Oya BAYDAR
“Darbeleri, müdahaleleri araştırmak, kamu vicdanında mahkûm etmek ileri bir adımdır, demokratik bilincin gelişmesine yardım eder. Ancak işin özüne varabilmek ve gerçek bir yüzleşme: darbeler, müdahaleler arasında ayrım gözetmemekle, benim darbem iyi, senin darben kötü çifte standardından kurtulmakla mümkün olabilir”
Dört satırlık uzun bir adı olan, kısaca Darbe ve Müdahaleleri Araştırma Komisyonu olarak anılan Meclis komisyonu, geçtiğimiz günlerde adı kadar uzun (Ekler hariç 1404 sayfa) raporunu yayınladı. Gerek medyaya açıklama yapan komisyon başkanı Nimet Baş, gerekse bir televizyon programına birlikte katıldığımız komisyon sözcüsü AKP milletvekili İdris Şahin heyecanlı ve samimiydiler; yarım yüzyıldır demokrasimizi ipotek altında tutan, acılı, kanlı bir kader gibi yaşadığımız askeri darbelere ışık tutmak gibi önemli bir iş başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Ana raporu, CHP’nin ayrışık görüş raporunu, bilgisine başvurulanların dinleme tutanaklarını sonraki günlerde okuyabildim. Darbeleri araştırmanın, gerçeklerle yüzleşmenin tıpkı askeri-oligarşik vesayetle mücadele gibi, özünde bir zihniyet meselesi olduğunu bir kez daha kavradım.
Yaşam öğretiyor
27 Mayıs darbesinden başlayarak bütün darbeleri yaşamış ve 27 Mayıs hariç bütün darbe ve müdahalelerden kendine düşen mağduriyet payını almış biri olarak, insanın yaşadıklarından ders çıkarabildiğini düşünüyorum. Hayat ve zamanın ruhu kişileri olduğu kadar toplumları da eğitiyor. Örnek: bundan on yıl, hatta birkaç yıl öncesine kadar, askeriyenin seçilmiş iktidarı darbeyle devirmesini “gereğinde” meşru, vesayeti de zorunlu gören, bu düşüncelerini de açıkça ifade etmekten çekinmeyenlerin; hatta darbeleri körüklemiş, darbecilere yol göstermiş, yardakçılık yapmış olanların; ya da darbelerden darbe beğenip, örneğin 27 Mayıs iyiydi, 12 Eylül kötüydü, vb. diye düşünenlerin çoğu bugün darbeler kötüdür, vesayet rejimi olmamalıdır, bir daha asla diyebiliyorlar.
27 Mayıs askeri darbesinin ardından anayasayla tanınan bazı önemli hak ve özgürlüklere rağmen, 27 Mayıs’ın da demokratik gelişmeye engel olduğu, diğer darbeler gibi karşı çıkılması gerektiği noktasında da giderek artan bir kabul oluşuyor.
Bu noktaya gelinmiş olmasında, son yılların gelişmelerinin; -bütün hukuksal eksikliklere, aksaklıklara, güven sarsıcı yargılama yöntemlerine, sapla samanın karışmasına rağmen-, darbe hazırlıklarına, darbeci zihniyetin taşıyıcılarına karşı açılan davaların payı var. Demokratik yollarla seçilmiş siyasi iktidarı silahla ve zorbalıkla devirmenin suç olduğu gerçeği geniş kitlelerin bilincinde yer etmeye başlıyorsa, askeri vesayetin tartışılmasının ve yargılanmasının bundaki payını reddedemeyiz. Darbeci-vesayetçi zihniyetin geriletilmesinin toplumun zihniyet dünyasında yarattığı açılım, bugün mevcut iktidarın işine yarar görünse de yarının demokratik gelişmeleri açısından kazanımdır.
Çok yetersiz bulmakla birlikte Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu’nu ben kendi payıma bu bakışla değerlendiriyorum. Darbeciliğin, vesayetçiliğin gün gelip araştırma soruşturma konusu olabileceğinin zihinlere ve belleklere yerleşmesi iyidir. “Gereksizdi, neden bunca zaman harcandı, neden araştırıldı, soruşturuldu?” diyerek, yapılanı maksimalist, toptancı muhalefet anlayışıyla değersizleştirmenin demokratik bilincin gelişmesine yardımcı olmadığını düşünüyorum.
Rapor yetersiz
Rapor, hazırlayanların iyi niyetinden kuşku duymaksızın ve içerdiği yoğun emeğe saygısızlık etmeksizin değerlendirilirse, en hafif deyimle yetersiz ve yüzeysel. Başka türlü söyleyecek olursak, raporun amacı demokrasiyi kesintiye uğratan darbelerin ve müdahalelerin nedenlerini araştırmak ve aydınlatmaksa, elimizdeki belge gerek yöntem, gerek kaynak, gerekse bilgi ve konuya hâkimiyet açısından bu hedefe vardıramayacak kadar zayıf. Belki hazırlayanların yaşları, bilgileri, bilimsel donanımları elverişli değildir ama benim gibi yarım yüzyıllık darbeler dönemini yaşamış olanların yaşamadığı, bilmediği bir şey barındırmıyor.
