Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Hayra mı yoralım şerre mi bilinmez ama her durumda insana sessizlik iyi geliyor. Bir yılı aşkın süredir savaş tamtamlarından, kurşun vızıltılarından ve siyaset adına namluya sürülmüş kurşun gibi sözlerden sağırlaşmıştık. Aklımız da yüreklerimiz de büzüşmüştü.
İnsan için, hele zayıf omuzlarında aydın olmanın sorumluluğunu duyanlar için en kötü duyguçaresizlik duygusudur. Öfkelenirsin yine de iyidir bu, öfke baldan tatlıdır; seversin bu en iyisi, aşk için dağları delersin. Ama çaresizlik duygusu insanın tüm enerjisini emip yok eden tüketici bir duygu. Elin yetmez, seslensen erişmez, daha da kötüsü yeni bir söz de bulamazsın söyleyecek. Bu durumda tek tepki çaresizliğine lânet okumak olur.
Umut ateşi sönmeye görsün...
Yorumlar, analizler gelecek umudunun yerini alamayacağı gibi onu ateşleyemez de. Geleceğe umut insanın en insanca hasletlerinden biridir oysa. Sözün burasında kimse bana “yalnızca umutla olmaz” demesin, bilirim olmaz, demem o değil. İyi bir geleceğe dair umut, analizler, yorumlar, tasvirlerle olmuyor, arzu, istenç yoksa. Bunu öldürdüğünüz yerde istediğiniz kadar iyi bir gelecek tasviri yapın, hiçbir önemi yok bunun. Değiştirmeye olan arzu ve istek değişim enerjisini yaratandır, isterse öne koyduğunuz hedef yanlış olsun bu enerji varsa doğruyu bulursunuz; ama tersi doğru değildir, öne koyduğunuz amaçların doğruluğu değişim arzu ve istencini otomatikman doğurmaz.
2002-2007 yılları arasındaki Türkiye’yi anımsayalım. Bir yanda Bayrak Mitingleri yapılıyor, şeriat gelecek kara propagandası had safhada, AK Parti kapatılacak mı soruları her yanda, Güneydoğu’da yine askerî operasyonlar yapılıyor, yine PKK eylemleri var. Ama düşünelim bir, bu olumsuz koşullara rağmen toplumun genel ruh hâli nasıldı? Umutlu...
Çünkü önünde varılabileceğini düşündüğü ve varılmasını istediği hedefler vardı. Askerî vesayetten sivil demokrasiye geçilmesi, demokratik reformlar, yeni anayasa, Kürt sorununun, çözümü, Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözümdür siyasetine son vermek, AB’ye tam üyelik hedefi vs.
Bugün umudun neresindeyiz?
Ekonomi iyi, bu tamam ama orada bile gelecek kuşkusu olduğu gibi, ekonomide genel göstergelerin iyiliği sokaktaki vatandaşın hoşnutluk içinde olduğunu göstermiyor. Şöyle de söylenebilir ekonomi dün daha kötüyken toplum geleceğe daha umutlu bakıyordu, çünkü bir şeylerin artık köklü biçimde değişeceğine inanıyordu. En önemlisi de yine Kürt meselesiydi, çocuklarına ölümü getiren bu zalim sorunun çözülebileceğine dair inancı vardı. Bugün yok. Karşılıklı olarak yok. Kürt halkı için de umutsuzluk var. Yoruldular.
Başbakan Dersim Katliamı nedeniyle özür dilemesi tarihî bir olay oldu, ama bir heyecan, yeni bir umut yarattı mı? Sanmıyorum. Hayır, yaratmadı. Yeni bir sayfa açılıyorken geçmişe yüzleşiyorsanız bu çözümleyici ivmeyi, enerjiyi müthiş arttırır, değilse etkisi işte bu kadar olur. Kürt açılımının sürdüğü, Habur girişinin kazaya uğramadığı koşulları hayâl edelim ve o koşullarda Dersim Katliamı özrünün yapıldığını düşünelim; bir de bugünü...
Başbakan’ın 2005 Diyarbakır konuşmasında devlet adına ilk özür dileme yapıldığını yazmıştım. Vahap Coşkun bu ifademden “Kürtlerden özür dilendi” dediğimi çıkarmış; haklı aslında, o cümleden o sonuç çıkarılabilir, fakat eğer öyle düşünseydim açıkça öyle söylerdim. Dediğim o konuşmanın geçmiş günahlarla ilgili devlet adına ilk özür dileme olduğuydu. Yoksa Başbakan Kürtlerden özür diledi demedim. Kuşkusuz, o sözlerin Diyarbakır’da söylenmiş olması, Kürtlere yapılan haksızlıklara gönderme içeriyordu ama elbette bu ima Kürtlerden açık biçimde özür dilemenin yerini tutamaz. Bir özür borcu duruyor yerli yerinde ama herhalde operasyonların, tutuklamaların sürdüğü bu koşullarda böyle bir özür beklenmiyordur!
Açık söylemek gerekirse Başbakan’ın 2005 Diyarbakır konuşması bende, Dersim özründen daha samimi bir etki bırakmıştı.
Ez cümle toplumsal ruh hâli dediğimiz şey önemli. Bir toplum geleceğe, değişime inancını bir kez yitirdi mi onu yeniden kazanmak hiç kolay değil. Hazır sessiz bir ortamda ruhumuz biraz sükûn bulmuşken bu fırsatı iyi değerlendirelim.
Süren sessizlik yeni bir hazırlığın ya da çift taraflı yorgunluğun eseri olabilir, ne olursa olsun bizlere soğukkanlı düşünebilmek için bir fırsat veriyor. Umarım bu süre uzar ve umutları yeniden ateşleyecek yollar bulabilme şansımız artar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012