RAGIP DURAN
COVID-19’a karşı bütün dünyada iki mücadele stratejisi var: Birincisi neredeyse bütün devletlerin, kendi olanakları çapında uyguladığı test/karantina/evde kal (TKE) stratejisi. İkincisi ise resmen açıklayarak bir tek İsveç’in uyguladığı Sürü Bağışıklığı (SB) metodu.
Türkiye, pratikte yerli ve milli, yani Alaturka Sürü Bağışıklığı (ASB) uygulayan tek devlet olarak temayüz etti. Erdoğan rejimi, aslında Coronavirus salgınından önce zaten çökmekte olan ekonomiyi iflastan kurtarmak için, bir tutam, tedrici ve geçici olarak, aralıklarla TKE stratejisini uyguladı, bu stratejinin içine de bolca, yine zaman zaman ama büyük dozda SB koydu. Her şeyi yarım-yamalak yapmakta çok hünerliler.
Bizdeki “5 gün sürü, 2 gün bağışıklık” sistemine CHPli Özgür Özel, “Sınıf Bağışıklığı” adını verdi ki, gerçeğe tamamen uygun.
Virüs global olduğu için, salgına karşı mücadele de kaçınılmaz olarak global boyutlar, unsurlar içermek zorunda. Ancak bir yandan da her ülkenin nüfusu, nüfus yoğunluğu, nüfus kompozisyonu, ekonomisi, sağlık altyapısı, coğrafyası, gelenek ve kültürleri, devlet yapısı ve işleyiş tarzı, dış dünya ile ilişkileri ve daha birçok özelliği farklılıklar arz ettiği için, her hükümet bu özgünlükleri de hesaba katarak bir strateji oluşturup uygulamak durumunda. Ne var ki, hiçbir özgünlük, Sürü Bağışıklığını makbul ve başarılı kılabilecek nitelik ve düzeyde değil.
Salgının Aralık sonunda başladığını hesaba katarsak 5 ayı tamamladık ve hem genel hem de özel değerlendirmeler yapmak için elimizde yeteri kadar istatistik ve somut bilgi var. COVID-19’a karşı mücadelenin başarılı olup olmadığını, Türkiye veya herhangi başka bir ülkenin siyasi liderinden, aHaber ya da Yeni Akit’ten değil https://www.worldometers.info/coronavirus/ ya da https://covid19.who.int/ gibi ciddi uzman kaynaklardan öğrenebiliriz. Vaka sayısı, ölü sayısı, RO değeri, iyileşen hasta sayısı her türlü sübjektif yorum, propaganda ve halkla ilişkiler operasyonunu boşa çıkarır.
Artı Gerçek, gerek günlük haberleri gerekse yazarlarıyla Türkiye’deki COVID-19 gelişmelerini elinden geldiğince yakından ve ayrıntılı olarak izledi, aktardı. Resmi görüşleri de muhalefet eden bilim insanları ve siyasilerin açıklamalarını da yayınladı. Bu konuda yayın politikamız, her zaman olduğu gibi, kamu çıkarını savunurken, farklı görüşlere yer vermek oldu. Hiçbir amacı, insan hayatının üzerinde görmedik.
Şimdi diğer “garip” ülke, İsveç’e bakalım.
Önce 26 Mayıs akşamı kaydettiğim rakamlar:
Nüfus: 10.1 milyon
Yüzölçümü: 410.340 Km2
Nüfus yoğunluğu: Km2 kare başına 24 kişi
1 Milyon nüfusu aşkın kent sayısı: 1 (Başkent Stockholm)
Vaka Sayısı: 34.440
Ölüm sayısı: 4124
İyileşen hasta sayısı: 4971
100.000 kişide ölüm oranı: 39.26 (İsveç)
29.87 (ABD)
5.56 (Finlandiya)
4.42 (Norveç)
Sonuç, görüldüğü üzere hiç parlak değil. Bu istatistiklere rağmen İsveç, Türkiye’nin 9. sırada yer aldığı en başarısız ülkeler listesinde 25. sırada.
Başta belirtmiştim: İsveç bilerek isteyerek SB stratejisini uyguladı ve artık Stockholm yönetimi bile yarım ağızla da olsa bu yaklaşımın başarısızlığını kabul ve itiraf etmek zorunda kaldı.
Peki soralım: Ekonomisi güçlü, sağlık altyapısı nispeten sağlam, zengin ve müreffeh demokratik bir ülke olan İsveç neden SB’nı benimsedi ve uyguladı? Kuşkusuz çok sayıda faktör var.
Önem sırası gözetmeksizin sayalım:
- İsveç toplumu, siyasal yönetim düzleminde uzun yıllar sosyal demokrat pratiklere rağmen, kamu çıkarı ile bireysel özgürlükler arasında tercih söz konusu olduğunda çoğunlukla ikinci alternatifi seçiyor. Hatta bireysel özgürlük kavramı bile yanlış olabilir, bireyci özgürlükler tayin edici demek daha doğru olur. Bu durumda mecburi test, karantina, sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlama ve önlemleri uygulamak güç.
- İsveç, 1814’den bu yana kendi topraklarında savaş yaşamadı. Dolayısıyla savaş konusunda tecrübesi, birikimi yok. Savaş hali koşullarına ayak uydurabilmesi zor. Bu faktör de bireyci özgürlükleri ön plana çıkarıyor.
- İsveç’te Devlet Aklı, hiçbir zaman resmen ilan etmemiş olsa da eskiden beri nüfus politikalarında “Eugénisme” yanlısı bir tutum benimsemiş görünümünde. “Eugénisme”, diplomatik tanımıyla, “insanları gen temelinde sınıflandırarak gelecek kuşakların en iyi şekilde yetişmesini/yaşamasını sağlamak gerekçesiyle, bu en iyi gene uymayan insanların sağlığına pek fazla önem vermemek.” İsveç’te yaşlı, sakat, çeşitli anomali gösteren “insan türleri” çok fazla kaale alınmayan kesimler. Bu sonuncu şık da birinci şıkkın bir yansıması, devamı.