Türkiye’de darbeler ve müdahaleler tarihi üzerine, doktora değil yüksek lisans tezi yapan bir öğrenci, jürinin önüne tez diye bu raporla gelse, kendisine ancak şu söylenebilir:
“Bu tez, son elli yılın siyasal olaylarının ayrıntılı ve yararlı bir dökümü, ancak meselenin özünü kavramamış olduğu için derinleşemeyen, rutini aşamayan, değerlendirmeye olanak vermeyen bir döküm. Öte yandan kaynaklarınız hem yetersiz hem de büyük çoğunluğuyla sübjektif. Konuyu derinleştirecek tanıklıklar ve bilgilenmeler ise (28 Şubat 1997 müdahalesi hariç) yetersizin de ötesinde baştan savma ve yanlış seçilmiş.”
Raporun bu yetersizliğinin başlıca kaynağı; ne araştırıldığının ve ne amaçlandığının baştan açık seçik belirlenmemiş olması, ya da asıl amacın kendini 28 Şubat müdahalesinin gerçek mağduru olarak gören kesimlerin geçmişle rövanşist hesaplaşmalarına olanak sağlamak gibi bir amaç güdülmesi. Özellikle AK Partili komisyon üyelerinin buna itiraz edeceklerini biliyorum.
Raporu incelemeden önce ben de bu yoldaki eleştirileri muhalefetin taraflılığı olarak yorumluyordum. Ancak raporu okuduktan, bilgisine başvurulanların tam listesini gördükten ve kimin neler anlattığını da inceledikten sonra bu görüş bende de ağır bastı. Örnek mi?
27 Mayıs ve 12 Mart alt komisyonu, eski cumhurbaşkanı Demirel dahil 19 kişiyi, 12 Eylül komisyonu 29 kişiyi dinlerken 28 Şubat alt komisyonu, yine Demirel dahil 109 kişiyi dinlemiş. 12 Mart müdahalesi, -ki ülkeyi sarsmakta 28 Şubat müdahalesiyle yarışır-, dönemin halen hayatta olan ve darbeyi çözmekte kilit konumdaki hiçbir tanığına başvurulmadan, dostlar darbe araştırmasında görsün kabilinden geçiştirilmiş. Sorulara cevaben verilen bilgiler ise, en belirgin örneği zamanın başbakanı Tansu Çiller’in, katledilen Kürt işadamlarıyla ilgili sözleri olmak üzere, tam da “ufala da civcivler yesin” türünden, ciddiyetten ve inandırıcılıktan uzak.
Tansu Hanım, sanki o zamanki sözleri ve duruşuyla ilgili belge ve bellekler bütünüyle yok edilmişçesine, büyük bir pervasızlıkla “Biz onları PKK’den korumak istedik” diyebiliyor. Yok etmek de bir koruma yöntemi zahir. Özetle Demirel gibi, Çiller gibi, Ağar ve benzerleri gibi dönemin karakutusu niteliğindeki kişilerin burunları, yalan söyleyen Pinokyo’nun burnu gibi uzamış ama komisyonun iktidar partisinden üyeleri o burunları görememiş. Özellikle Tansu Hanım’ın “Ben anneyim, böyle şeyler nasıl yaparım” diyerek gözyaşı dökmesinden çok etkilenmiş, neredeyse ikna olmuş. Yine, derin devletin bizzat kendisi olanların, ben hiç öyle bir şey görmedim, bilmiyorum, tanımıyorum demeleri de ibretlik!
Zihniyet değişmeli
Başa dönecek olursak, darbeleri, müdahaleleri, vesayetçi zihniyeti araştırmak, sergilemek, kamu vicdanında mahkzm etmek ileri bir adımdır, demokratik bilincin gelişmesine yardım eder. Ancak işin özüne varabilmek ve gerçek bir yüzleşme: darbeler, müdahaleler arasında ayrım gözetmemekle, darbe ve mağduriyet yarıştırmamakla; benim darbem iyi, senin darben kötü çifte standardından kurtulmakla mümkün olabilir.
“Kimden gelirse gelsin, kime karşı olursa olsun her türlü antidemokratik müdahalenin karşısındayım, müdahalenin mağdurları kimler olursa olsun, ideolojik karşıtım da olsa onların haklarını korumakla yükümlüyüm” zihniyetini, lafla söylemekle kalmayıp bir demokratik kültür kodu olarak beynimize ve siyasal vicdanımıza yerleştirebildiğimiz zaman araştırma komisyonlarına da, komisyon raporlarına da ihtiyacımız kalmayacak.
Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’nde öğrenciyken Françoise Sagan’dan etkilenerek ilk romanını yayımladı. Lise son sınıftayken yazdığı “Allah Çocukları Unuttu” adlı gençlik romanı hem Hürriyet gazetesinde tefrika oldu hem de kitap olarak yayımlandı. 1964’te İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. “Türkiye’de İşçi Sınıfı’nın Doğuşu ve Yapısı” konulu doktora tezinin Üniversite Profesörler Kurulu tarafından iki kez reddedilmesi üzerine, öğrenciler olayı protesto için üniversiteyi işgal ettiler. 1971’deki 12 Mart Darbesi sırasında, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) üyesi olarak, sosyalist kimliği nedeniyle tutuklandı ve üniversiteden ayrıldı. Yeni Ortam ve Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Baydar, sosyalist yazar, araştırmacı ve aktivist olarak tanınmaktadır.
(Milliyet, Düşünenlerin Düşüncesi, 4 Kasım 2012)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024