Orhan MİROĞLU
Kürt sorununun geleceğini tayin eden tarihsel dönemlerde, ait olduğunuz mahallenin gazabını üstünüze çekmeyi göze alarak ortaya bir tavır koymanız çok kolay olmaz.
Bugün ne PKK’ye ne Öcalan’a kişisel siyasi hesaplar üzerinden bakmanın doğru bir aydın tutumu olduğunu düşünüyorum. Böyle baktığınızda, Öcalan’a karşıtlığınız çözüm sürecine karşıtlığa veya çözüm sürecine nefrete dönüşür. Nitekim Kürt aydınlarının önemli bir kısmı Öcalan doğru yapıyor diyemedikleri için çözüme de karşıdırlar. Tıpkı Türk aydınlarının Erdoğan’a duydukları nefret ve karşıtlığın, bugün aslında ve özü itibariyle bir demokrasi nefretine dönüşmüş olması gibi.
Tevazuya gerek yok, çözüm için savunduğum görüşlerin, büyük ölçüde doğrulanmış olduğunu görmek benim için memnuniyet vericidir. İki yıl önce Silahları Gömmek kitabında ne yazdıysam bugün o yaşanıyor.
Kürt-Türk siyasi ittifakının önündeki engeller bir bir ortadan kalkıyor.
Erbil hükümetiyle kurulan ittifak, stratejik bir ittifaka dönüştü.
Aklı başında hiç kimse silah ve şiddet üzerinden bir gelecek tasavvurunda bulunmuyor.
Kürt meselesi üzerindeki askeri vesayet kalktı.
Türkiye eve dönüşleri konuşuyor.
Başbakan Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de, Kürtler bir ‘güvenlik problemi’ olmaktan çıktı.
Şimdi de, Hewlêr (Erbil) ‘in güvenlik sektörünü Türkiye’nin yeniden inşa etmesinden söz ediliyor.
Kürtler’in aday göstermesini memnuniyetle karşılıyorum. Ama adaylığın, bilhassa Erdoğan’a karşı bir siyasi atılım gibi yaşanmasını doğru bulmuyorum. Kürt adayın, çözüm süreci gibi övünülecek bir süreç, üstelik Öcalan’ın damgasını vurduğu bir süreç varken, hiç yaşanmamış gibi davranmasını yanlış buluyorum.
Erdoğan Kürtler’in oyunu fazlasıyla hak eden bir liderdir.
Ne yazık ki, Kürtler her dönemde bir başka yanlışa inandırılmaya çalışılmaktadır.
Şimdi Kürtler’e söylenen şudur: Selahattin Demirtaş %10’u geçerse, yönetime ortak olursunuz!
Birkaç milyon oy daha nasıl ve kimden alınacak bilmiyorum, ama bu anlayış ortaktoplumluluk anlayışına dayanıyor. Uygulama alanları, Güney Afrika, Lübnan, Fuji ve Malezya’da oldu. Irak’ta da deneniyor. Irak’ta Meclis Başkanı Sunni, Başbakan Şii ve Cumhurbaşkanı da Kürtler’den seçiliyor. Ama Türkiye bu örneklerden hiç birine benzemiyor. Keskin bir etnik, ırksal ve mezhepsel çatışma söz konusu değildir. Ya da vaktiyle olduysa da, şimdi, ciddi bir yumuşama sürecine girilmiştir. Kürt partisinin, meclisteki işlevi Kürt etnisitesi üzerinden değil, demokrasinin kural ve kaideleri üzerinden belirlenmektedir. Siyasi hakların kullanılmasını ve demokratik sürecin gidişatını Alevilik, Sunnilik, Kürtlük veya Türklükle ölçmeye çalışmak, demokrasi dışı bir alana savrulmak demektir.
Erdoğan Rizeli değil, Diyarbakırlı olsaydı, ne değişirdi?
Veya Selahattin Demirtaş’ın yerine cumhurbaşkanı adayı Sırrı Süreyya olsa, ne fark ederdi?
Söylemek istediğim Kürtlerle Türklerin arasında geçen bir seçim değil bu.
Dolayısıyla, Kürtlerin siyasi rüştünü, sayısını, varlığını ispat etmek gibi bir gerekçeyle seçime dört elle sarılmak doğru değil.
Nurettin Yılmaz’ın 12 Eylül faşist darbesinden çok az önce, inkar politikaları had safhadayken, ‘Kürt cumhurbaşkanı adayı’ olarak ortaya çıkması ne kadar doğruysa, Selahattin Demirtaş’ın ‘Evren oldu da ben bir Kürt olarak neden cumhurbaşkanı olmayayım’ demesi, de bir o kadar yanlış ve zaman dışı bir anlayıştır. Türkiye demokrasinin Kürt kimliğine koyduğu bir bariyer, bir engel yok. Olsaydı zaten Selahattin bey Kürt kimliğiyle mecliste olamazdı. Ya da es kaza olsa bile, Hatip Dicle ve Leyla Zana’ların başına gelenler onun da başına gelirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, benim için, demokrasi ve çözüm sürecinde doğru bir liderlikle ilerleme sorunu olduğu için oyumu Recep Tayyip Erdoğan’a vereceğim.
Recep Tayyip Erdoğan’ı yüzyılda bir tarih sahnesine çıkan liderlerden biri olarak gördüğüm ve 2023’lü yılların Türkiye’sini onsuz düşünemediğim için oyumu ona vereceğim.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, her kimlikten her inançtan insanın arkasında güvenle duracağı bir lider olduğuna inandığım için ve o bu inancımı şimdiye kadar boşa çıkaran hiçbir şey yapmadığı için oyumu vereceğim
Erdoğan, bu ülkenin, iki yüzyıldır yerlerde sürünen kendine güven duygusunu yeniden inşa edip yaşattığı ve Batı Oryantalizmine karşı başkaldırmanın erdemini ve ahlaki önemini bana yeniden hatırlattığı ve Batı’nın istediği ‘İyi Türk’ olmadığı için oyumu ona vereceğim.
Bunlar benim oy vermemin bir Türkiyeli olarak gerekçeleri.
Ama illaki bir Kürt olarak kendime gerekçe arayacak olsam, iki sağlam gerekçem daha var:
Çözüm sürecinin, Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden inşası için, ve iki yüzyıla uzanan
Kürtlerin haklı mücadelesinin en büyük
kazanımı olan Hewlêr’in yani Erbil’in geleceği ve güvenliği için oyumu Erdoğan’a vereceğim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016