Oya BAYDAR
Soma faciası, bu toplumda artık konuşulmaz tartışılmaz olan, dile getirenlere nostaljik dinozorlar gözüyle bakılan, “tarihin sonu”nun ilan edilmesiyle modası geçmiş sayılıp kapitalizmin çöp tenekesine atılan, unutulan, unutturulan hayatî gerçekleri, o gerçeklerin ifade edildiği düşünceleri, kavramları bütün toplumu derinden sarsarak, şok etkisi yaratarak yeniden gündemimize soktu: Kapitalizmin doğasında mündemiç kâr amacı, bu amaca ulaşmanın tek yolu olan emek sömürüsü, insanı-doğayı hiçe sayan vahşi kalkınmacılık anlayışı, işçi sınıfının örgütlenmesi ve mücadelesi, bilinç aşınması ve bilinç inşaı, vb.vb...
Marx’ın, insanlığın düşünce ve pratiğinin son iki yüzyılına damgasını basan anıt eseri Das Kapital’in güncelliği; Soma’da ölüm, yıkım, acı, toplumsal çöküş pahasına ne yazık ki bir kez daha kanıtlandı. Soma; insanı hiçleştiren, sömüren, yabancılaştıran kapitalist düzenin kimsenin görmezden gelemeyeceği bir alan uygulaması oldu. Marx’ın çağ değiştiren dev eseri: Sermaye: Ekonomi Politiğin Eleştirisi kitabının özü özeti Soma’da kafamıza, yüreğimize, öğrenilmiş unutkanlığımıza gülle gibi düştü.
Neoliberalizm vahşi kapitalizmdir
Hayal kurmuyorum. Otuz yılı aşkın süredir neoliberal afyonla uyuşmuş, işçi-emek cephesini unutmuş, vicdan tutulmasına uğramış toplumda bugünden yarına bir bilinç patlaması, ardından acil bir düzen ve iktidar sorgulaması beklemiyorum. Rüzgârların, “işçiden işçiden yana estiği” 1970’lerde değiliz, biliyorum. Dünyada ve Türkiye’de dört bir yanı kasıp kavuran neoliberal tayfun işçiden, emekten, insandan, sosyal devletten yana esen rüzgârları bastırdı. 1980’lerin sonunda sosyalist sistemin çöküşü neoliberal fırtınayı büsbütün hızlandırdı. Globalleşme aşamasına gelmiş uluslararası kapitalizm, sadece ekonomi alanında değil toplumsal ve düşünsel alanlarda da mutlak egemenliğini ilan ederken, elindeki en gelişmiş teknolojik olanakları, bu arada iletişim teknolojisini, neoliberal ekonomi politikalarının emrine verdi.
Kabaca özetlersek: neoliberalizm, içinde yaşadığımız globalleşme çağında 17., 18. yüzyılların vahşi kapitalizmine geri dönüşten ibarettir. Sermaye düzeninin (ve sermayeyi elinde bulunduranın) doğasında olan en fazla kâr sağlama hedefi/ güdüsü; vahşi kapitalizmin insanı köleleştiren, gözü dönmüş, ilkel, ahlaksız, kuralsız sömürü “özgürlüğü”, 20. yüzyıl sonlarında neoliberalizm olarak hortlamıştır.
AKP iktidarı neoliberalizmin kalesidir
Vahşi kapitalizm, kâra odaklanmış sermaye sahiplerinin, kâr, daha fazla kâr, daha daha fazla kâr tutkusuyla ilk sermaye birikimlerini sağlamaya, emek sömürüsünü had safhaya vardırarak sermayelerini daha da artırmaya çalıştıkları birkaç yüzyıl öncesinde yaşanmıştır. Batı’da kapitalizmin vahşi çağı, işçi sınıfının, emekçilerin mücadelesiyle, o mücadelelerden süzülen sömürüye karşı düşüncelerle, örgütlenmelerle, başarılı başarısız devrimlerle adım adım aşılmış; büsbütün ortadan kalkmasa da, emeği korumaya, güçlendirmeye, sömürüyü sınırlandırmaya, emekçi-işçi insana daha insanca koşullar sağlamaya yönelik önlemler alınmasına, sosyal-devlet anlayışına doğru evrilmiştir.