Stockholm’deki arkadaşlarımla konuştum. Bu arkadaşlarımdan biri, salgından sorumlu yetkilinin Nisan ortasındaki bir açıklamasında, ölü sayılarını hatırlatıp SB stratejisini eleştiren bir gazeteciye “Ölü sayısının önemi yok” dediğini aktardı. Bizde de “Önceliğimiz üretim ve ihracat” demişti bir yetkili. İkisi de aynı anlamda.
Diğer arkadaşlarım da “Biz hükümeti dinlemiyoruz. Endişeliyiz. Bu nedenle de dışarı hiç çıkmıyoruz. Sağ olsun gençler alış-verişimizi yapıp eve getiriyor” dedi.
İsveç yöntemi kesin olarak başarısız. Çünkü SB’nın olumlu sonuç verebilmesi için, nüfusun yüzde 70 ile yüzde 90’ının bağışıklık kazanabilmesi lazımdı. Mayıs sonuna doğru, Stockholm’de bu oran sadece yüzde 7.3’e ulaşabildi. (1118 test sonucu)
Yetkililer, “Özellikle bakım ve huzur evlerindeki yaşlılar açısından stratejimiz başarılı olamadı” demek zorunda kaldılar.
Aynı yetkililer, salgının ilk başladığı günlerde, “İsveç’te yurttaşlarla hükümet arasında sağlam bir güven ilişkisi vardır. Herkes fiziki mesafe kuralına uyar” demişlerdi. Ama hükümet neredeyse hiçbir somut önlem almadı, işyerleri, dükkanlar, okullar, lokantalar, cafe ve barlar hiç kapatılmadı. Normal hayat, yani kalabalıklarda yaşam, toplu eğlenceler devam etti. Fiziki mesafe, maske gibi önlemler de pek uygulanmadı.
Stockholm Belediyesinin açıklamalarına göre, salgın döneminde alıverişe çıkan insan sayısında yüzde 23, kamu ulaşım araçlarını kullanan yurttaş sayısında da yüzde 29 azalma olmuş. Önemsiz düşüşler…
ABD’deki karantina karşıtları, protesto gösterilerinde “İsveç Gibi Olmak İstiyoruz” diyen pankartlar taşıyordu. Oysa ki İsveç’in Coronavirus karnesi zayıf, hem de çok zayıf.
Zaten, bırakın İsveç’deki pratiği, SB, teorik olarak da yani insani açıdan da acımasız bir yöntem. Alman Robert Koch Enstitüsünün Müdürü söylemişti: “SB savunulabilecek bir yaklaşım değil. Savunan varsa bize önce kaç ölüyü kurban vereceklerini açıklamaları lazım” demişti. Tabi ayrıca yüzlerce kurban vermenin yanı sıra hedeflenen bağışıklık oranına da ulaşamayınca SB, kriminal bir skandal. Çünkü bu orana ulaşmanın garantisi yok.
İsveçli uzmanlar, COVID-19 sonrası öngörülerini de açıkladı: İşsizlikte yüzde 6.8 artış, GSMH’da yüzde 9.7 oranında azalma.
Bu sayılar belki tek başına bir şey ifade etmeyebilir. Eğer SB uygulanmasaydı işsizlik ve GSMH’deki değişiklikler ne olacaktı, ona bakmak lazım. Sonuçlar ne olursa olsun, insan hayatı, ekonomi yani para ile ölçülemeyeceğine göre, SB uygulanmasaydı kaç kişi ölecekti hesabı herhalde çok daha anlamlı. Burada hemen ABD’den bir örnek vermek lazım: Amerikalı bilim insanları hesapladı: Sokağa Çıkma Yasağı bir hafta önce uygulamaya konsaydı ölü sayısı yaklaşık 36 bin azalacaktı!
Bir başka kaynağa göre, İsveç’te salgından ölüm oranı 1 milyonda 8.71, ABD’de 4.59.
İsveç’deki istatistiklerin ayrıntılarına bakınca, kimse onaylamasa bile, yönetimin neden SB’nı benimsediğini anlamak mümkün olabilir. Ortalama ömür süresinin 83.3 olduğu İsveç’te ölümlerin büyük çoğunluğu yaşlılar yurdunda. Ve diğer ülkelerde olduğu gibi, ölenlerin büyük bir kısmının başka hastalıkları da var(dı).
Mayıs başında, küçük gruplar halinde de olsa, İsveçli bazı yurttaşlar gösteri düzenleyerek hükümetten SB stratejisinden vazgeçmesini talep etti. Ne yazık ki artık çok geçti.
SB’nın yanlış hatta ölümcül bir strateji olduğunu kanıtlayan bir başka olgu da İsveç’in komşusu Norveç’in uygulama ve sonuçları. Çok büyük benzerlikler gösteren bu iki ülkede, SB’nı uygulamayan Norveç’te vaka ve ölü sayısı İsveç’tekinin neredeyse yarısı.
Ne yazık ki, benzeri bir kıyaslamayı Türkiye için yapamıyoruz. Yapamayacağız. Çünkü alafranga versiyonu bile olsa SB’yi Ankara gibi uygulayan, başka bir örnek yok.
- Hamiş: “Totem, Tabu ve Catharsis!” yazısında, sağolsun okurlar uyardı, Yılmaz Özdil’in Atatürk kitabının fiyatı 1881 değil 2500 TL imiş. 1881, baskı adedi imiş. Ben fiyatta indirim yapmışım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020