Oya BAYDAR
Bazen görselin gücü sözcüklerin gücünü aşar. Bir fotoğraf, bir resim, bir çizim onlarca satırla anlatamayacağınızı anlatıverir. Yüreğe, vicdana, duyguların, düşüncelerin derinliklerine ulaşmakta çoğu zaman söz aciz kalır. Söz buyurgandır; ne kadar yumuşak söylense, ne kadar dikkatli yazılsa da, algıyı yönlendirir, biçimlendirir. Oysa görsel, “bak ve kendin karar ver” der.
İşte iki fotoğraf: Biri, yaklaşan yerel seçimlerde bir İstanbul ilçesinden AKP aday adayı olan zatın seçim afişi; diğeri CHP’li bir Ege ilçe belediyesinin kültür yayınları arasındaki bir kitaptan (s.111). Her ikisinde de minicik bebeler malzeme olarak kullanılmış. Birinde tesettüre sokulmuş ağzı emzikli bir kız bebek, diğerinde yumruğunu havaya kaldırmış (kolun duruşundan fotomontaj olduğu anlaşılıyor) birkaç aylık bir bebecik. Tesettüre sokulmuş bebek afişinde, “Gelecek seçim için değil, gelecek nesil için belediyecilik” yazıyor; yumruğunu kaldırmış “devrimci” bebek fotoğrafında da bebeğin ağzından “Ne mutlu Türküm diyene” yazısını okuyoruz.
Bu iki fotoğrafa bir göz atın; her ikisi de sizi aynı ölçüde ürpertmiyorsa, ikisi de içinizi aynı isyanla doldurmuyorsa, ikisi de bu ülkenin geleceği adına aynı ölçüde kaygılandırmıyorsa, vah gelecek kuşaklara, vah ülkemize, vah halimize!
Ne hakkınız var bebeleri, çocukları, gençleri kendi daracık, bağnaz, buyrukçu, biatçı, bölücü, ayrımcı zihniyetlerinize kurban etmeye! Ne hakkınız var gelecek kuşakların kendi kimliklerini, inançlarını, düşüncelerini, yollarını özgürce seçmelerini daha beşikten engellemeye! Ne hakkınız var kendi modelinizde nesiller yetiştirmeye!
Tayyip Bey, “Dindar nesiller yetiştireceğiz” demişti ya, imam yellenince cemaatin ne yapacağı belli. Aynı zihniyetten ve partiden aday adayı olan kişi, adaylığı ve oyları garantilemek için ağzı emzikli bir bebeği tesettüre sokup, özgür iradesinden söz edilemeyecek bir yavrucağı seçim kampanyasının konu mankeni yapmakta beis görmüyor. Bunun çocuk hak ve özgürlüklerine tecavüz etmek olduğunun, düpedüz çocuk istismarı olduğunun farkında bile değil.
“Ne mutlu Türküm diyene” dedirtilen fotoğraftaki bebeğin durumu da bir o kadar içler acısı. Bu bebeğin de geleceği, özgür iradesi, seçme özgürlüğü, kendi ideolojilerine uygun nesiller yaratma hevesindekilerce ipotek altına alınmış. Bu bebek belki de ilerde “Türküm” demeyecek ya da Türk olduğu için mutluluk duymayacak. Belki ulusalcı olmayacak, belki yüzyıl öncesinin yumrukla simgelenen çatışmacı devrimciliğini değil 21. yüzyılın barışçı, uzlaşmacı devrimciliğini benimseyecek, ya da bambaşka bir şey olacak.