Türkiye’de, neoliberal dönemin çocuğu olan AKP, kapitalizmin vahşi çağına dönüşün mükemmel bir örneği sayılabilir. AKP iktidarında çok kısa sürede gelişip palazlanan, geleneksel burjuvazinin karşısında konuşlanan, kârdan başka kural ve ahlak tanımayan, varlıklarını AKP’ye bağlamış, AKP ile kader birliği içindeki yeni sermaye grupları 18.,19. yüzyılın gözü dönmüş vahşi sermayedarlarının geç kalmış kopyalarıdır. Soma’daki maden faciası, neo-vahşi sermayenin tüm unsurları ve boyutlarıyla ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Soma’da, “en fazla kâr” uğruna insan hayatlarının nasıl tehlikeye atıldığını, burada tek tek saymak gerekmeyen yüzlerce örneğiyle gördük, daha da göreceğiz. Soma’da siyasal iktidar-sermaye içiçeliği ve çıkar ortaklığının, siyasal ahlâktan iş ahlâkına kadar nasıl bir çürümüşlüğe, nasıl bir suç ağına dönüştüğünü; nasıl bir bilinç karartması ve algı manipülasyonuna yol açtığını gördük. Soma örneğinde, Türkiye’de sendikaların, sendikacılığın neoliberal AKP iktidarındaki hâl-i pürmelâlini gördük. Soma’da, kaynakları kurutulmuş ve maden köleliğine mahkûm edilmiş insanların, işlerini kaybetme korkusuyla nasıl sindirildiğini, bu vahşi düzene nasıl boyun eğdirildiğini gördük. Bölgede toprağın, tarımın kurutulmasıyla insanların maden köleliğine nasıl mahkûm edilmiş olduğunu da gördük.
Daha pek çok şey gördük Soma örneğinde: kötücüllüğümüzü, bencilliğimizi, “mış gibi” yapma riyakârlığımızı, Soma’ya üşüşüp ekranlarda timsah gözyaşları akıtan devletlûların, siyasetçilerin Meclis’te Soma araştırma önergesi görüşülürken iktidarı muhalefetiyle sırra kadem bastıklarını, sıraların boş değil bomboş kaldığını gördük. Namuslu, vicdanlı, mesleklerinin gereğini yerine getiren medya mensupları yanında, işleri güçleri, tıynetleri fıtratları, misyonları görevleri iktidarın suçlarını, yalanlarını kedi pisliğini örter gibi örtmek olan eksik insanları da gördük.
Umut ışığını da gördük
Soma, hepimizi, en azından kendisiyle hesaplaşma yürekliliği gösterenleri silkeledi. Kendi eksiklerimizle, yüzümüzü başka yönlere dönüp kapitalizmin doğasını, emek cephesini unutmamızla yüzleştirdi. Duyargalarımızı işçiye, emeğe, sömürüye kapatıp postmodern dünyanın neoliberal rüyalarına dalmanın suça ortak kıldığı gerçeğiyle yüz yüze geldik. Kimimiz Ertuğrul Özkök gibi, “emek kavramını unutmuş” olmanın vicdanî yükünü hissettik. “Hayata (.....) bir matbaa işçisinin çocuğu olarak başladım (.....) çabuk unutmuşum o mahalleleri. Babamı unutmuşum.” diyordu Özkök, saygı duyulması gereken bir vicdan muhasebesiyle. Sosyalist soldan gelen kimimiz, benim gibi, başka mağduriyetlerin altını kalın çizerken emeğin mağduriyetini, emek sömürüsünü ikinci plana attığımız için; konuyu 21. yüzyılın yeni ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirmeye, anti- kapitalist mücadelenin artık derde deva olmayan arkaik tarzı yerine yeni yollar, yöntemler aramaya yeterince çalışmadığımız için kendimizi suçlu bulduk. Ama sanırım çoğumuz acı ve değerli dersler çıkardık yaşanan faciadan. Çok kullanılan ama burada tam yerine oturan bir deyişle: Soma’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Özellikle de işçiler, emekçiler, çalışan halk o taammüden cinayet gününden sonra sermaye düzenine, patrona, siyasetçiye, sendikaya, örgütlü mücadeleye başka bir gözle bakmaya başlayacaklar. Başka bir yaşam, başka bir çalışma düzeni, insanca çalışma koşulları mümkün, diye düşünecekler. Susuyorlardı, konuşacaklar; başladılar bile. Kader, denmişti onlara, inanmışlardı; kader değil sömürü düzeni olduğunu fark edecekler; etmeye başladılar bile.
Bu toplum; insanı, doğayı hiçe sayan vahşi kalkınmacılığı tartışmaya başlayacak artık. “Ne pahasına olursa olsun büyüme” anlayışının aslında toplumsal çürümeye, insanın heba edilmesine sürüklediğini görecek. Kitlelerin, bu anlayışın taşıyıcısı AKP’ye ve benzeri bütün iktidarlara bakışı da değişecek. İnsanlar vurgun soygun kârlarından küçücük payların iane olarak önlerine atılmasıyla yetinmeyip haklarını alma mücadelesine girişecek.
Hemen bugün değil kuşkusuz, ama uzak olmayan bir gelecekte, mutlaka. Yeter ki şimdi, Soma ile yüzleşmemizi, hesaplaşmamızı, göğsümüzü dövüp ah vah etmek yerine yapıcı adımlara dönüştürebilelim. Toplumun en geniş kesimlerini kucaklayan ilkeli bir emek hareketinin, geçmişin hatalarından, verimsiz ezberlerden, kısır çekişmelerden arınmış kitlesel hak ve özgürlük mücadelesinin inşasına katkıda bulunalım.
Umudum, Soma’nın bizleri toplumca arındırıp vicdana davet etmesinde.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024