Perihan MAĞDEN
Başlıktaki lafı, şöhretten en çekmiş kadın, Marilyn Monroe söylüyor.
Ama alıntılayarak.
Laf, böyle pek çok laf etmişliğiyle ünlü, Mae West’e ait.
Dünyanın en beğenilen, sevilen, ‘istenen’ kadınıyken ; ‘’Cumartesi gecesi, ama yapayalnızım’’ lafı tamamen Marilyn Monroe’ya ait ama.
Zaten bir cumartesi gecesi canına kıyıyor.
Kadınların üstüne böylesine yoğun bir cuma- cumartesi gecesi korkusu da dozerleniyor!
Gecelerden cuma; ama bi randevun yok ha!
Cumartesi oldu; seni yemeğe çıkaracak biri yok mu yani hayatında?
Hele pazar sabahı tek başına kahvaltı etmek durumundaysan, ‘’loser’’lığının miktarını ölçmeye yetecek cetvel, daha Çin’de bile icat olunmadı!
Kadınların yeterince kadın (yani başarılı / başarmış bir kadın!) telakki edilebilmeleri için bir erkekle birlikte olmaları şart ya- Hele meşhur bir kadınsa bu talep/ ittirme/ beklenti yüz milyon binle filan çarpılıyor: Seni kaç kişi gözetliyorsa (ne kadar ünlüysen yani) o kadar gözle!
Oysa, ilginçtir, kadın meşhur oldukça kısmeti kapanırken, erkeğin şöhreti arttıkça, kısmeti katlana katlana büyüyor, çarpılıyor, su içse yarıyor!
Kadınlarınsa şöhreti büyüdükçe; erkeklerde yarattıkları korku, çekinme ve tabanları yağlama arzusu karşıkonulmaz ölçülere varıyor.
Kadın Korkusu zaten mühim bir mevzu.
Ama şöhretli kadının erkekte yarattığı o baş edilemez korku, hakikaten ekstra üstüne düşünmeye değer.
Belki, en çok avlanan (güçlü, başarılı, varsıl) adamın ta mağara devrinden, kadınları mıknatıs gibi çekmesine bağlanabilir, şöhretli adamın (şöhretini cinayet işleyerek edinmiş bile olsa!) kadınları kendine koyun sürüleri gibi çeki çekiverme psikolojisi.
Aynı Mağaranın Adamları da; en diplerinde, kırıp kıçını mağarada ilgi/ milgi çekmeden kendini bekleyebilecek kadınları eş olarak seçme güdüsüyle donanmışlardır, kimbilir.
Böyle anlı, şanlı, tüm mağara ahalisinin gözünü üstüne çeken (namı diğer: Ünlü) kadınlar yerine.
Meşhur Kadının kısmetsizlği üstüne (bir popüler kültür bağımlısı olarak) sıkça düşünmüşlüğüm var: Pek tabii ki yeganeMarilyn Monroe‘dan, Beren Saat‘e kadar.
Beren Saat yıldız kumaşından dokunmuş.
Zira onu kuru kuruya beğenmiyoruz, takdir etmiyoruz; seviyoruz!
Bu çok mühim. Kalbimizin bammm telini titretmesi yani.
Aynı Marilyn gibi.
Bu nedenle de Kenan Doğulu‘yla birlikte olmaya başlayınca, eşekten düşmüş karpuza döndük!
Bu muydu yani: yaşça ondan büyük, eh fiziksel açıdan hiçbir Mağara Kadını beklentimizi karşılamayan Kenan Doğulumu ”alacaktı” kızımızı?
Oysa şöhretli, başarılı, paralı bir şarkıcı olarak; camları siyah kaplı star minibüsüyle filan ancak Doğulu, Beren Saat’in ününü, popülerliğini, alaka çekme katsayısını taşıyabilirdi!
Zaten meşhur kadınlar, çoğunlukla meşhur adamlarla evlenmek zorunda kalıyorlar.