Toplum mühendisliği demokrasiyle uyuşmaz
İster dinî, ister din dışı/laik olsun, her “nesil yetiştirme” isteğinde bugünle yetinmeyen, yarınları da kendine göre biçimlendirmeyi hedefleyen buyrukçu, totaliter bir öz vardır. Yaygın deyişle “toplum mühendisliği” özellikle 20. yüzyılda, dinî ideoloji kadar laik ideolojilerin de amacı olmuştur. Her ideoloji; kendi doğruları, kendi zihniyeti, kendi inançları, kendi yaşam kültürü ve kendi iktidarı doğrultusunda, kendi hizmetinde insanlar yaratmayı hedefler. Bir çeşit insan yontma, formatlama, beyin yıkama, robotlaştırma, tek tipleştirme işlemidir bu. Din siyasallaştıkça “dindar nesil” yetiştirmeye yönelik dayatmalar artar.Tek tipleştirmeden yakınan, mesela Kemalist ideolojinin tek tipleştirici, ulusal asimilasyoncu baskılarını haklı olarak eleştiren İslamî kesimlerin, hele de iktidara gelince ne kadar tek tipleştirme heveslisi ve niyetlisi olduklarını dünya ve Türkiye örneğinde yaşayarak görüyoruz. Ancak, laik ideolojiler, mesela komünizm, Maoizm, faşizm, Kemalizm de insan formatlama, nesil yetiştirme, tek tipleştirme ve asimilasyon uygulamada dinî ideolojilerden hiç de aşağı kalmaz. Bunların örneklerini de gerek dünyada gerekse Türkiye’de 20. yüzyıl boyunca yaşadık, gördük.
Geride bıraktığımız yüzyıl ana hatlarıyla “ideolojik ulus devletler” çağıydı. Her ideolojik iktidar kendi tasavvuruna göre bir toplum ve nesil inşası peşindeydi ki bu da ancak baskılarla, dayatmalarla, otoriter rejimler, diktatörlükler ya da Batı toplumlarında görüldüğü gibi kitleleri daha rafine yöntemlerle biçimlendirmeye çalışmakla mümkün olabilirdi. Yüzyılın sonu, ideolojik devletlerin ve iktidarların yıkılmasına, en azından sallanmasına tanık oldu, dünye büyük bir altüstlük ve değişim dönemine girdi. Bütün dünyada, bölgemizde ve ülkemizde yaşamakta olduğumuz çalkantılar, çatışmalar, huzursuzluklar bu değişim döneminin daha bir süre devam edecek sarsıntıları.
Uzun ve derin tartışmalar gerektirecek bir konu bu, ama şu kadarını söylemek mümkün: İster dinî ister din dışı olsun, ideolojik iktidarlar demokrasiyle ve herkesin özgürlüğüyle bağdaşmaz. Çünkü farklı yöntemlerle de olsa kendi inançları, kendi doğruları çerçevesinde bir topum ve insan modeli dayatmaya çalışırlar. Türkiye özelinde konuşacak olursak, dün Kemalist model bugün ise AKP’nin Sünni İslam modeli iki uçta ve hasım görünseler de, kendi tasavvurlarına uygun bir toplum ve o tasavvuru taşıyıp sürdürecek nesiller yaratma özleminde birleştikleri için “kendine ve kendi kitlesine demokrasi”den “herkes için demokrasi”ye evrilmekte başarısız kaldılar, kalıyorlar.
“Atatürk’ün askerleriyiz” diye haykıran gençlerle “Peygamberin askeriyiz” diye haykıranlar, din uğruna ölen cihatçılarla “Atam, ya izinde yürürüz ya yolunda ölürüz” diyenler, “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” andıyla yetişenlerle varlığını bir dine, bir inanca armağan edenler, kendi seçimlerinin peşinde görünseler de aslında özgür değillerdir. Çünkü asker özgür değildir, kime olursa olsun biat özgürlüğün karşıtıdır.
Mutlak inançsızlığı mı savunuyorum? Hayır. İnsanın kendini aşmak için, hayatına anlam kazandırmak için inanca ihtiyacı olduğunu biliyorum. Ama İdeolojilerin iktidar savaşlarının hizmetine koşulmuş, araçsallaştırılmış inanç değil; inancı bir dayatma olarak değil iç zenginlik olarak yaşayan, bütün inançlara saygı gösteren, kendi inancının, düşüncesinin, kendi yolunun tek doğru olmayabileceğini kavramış, kendi doğrularını tartışan ve barış diliyle savunan, kimseleri kendi tornasında kendi modeline göre yontmaya çalışmayan, olsa olsa örnek gösteren ve örnek olabilen özgür insanın inancı...
Bebeleri beşikte tesettüre sokan ya da beşikte ulusalcılaştıranlar; çocukları mücahit, asker yapanlar; gelecek nesillerin özgür seçimine ve özgür ruhuna ipotek koyanlar birbirlerine ne kadar benzediklerini bir görebilseler...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları


















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024