Orhan MİROĞLU
Kimi sol- liberal aydınların AK Parti hükümetinin ülkeyi kötü yönettiği, reformları durdurduğu ve Kürt sorununda frene bastığı şeklinde yaptığı eleştirilerin bu partide herhangi bir siyasi bölünmeye yol açmadığını biliyoruz.
Oysa öyle analizler yapılıyordu ki, insan bu analizlere bakıldığında bu hükümetin Türkiye’yi daha fazla yönetemeyeceğine rahatlıkla inanabilirdi.
Siyasi bölünmeye işaret eden tartışmalar AK Parti’de değil, ama son zamanlarda CHP’de yaşanıyor.
Dersim’de 1938’de oğluyla beraber asılarak idam edilen Seyit Rıza’ya itibarının iade edilmesi ve anadilde savunma talebi CHP’yi yeniden ulusalcılar ve demokratlar olarak ikiye bölmüş gibi görünüyor.
Seyit Rıza için, teklif hazırlayan Hüseyin Aygün de Dersim mebusudur. Ne yazık ki bu teklif CHP’de destek görmedi ve ulusalcı kanadın itirazlarıyla karşı karşıya kaldı.
Dersim hadisesiyle yüzleşme tartışmalarında aynı şey yaşanmıştı.
Sayın Kılıçdaroğlu, ‘devrim şartlarında böyle şeyler normal’ diyerek tartışmayı noktalamıştı.
Kılıçdaroğlu anadilde savunma talebine evet diyor, ulusalcılar ise hayır.
CHP’nin ancak Kürt sorunuyla ciddi bir yüzleşme yaşayarak kurucu ideolojinin temel paradigmalarından uzaklaşabileceğine inanan biri olarak, Kürt sorununun çözümü konusunda ilerleme sağlandıkça, bu partinin daha da zorlanacağını düşünüyorum.
Çünkü, CHP’nin değişmesi mümkün olacaksa, bunun sınanacağı alan Kürt sorunu alanıdır.
Siyasal İslam’ın Kürt sorunu üzerinden elde ettiği değişim imkanlarını ve demokrasiyle buluşmayı Kemalist CHP bugüne kadar başaramadı.
Geçmişe özlem, demokratik değişime itiraz bu partinin temel politikası haline geldi. Bu durum CHP’yi Kürt sorununda olması gerektiği gibi, temel bir siyasi aktör konumundan giderek uzaklaştırdı, hatta çözümün önüne dikilen bir engel haline getirdi.
Ulus-devletin, bütün kurum ve düşünce normlarıyla korunmasını savunmak, CHP için vazgeçilmez yegane siyaset biçimi olarak benimsendi.
Oysa, Türkiye’de demokrasinin gerçekleşmesi şuna bağlıdır:
Ulus-devletin, egemenliğini başkalarıyla paylaşmaya, yani çoğulculaşmaya hazır olması.
CHP buna evet diyemiyor, diyemez, derse ortada bugünkü CHP diye bir şey kalmaz.
Fakat istediğiniz kadar geciktirin, Türkiye’de Türk ulus-devletinin demokratikleşmesi eğer, ulusal egemenliğin bu ülkenin başka etnisiteden gelen yurttaşlarıyla paylaşılması demekse, bunu tarihsel ve siyasal olarak geciktirseniz bile, ilelebet engelleyemezsiniz.
Nitekim bütün çabalara rağmen, tarih bildiği yoldan ilerlemesine devam ediyor.
Kürt kimliğinin inkarı sona erdi.
Kürt dili ve edebiyatı giderek saygınlık kazanıyor.
Devlet inkar politikalarından elini çekti. Bunun yerine geçmişte inkar ettiği ne kadar kültür ve dil varsa onlarla barışmaya çalışıyor.
Kültürlerle yeniden barışmak, çok sancılı yaşanıyor. Bu da doğal. 89 yaşındaki cumhuriyetin 79 senesi inkarla ve asimilasyonla geçmiş..
Kürtleri de başka halkları da inkar etmeseydik daha iyi bir devletimiz ve demokrasimiz olurdu noktasına son on yıl içinde geldik.
Devletin tanınma taleplerini şiddetle bastırma politikaları sona erdi. Ama bu talepler üzerinden PKK eliyle süren şiddet politikası siyasetin bir biçimi olarak hala yürürlükte.
Gelen cenazeler, dökülen kan, Türk halkının kendisinden başka halkların da bu ülkede yaşamakta olduğunu düşünme fırsatı vermiyor.
Kürt siyasetini silahlı mücadele alanına hapseden zihniyet, bu hapishanenin içinden yükselen sivil feryatları ve meşru -haklı taleplerin Türk halkı tarafından duyulmasını engelliyor.
Türk halkı yeni bir anayasa Kürt sorununu çözer diye düşünüyor, ama işe bakın ki, yeni anayasada Atatürk İlke ve İnkılaplarının korunmasının istiyor.
Peki hem bu ilkeleri korumak hem Kürt halkını memnun edecek, yeni bir anayasa nasıl mümkün olabilir ki?
Doğrusu halkımızın da CHP’nin de kafası Kürt meselesinde biraz karışık gibi..
Todays zaman
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016