RAGIP DURAN
Salı gecesi Paris’te Parc des Princes stadyumunda Paris Saint-Germain ile Başakşehir arasında oynanan Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında meydana gelen olay, sadece futbol dünyasında değil Türkiye’de, toplumda ırkçılık konusunda önemli bir tartışmayı yeniden canlandırdı.
4. hakemin Başakşehir’in antrenör yardımcısı Webo’ya, kırmızı kart verilmesini talep ederken, ondan yüksek sesle ‘’Negru/Negro’’ diye söz etmesi, kaçınılmaz olarak büyük tepki yarattı. Saha kenarı karıştı. UEFA, ırkçılıkla suçlanan hakemi o görevden alıp, VAR odasından bir hakemi yerine koymayı önerdi. Başakşehir yöneticileri bu öneriyi red etti ve ırkçı deyimi kullanmış hakemin stadyumdan ayrılmaması halinde maça çıkmayacaklarını söyledi. İşin herhalde tek olumlu yanı, PSGli futbolcuların bu ırkçı gösteriye şahane bir dayanışma içinde tepki gösterip ‘’Başakşehirliler çıkmıyorsa biz de çıkmıyoruz’’ demeleri oldu. Ve maç ertelendi.
Ben maçı yabancı bir TV kanalından izliyordum. Olay şok etkisi yaratmıştı. Yayın akışı değiştirildi ve diğer futbol maçları da bir kenara kondu. Yorumcular, dışarıdan bağlandıkları uzmanların da katkısıyla, bu ırkçılık olayını uzun uzun irdelemeye çalıştı.
Ne var ki, her şey kameraların önünde cereyan etmiş olsa da, futbol dünyasının uzmanları, yorumcular artık siyasi bir meseleye girmek istemedikleri için mi, yayın yaptıkları kuruluşlardan çekindikleri için mi, yoksa başka nedenlerle mi bilemem bin dereden su getirip meseleyi açık sözlerle değerlendirmekten kaçındılar. Bir sürü bahane öne sürdüler: Efendim, Romence ‘’negru’’ siyah demekmiş. Irkçı bir çağrışımı yokmuş. Webo’nun o hakeme ne dediğini duyamadık…Efendim, her ülkenin kültürü farklı imiş, Romanya’da pek Siyah yokmuş…vs…
Bu gerekçeler geçersiz. UEFA bir Avrupa kuruluşu, uzunca bir süredir ırkçılığa karşı kampanyalar düzenliyor. Ayrıca oyuncular, hakemler, yöneticiler saha içinde ve maçla ilgili toplantılarda, kendi yurttaşlarıyla bile İngilizce konuşmak zorunda. Irkçılığı hoş görebilen bir kültürün varlığından söz etmek herhalde mümkün değil. Romanya’da Siyah yoksa, bu durum Siyahlara, aşağılayıcı bir içeriği olan ‘’Negro’’ diye hitap etme özgürlüğünü sağlamasa gerek.
ABD’de filizlenen Black Lives Matter (BLM, Siyah Hayatlar Önemlidir) hareketi bir milat oluşturdu. Irkçılık artık eskiye oranla çok daha önemli bir konu. Herkesin konuşurken, yazarken, davranırken daha dikkatli, özenli olması lazım. İnsanlar öldü, heykelleri devrildi, binalar ateşe verildi ırkçılığa karşı mücadelede.
UEFA, ırkçılıkla ilk defa yüz yüze gelmiyor. Daha önce futbolcuların kendi aralarında, kimi zaman da seyircilerle futbolcular arasında ırkçılık olayları yaşanmıştı. Bu kez bir ilk gerçekleşti, çünkü ırkçılıkla suçlanan, UEFA’nın görevlendirdiği bir hakemdi.
Pandemide zaten bütün sektör ve meslekler gibi bunalıma giren futbol dünyası, FİFA ya da UEFA gibi yönetici makamlarla aslında mevcut yerleşik düzenin bozulmaması, sorgulanmaması, tüm olumsuzluklara rağmen işin gösteri hatta eğlence yanı zarar görmesin diye uğraşıyor. Kasalar dolsun, gerisi mühim değil anlayışı yaygın bu mecralarda. Kapitalizmin egemen olduğu bir dünyada ya da bir örgütte, ırkçılıkla mücadele daha çok show düzeyinde kalmaya mahkum.
Beni asıl rahatsız eden, başta Ankara’daki resmi çevreler ve Türkiye Futbol Federasyonu olmak üzere çeşitli çevrelerin Paris’teki ırkçılık olayına gösterdiği tepkiler. Bilmeyen tanımayan da açıklama yapan bu resmi ve gayri resmi kurum ve şahsiyetleri, Güney Afrika Cumhuriyetinde Mandela’nın torunları sanır. Türkiye ve Türkler ezelden beri ırkçılığa acaip karşıdır, şiddetle kınıyoruz, Webo’nın yanındayız…cart curt…
Salı akşamki olayı, zorlayın biraz kendinizi, Deniz Naki’nin gözleriyle, onun halet-i ruhiyesi ile izlemeye anlamaya çalışın bakalım ne olacak? Türkiye’de en sefil resmi ve popüler ırkçılığa uğrayıp mağdur edilen futbolcudur Deniz Naki. Kürt olduğu için, Kürtlüğünü ve siyasi görüşlerini gizlemediği için, onlarca maç cezaya çarptırılmış, lisansı iptal edilmiş, milliyetçi ve popüler medyada lince uğramış, sonuç olarak Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmış bir futbolcudur Deniz Naki. Webo’ya yönelik dayanışmanın binde birine muhattap olamamıştır Naki. Zaten takımı da gittiği deplasman kentlerinde, Emniyet tarafından misafir seyircisinden yani kendi taraftarından mahrum bırakılıyordu.
