Oya BAYDAR
Ne sevgili Faruk’a (Eren) ne sevgili Rojbin’e (Tuğan) başsağlığı dileyebildim. Analarının ölümünü öğrendiğimde yüreğim ortasından bölündü sanki de elim dilim o nefret ettiğim sözleri yazmaya söylemeye, “başınız sağ olsun” demeye varmadı. 12 Eylül faşistlerinin katlettiği/kaybettiği oğlu Hayri için 39 yıl boyunca “çiçeklerle donatacağı bir mezar” arayan Elmas Ana’yı oğlu Faruk Eren’in Kayıp Bir Devrimin Hikâyesi kitabından tanıdım. Bir de uzaktan uzağa, yıllardır her Cumartesi günü Galatasaray’da oturarak kayıplarına dikkat çekmeye, duyarlılık yaratmaya çalışan Cumartesi Anneleri eylemlerinden. Arkadaşım Rojbin’in annesi Semiha Tuğan’ı ise şahsen tanıma onuruna eriştim. Hakkâri’deki evlerinde hiç eksik olmayan misafirlerini, gazeteci gruplarını, Rojbin’in arkadaşlarını ağırlarken, sonra Rojbin’in düğününde…
Semiha Ana ile Elmas Ana’nın bu ülkenin kendilerine reva gördüğü derin acılardan kurtuldukları haberi, bir hafta arayla üst üste geldi. Tam da inanılmaz vahşette kadın cinayetlerinin gündemi sarstığı, vicdanları kanattığı şu günlerde… Elmas Ana ile Semiha Ana’nın ölümleri ise ne ana akım medyada, ne kadın cinayetlerine karşı ayağa kalkanların, pek haklı olarak sokaklara, meydanlara dökülenlerin eylemlerinde yer buldu. Oysa onların yıllar boyunca çektikleri acıların sonucu olan ölümleri aynı cinayet ağının parçasıydı, fail aynıydı: Bu toplumda erkeğin de devletin de kılcal damarlarına kadar işlemiş eril iktidar zihniyeti.
Eril devletin kurbanı analar
12 Eylül faşist darbesinin gözaltındaki ilk kayıplarından olan oğlu Cemil Kırbayır’ı 33 yıl boyunca arayan, belki kendisi evde yokken gelir de kapıda kalır diye evinin kapısını kapamayan, “Oğlumun mezarını görmeden, başında dua etmeden ölmeyeceğim, onu bulmak sana düşer” diyerek Tayyip Erdoğan’a seslenen Göle’li Berfo Ana 107 (kimi kaynaklara göre 105) yaşına kadar oğluna bir mezar bulmak için Azrail’e direndi, bulamadan öldü.
Silopi’de, komşusundan dönerken Aralık 2015’te keskin nişancılar tarafından öldürülen, sokağa çıkma yasağı nedeniyle defnine izin verilmediğinden ölü bedeni 7 gün sokakta kalan Taybet Ana da, binlercesi, onbinlercesi arasından hatırladığımız eril devlet cinayeti kurbanlarından biri. O bir kurşunla, kolay ölümle öldürüldü; Semihe, Elmas, Berfo analar ve evlatlarının kemiklerini, ölülerini arayan, hiç değilse bir mezarları olsun diye ömür boyu çırpınan başka analar ağır ağır ölüme gönderildi.
Erkek ve devlet şiddeti bir ve bütündür
Kimileri; kadınların erkeklerin işlediği cinayetlere kurban gitmesiyle Elmas, Berfo, Semiha anaların ölümlerinin ne alakâsı var, diye düşünebilir. Evet, var; katil aynı: İster kişi ister devlet olsun, ister tek kurşunla ister yıllarca en ağır acıları çektirerek olsun, eril iktidar zihniyetinin ve şiddetinin ölümcül edimleridir bunlar.
Erkeklerin kadınlara yönelen şiddetiyle devletlerin/iktidarların şiddeti ve cinayetleri, her yerde birbirini üreterek, güçlendirerek, besleyerek sürer. Otokratik, teokratik, faşist devletler ve diktatörlükler, hele de eril dinî inançların gücüne yaslanıyorlarsa şiddet uygulamaktan hiç kaçınmazlar. Bu şiddet de en fazla kadınları vurur.
Aynı ülkenin siyasal tarihinde görece barışçı, demokratik, özgürlükçü dönemlerle savaş ve diktatörlük yıllarını, faşizan iktidar dönemlerini, dinî akımların devlete dayanarak güç kazandığı ya da doğrudan iktidar olduğu dönemleri karşılaştırdığınızda, kadına yönelik şiddetin her biçimiyle arttığını, vahşileştiğini, pervasızlaştığını görürsünüz. ( Bu konuda Türkiye öğretici bir örnek olabilir.) Çünkü Tanrı da devlet de erkektir, onların adına hükmeden iktidar sahipleri de temeldeki eril iktidarın taşıyıcıları ve uygulayıcılarıdır.
