Namık ÇINAR
Yandaşların yaymaya ve inandırmaya çalıştıkları aldatıcı bir önerme var ortalıkta.
Diyorlar ki, Türkiye’yi kalkındırdığı, zenginleştirdiği, yıldızlaştırdığı için bu duruma engel olmak üzere, içeride ve dışarıda, Erdoğan’ın önünü kesmek, başarılarını durdurmak isteyen düşmanlar var.
Şimdilerde daha da hızlandırılan “Erdoğan’ı bitirme plânı”na itibar edilirse, düşmanla işbirliği yapılmış sayılır.
Acaba bu yaklaşım doğru mu?
Bir ülkeye gerçekten zarar vermek ve gelişmesini önlemek isteyen düşmanlar, oranın demokrasiyle mi yönetilmesini isterler, yoksa diktatörlükle mi?
Sizce, o ülkeye yapmak isteyecekleri kötülüğü bunlardan hangisi karşılar?
Ayrıca, “kalkınma” dediğimiz, nasıl bir şeydir?
Hayatımızı kolaylaştıran mal ve hizmetlerin bolluğudur diye kestirip atmak yeter mi meselâ, bunu tanımlamaya?
Kaldı ki demokrasi yoksa, o mal ve hizmetleri arzulayıp tasarlamak, kaynak bulup onları üretme heyecanı duymak, elde edebilmek ve sonra da doyasıya yaşamak mümkün müdür?
Nobelli iktisatçı Amartya Sen, “Gerçekte kalkınma, çeşitli özgürlük yoksunluğu tiplerinin ortadan kaldırılmasından ibarettir” der, o veciz ifadesiyle.
Bir ülkede temel özgürlüklerden yoksunluk sözkonusuysa, kalkınmanın kurucu ögesinin mahrumiyetinden bahsediliyor demektir.
“Özgürlük ihlâlleri, insan haklarının otoriter rejimlerce inkârından ve sosyal, siyasal, ekonomik hayata katılım özgürlüğüne getirilen kısıtlamalardan kaynaklanır.”
“İnsan derisiyle kaplı” anayasaların inşasıyla yücelen çağdaş “bireyler” olmak dururken, dinsel cemaatlere ve ırksal gruplara sıkıca bağlı, dar biçimde tanımlanmış, “Türk’üyle, Kürd’üyle, Çerkes’iyle, Arnavut’uyla” ve ilâveten “Alevi’siyle, Sünni’siyle” diyerek sıraladığı parçalanmış kimliklerin dehşet verici baskısıyla şekillenen özgürsüzlüklerini ve bölünmüşlüklerini mütemadiyen teşvik ederek, insanları çaresizlikleri yüzünden kendisine muhtaç kılan figürlerle hiçbir yere varılamaz.
O hâlde, onca bilimsel öğretiyi ve dünya pratiğini bir kenara itip; silueti günümüz değerlerinin üstüne artık bir karikatür gibi düşen dikta heveslisi sığ bir siyasetçinin, ülkeyi tek başına kalkındıracağını umarak peşine takılmak, rezil bir çıkarcılık, yahut korkunç bir aymazlık değilse, nedir o zaman?
Çağdaş Batı dünyasının özgürlükleri bakımından, ister telâffuz etsinler ya da etmesinler; reddedemeyecek, erteleyemeyecek ve vazgeçemeyecekleri a priori bir taahhüdün yükümü altında olduklarını ezberletmeliyiz politikacılara.
Ve yine kafalarına sokmalıyız ki, bu özgürlüklere karşı en ufak bir mırın kırında, derhâl bireysel ve topluca eylemlilik safhasına geçmek, kendiliğinden doğan demokratik bir haktır bizler için.
Zira o özgürlüklere kavuşmadan hiçbir alanda kalkınma olmaz.
Özgürlükler, bütün kalkınma, büyüme ve demokratikleşme süreçlerinin merkezinde yer alırlar.
Parası bastırılıp satın alınmış, yahut yaptırılmış köprüler ve tüneller, hepsi birer natürmorttan başka şey değildirler.
Onlar, Arap Emirlikleri’nde ve Dubai’de en âlâsıyla vardırlar.
Hattâ otoriter rejimlerin, hızlı kalkınma açısından daha iyi olduğu bile söylenmiştir.
Oysa deneysel bulgular, büyümenin ve kalkınmanın özgür bir iklim meselesi olduğunu daima güçlü bir biçimde ortaya koyarak bugüne gelmiştir.
Hiçbir demokraside kıtlık yaşandığına rastlanmamıştır. Böyle şeyler ya sömürgelerde, ya da tek parti dönemlerinde, yahut askerî darbe ve şimdiki gibi ancak sivil dikta rejimlerinde olur.
Açlık olmasa, ihtiyaçlar koli koli dağıtılsa bile, sosyal ve siyasal katılım özgürlüklerini yoksayan bu tür bir model, gene de baskıcı olarak görülmelidir.
Despotun göstermelik patrimonyal ulûfeciliği, sürdürülebilir bir kalkınma motoru olarak işlev gören özgürlüğün ve demokrasinin eline su dahi dökemez.
Kendini beğenmişin feodal ağanınkine benzeyen tasarrufları yanında, insan onuruna yakışan bir hayatın cümle kapısı gibidir özgürlük.
Onun uğruna ölünür be!.. ölünür!..
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016