‘’Türkler ırkçı değildir’’, ‘’Türkiye’de hiçbir zaman ırkçılık olmamıştır, yoktur’’ cümleleriyle ifade edilen resmi propaganda tamamen yalan. Biz daha ortaokulda iken Orta Asya’dan çıkan oklarla Türklerin medeniyeti bütün dünyaya yaydığını öğrenmiş bir nesiliz. Sonra ders kitaplarında okuduk ki, Atatürk’ün de desteğiyle icat edilen Türk Tarih Tezi’ne göre, dünya tarihini Türkler yapmış ve yazmıştır. Zaten Güneş Dil teorisi de, dünyadaki bütün dillerin Türkçe’den türediğini iddia eder. Bunlar apaçık ırkçılıktır. Hele askerlikte ‘’Her Türk asker doğar’’, ‘’Bir Türk dünyaya bedeldir’’ gibi sloganların arasında mahsur kaldık. ‘’Vatandaş Türkçe konuş’’ kampanyaları da ırkçılıktır. Kürtçe şarkı söyleyen kendi vatandaşlarını hapseden, cezalandıran hatta çekip vuranların egemen olduğu bir ülke burası. Bu duruma ‘’Turcophilie’’ (Türkseverlik) ya da ‘’Turcocentrique’’(Türkmerkezli) demek yetersiz, ‘’Turcobsession’’ (Türktutklu) filan demek gerek.
Başlıktaki ‘’Türk Resmi Irkçılığı’’ ya da belki ‘’Türk Devlet Irkçılığı’’ ibaresini biraz açayım. Irkçılık kahve muhabbetlerinde ‘’Pis Yahudi’’, ‘’Allahın belası Arap’’, ‘’Ermeni dölü’’, ‘’Terörist Kürt’’ deyimlerini kullanmaktan ibaret değildir. Cahil insanlar, resmi ideolojinin etkisiyle bu tür hakaretler eder. Kabul edilebilir bir yanı yok tabi. Ama esas vahim olan, ırkçılığın kurumsallaşarak bir iktidar ideolojisi bir devlet tezi ve uygulaması haline gelmesi. Roboski’de çocuklar işte bu resmi Türk ırkçılığının mağduru olarak bombalanıp öldürüldü. Devlet, ırkçı olunca, uygular. Her zaman kanuna, tüzüğe yazmasa da, gizli ya da sembolik ırkçılık araçlarıyla, kendisinden saymadığı ötekileri susturur, bastırır, imha eder. Türkiye’deki nüfus kayıtlarında vatandaşların etnik ve dini mensubiyetleri gizli bir şekilde kodlanmıştır. 1923’den bu yana, hiç sordunuz mu, neden hiçbir Rum, Ermeni, Yahudi yurttaş, Bakan, Vali, Kaymakam, Ordu komutanı, hakim ya da savcı olamadı diye? Bu mevkilere gelebilmiş Kürtlerin, Kürt kimliklerini gizlediklerini ya da Türk devletinin göstermelik Beyaz Kürtleri olduğunu biliyoruz.
Bugün Suriye topraklarında TSK’nın işgali altındaki Afrin’de olup bitenleri izlediğinizde resmi ırkçılığın ne anlama geldiğini görmek çok zor değil: Cinayet, gasp, tecavüz, adam kaçırma, rehin alma…
Irkçılık kimilerinin öne sürdüğü üzere, kendi ırkını yüceltmek filan değildir. Ulusal Marşınızda kendinizi ‘’Kahraman ırk’’ olarak betimlemek ırkçılığı faş ettiği gibi bir işe de yaramıyor. Kahramanlık ya da başarı, bugün bambaşka siyasi, toplumsal, ekonomik parametrelerle ölçülüyor. Zaten o alanlarda karne notlarınız çok düşükse, milliyetçilikle ırkçılıkla kapatmaya çalışır devlet kendi zaaflarını.
Irkçılık, tıpkı milliyetçilik gibi, şiddet ve savaşın öncüsü, hazırlayıcısıdır. 1915 Ermeni Soykırımı, Türk devletinin ya da genel olarak Türklerin, eskiden sadık millet olarak nitelediği Ermenilerden birdenbire nefret etmesiyle gerçekleşmedi. 1915’den sonra mülkiyet haritası değişti memleketin. Varlık Vergisi daha da açık bir örnek. Yahudileri, Ermenileri zengin sanıp onlardan nefret ettikleri için salınmadı bu vergi. Malına mülküne paralarına el koymak için icat edildi.
Dağa taşa ‘’Ne mutlu Türküm diyene’’ yazmışsınız ama siz, Türk olmayanların mutsuzluğunu anlayabilir misiniz?
Geçtim ırkçılığı sadece Siyah karşıtlığı olarak bilen ve anlayanları ama senin en az 97 yılın ırkçılık bataklığında geçmiş, kalkıp Webo’ya yapılan muameleyi telin ediyorsun.
Kendine Amiral Gemisi diyen bir gazete vardı. Hala çıkıyor mu? ‘’Türkiye Türklerindir’’. Bundan daha iyi popüler ırkçılık örneği var mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020