Hem aynı klubün üyesi olup onlarla kolayca tanıştıklarından – Hem de bir beyin cerrahı, nükleer fizikçi, ya da antropoloji doçentinin onları görünce ”Annecim! Meşhur kadın! Gözlüklerimi silip koşarak olay yerinden kaçmalıyım!!” hissiyatlanmaları yüzünden.
Tamam, Prens William gelip isteseydi Beren Saat’i ”Evladım, düzenli bir işiniz var mı acaba?’‘ yapacaktık – Ama yine de , Ünlü Kadınların kısmetinin feci derecede kapalı olduğu gerçeği, önümüzde 1 KADIN KORKUSU taşı kadar anıtsal dikilmekte.
Güzeller güzeli, iyiler iyisi, siyaseten doğrucular doğrucusu Charlize Theron mesela, kalkıp buruş buruş yüzüyle Karadenizli 1 Nine’yi artık epeyce andıran Sean Penn‘le birlikte olunca epeyce sarsıldım.
O Sean Penn ki; Madonna‘yı beyzbol sopasıyla dövüp hastanelik etmişliği var!
Neyse, birkaç zaman sonra ”ghosting’‘ (1 hayalet gibi sırra kadem basmaca) yöntemiyle ayrıldı Charlize Theron.
Şimdi bi başına ikinci çocuğunu evlat edinmek üzere.
Sandra Bullock da şahane bir siyah bebeği, kendi başına evlat edindi.
(Uyuz motosiklet yapımcısı kocasının ihanetinden sonra.)
Angelina Jolie de; Pitt’ten önce iki oğlunu evlat edinmiş vaziyetteydi.
“Ne adamın spermi/ Ne bitmeyen kahrı, ihaneti!” hissiyatına kapılıp, bir başlarına evlat ediniyor Hollywood Kadınları.
Bakınız: (aynı minvalde) Sharon Stone ve oğulları.
Bizim Kadın Yıldızlarımız’dan örnek verecek olursak, Türk 1 Playboy’la yaşadığı ilişkiden sonra nasıl kaçacağını bilemeyen (esasında Alman) Meryem Uzerli, verdiği mülakatta kısmetinin nasıl da kapalı olduğunu, aylarca kimselerle tanışamadığını uzun uzun anlatmıştı.
Sonunda Nebahat Çehre, kaşarlanmış 1 Playboy’la tanıştırıyor ve Uzerli bebeği istemeyen adamdan nasılBerlinleyeceğini bilemiyor!
Bade İşçil‘in yine nasıl kala kala 1 Türk Playboy’a kaldığını, ve adamdan çektiklerinin sonunun bir türlü gelmediğini her hafta tefrikalarla izliyoruz.
Biricik Türkanşımız da Cihan Ünal‘dan Yağmur’unu yaptığı gibi, olay yerinden hızla uzaklaşmak zorunda kaldı.
Ve o gün bugündür, şöhretini taşıyabilecek babayiğitlikte bir Rüçhan Adlı karşısına, bir türlü çıkamadı.
( Kendileri de çeyrek- meşhur kategorisinden, bir de Playboy’lar var ki meşhur kadınlarla evlenmeyi/ birlikte olmayı ”göze alan”; onlar da başka bir alem ve bambaşka bir yazı konusu.)
Ancak kadınlarda mıknatıs etkisi yaratan ”Amanin! MEŞHUR BİR ERKEK BULDUM!” hissiyatlanmasının, erkeklerde ”Tamam çok güzel , şahane ve meşhur; ama ANNECİİİİM! KORKUYORUM!” tabanları yağlama güdüsünü harekete geçirdiği mevzusu üstüne sizleri düşünmeye davet ederek, kaçıyorum.
Gündem-altı yaşatıldığımız bu zamanlarımızda, insanlık tarihi kadar eski (Meşhur) Kadın Korkusu da, sularımızı bulandırsın bakalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
5.02.2016
28.06.2016
21.06.2016
14.06.2016
6.02.2016
31.05.2016
24.05.2016
17.05.2016
26.04.2016