkânlarını hızla genişletmekte.
Günümüzde değişen dinamik
Artık “toplum” kavramı önemini yitiriyor, birey toplum ilişkisi ve çelişkisi anlamında bir soyutlama açısından geçerliliği olsa da toplum kavramı dünkü gibi homojen, az çok yekpare bir yapıyı, yekpare sınıfları anlatmıyor. Toplum çoğulculaştıkça bu kavram da işaret ettiği gerçeklik açısından anlam yitimine uğruyor. Buna rağmen günlük dilde kolay anlatım için örneğin devlet-toplum çelişkisini dile getirirken ve başka biçimlerde kullanıyoruz, kullanacağız da.
Önce belirtmeliyim ki, günümüz toplumunun çoğulculaşmış oluşu bireyin öne çıktığı anlamına gelmiyor. Kanımca bu hedef henüz daha uzaklarda duruyor. Birey dendiğinde hukuken tarif edilmiş varlığı anlamıyorum, bütünlüklü insanı anlıyorum. Bunu sonra dönüp açmak gerek. Bugün öne çıkan ise çok kültürlülük ve çok kimlikliliktir. Başka deyişle dinamik sosyolojik unsur etnik veya değil, dinsel ya da din dışı topluluklar, cemaatlerdir. Toplulukları ve onları birarada tutan ögeleri değişmez sabiteler olarak da görmemek gerek. Bir topluluğu oluşturan insanların aynı zamanda bir başka topluluk içinde olabildiklerini de unutmamak gerek. Başka deyişle “toplumsal seyyaliyet” dünle kıyaslanamaz ölçüde artmış durumda.
Demek oluyor ki, geçtiğimiz çağın ya da ulus-devletler demokrasinin dinamik unsuru homojenleştirme (milletleştirme) başka deyişle “birlik” iken, ulus-ötesi demokrasi diyebileceğimiz günümüzün yeni arayışında öne çıkan dinamik, birlik değil “farklılık” oluyor.
Dünün toplumsal yapısı ve demokrasi anlayışı içinde hoşgörü konusu olan farklı kimlikler, kültürler vardı. Bugünün dünden farkı ise, farklılıklara hoşgörü göstermek değil, farklılığı bir “hak” olarak kabul etmektir.
Birlik ihtiyacı yok mu? Elbette var. Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012