Kadınlara yönelik şiddetin, tacizin-tecavüzün, saldırganlığın ve cinayetlerin bunca tepkiye rağmen neden sürekli arttığını, nasıl olup da bu derece yaygınlaştığını, vahşileştiğini sorgularken şu parti veya bu partiyi, şu iktidarı, bu iktidarı suçlamakla yetinmenin meselenin özüne inmeden çevresinde dolanmak olduğunu düşünüyorum. İdeolojilerin, siyasal partilerin, iktidarların yapısının belirleyici payını gözden kaçırmadan tabii… Şiddetin tekeline sahip devletin ve iktidarın, sadece kadınlar değil biat etmeyen herkesi hedef alan eril zihniyetiyle hesaplaşmadan; Berfo Ana, Elmas ve Semiha anaların, daha binlercesinin Emine Bulut’larla, Özgecan’larla aynı odakların menfur kadim zihniyetinin kurbanları olduklarını kavramadan devran değiştirilemez, köklü bir çözüme varılamaz.
Eril dil ve zihniyet, biz kadınları da kuşatır
Emine Bulut cinayetinin yarattığı toplumsal tepki, bir süredir gündeme gelmeyen ama ruhlarında cellatlık olanların bitmeyen özlemi idam konusunu yeniden gündeme getirdi. Bu konuda çok yazdım; hiç uzatmadan, idam talebi/ uygulaması ile eril iktidar içiçedir, ayrılmaz bir bütündür, idam erkek iktidarının “resmî ve yasal (!)” cinayetidir, demekle yetineyim. Tıpkı kendisinden ayrılmak isteyen mal bellediği kadını öldüren ya da gücünü iktidarını ispatlamayı amaçlayan erkeğin şiddet uygulaması, cinayet işlemesi gibi eril devlet de kendisine boyun eğmeyen, özgürlük talep eden, biat etmeyen bireye veya halka aynı şiddeti uygular. İdam, devlet cinayetinin meşrulaştırılmış biçimidir.
Emine Bulut’un ailesine taziye ziyaretinde bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Aile idam cezası istiyor” açıklaması meselenin çok önemli bir başka yanını görmemize vesile oluyor: Erkek egemen toplumların eril zihniyeti sadece erkeklere mahsus değildir, binlerce yıllık erkek egemenliğinin değerleri, düşünce biçimi, zihniyet dünyası ve eril dili kadınları da büyük ölçüde hükmü altına almıştır. Eril toplumun erkekleri şeytan, kadınları melek gibi bir düşünce gerçeklerle uyuşmaz. İster kadın ister erkek olsun, iktidar olgusu erildir.
Kadın cinayetlerini şiddetle protesto ederken, PKK’lı denilen bir genç kızın ölü bedeninin çırılçıplak sokağa bırakılmasını, vurulup öldürülmüş bir gencin cesedinin TOMA'nın arkasına iple bağlanıp sürüklenmesini, terörist denilenlerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmeyip köpeklere parçalatılmasını (Bunlar ve benzer yüzlerce uygulamanın tümü, bu suçları işlemiş olan devletle ilintili birimlerin sosyal medyada iftiharla paylaştıkları görüntülerdir) “onlar terörist” diyerek görmezden gelirseniz… 12 Eylül faşizminin kurbanı oğlu için 39 yıldır bir mezar arayan Elmas Ana ile 1991’de 16 yaşında hapse atılan, (hem de işlemediği bir suçtan) idama mahkûm edilen oğluna 28 yıl sonra kavuştuğunda, yüreği bunca yıl çektiklerine dayanamayıp ölen Semiha Tuğan’ı “devlet düşmanlarının anaları” diyerek yok sayarsanız, onların ailelerine taziyeyi aklınıza bile getirmezken siyasi hesaplarla koşturduğunuz taziye evinden idam hatırlatması (kaşıması mı demeliyim yoksa !)ile çıkarsanız, eril iktidar dilinin ve zihniyetinin sözcülüğünü yapmış olursunuz, fark etmeden bile olsa.
İnsanlar ve toplumlar kendilerini kuşatan ve köleleştiren hepsi erkek egemenliğinin ürünü (sözde) ahlâki değerleri, dini dogmaları ve eril devlet iktidarını sorguladıkça ilkel bağlardan kurtulur, özgürleşirler. Yasalar, uygulamalar, giderek de zihniyet ancak böyle değişir. Yoksa başka Özgecan’lar, başka Emine Bulut’lar cinayete kurban giderken eril devlet iktidarının cinayetleri de sürer.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024