Roni MARGULIES

Hayatımdaki müzik
12.09.2012
3787

 

Hayatımdaki müzik

Bir bakkal, bir kapıcı, bir köşe yazarı, dükkânın önünde geyik yapıyoruz.

Hepimiz askerlik yapmış olduğu için, kimse Türk ordusunun mükemmel olduğunu, en büyük askerin Türk askeri olduğunu filan düşünmüyor.

Kapıcı, askerliğini Topçu Tugayı’nda yapmış. “Hayatımda bir topa dokunmadım bile,” diyor, “tek faydam düşman topunun üzerine atlamak olabilir ancak”.

Afyon’daki patlamayla ilgili çeşitli görüşler var. Birimiz “herifin biri sigarasını yanlış yere atmıştır” diyor, birimiz “Ergenekon” diyor, birimiz “sabotaj”.

Sokakta geyik yaparken herkes her şeyi söyleyebilir. “Ne biliyorsun, lan?” diyen olsa da kimsenin çantasından hemen çeşitli dosyalar çıkarıp meseleyi belgelerle kanıtlaması beklenmez.

Ama 25 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan bir olayda, bir memleketin Ana Muhalefet Partisi Başkanı’nın “Sabotaj!” deyip sonra da ıslık çalarak evine dönmesi biraz garip mi, bana mı öyle geliyor?

Emrindeki 25 asker öldüğünde, bir memleketin Genelkurmay Başkanı’nın sanki Genelkurmay Başkanı değil de Sönmez Filament Bayanlar Voleybol Takımı’nın başkanıymış gibi davranması, bölgeye gidip hediye alışverişinde bulunması, hiçbir sorumluluk üstlenmemesi biraz garip mi, bana mı öyle geliyor?

Bülen Arınç, Genelkurmay Başkanı’na hediye veren Vali’nin davranışı hakkında “Alaturkadır, özensizdir” demiş.

“Alaturka” lafının üzerinde biraz duralım.

Tamam, belli ki Arınç Vali’yi kınıyor.

Kınıyor ama, biraz da “Alaturkalık böyledir işte, bizler ‘turka’ olduğumuz için bizde böyle olur bu işler, n’apalım” diyor.

Alafranga ülkelerde ise, Afyon olayının ardından Genelkurmay Başkanı, Afyon Valisi ve bombanın patladığı askerî birimdeki bir dizi subay istifa ederdi. Pisipisine hayatını kaybeden 25 çocuğun ölümünden kendilerini sorumlu hissettikleri için.

Daha sonra da, olayın sabotaj olmadığı ortaya çıkarsa, Ana Muhalefet Partisi Başkanı istifa ederdi.

“Alaturkalık” sadece Vali’nin yaptığı değil.

Genelkurmay Başkanı, Vali, subaylar, Kılıçdaroğlu, hepsi alaturka.

Ve bunların istifa etmesi gerektiğini aklımıza bile getirmeyen hepimiz alaturkayız.

Bu söylediklerimden moralinizin bozulmasını istemem.

Türk ordusunun, vatandaşın çocuklarını genç yaşta alıp telef eden bir ordu olduğunu düşünmenizi hiç istemem.

Böyle olmadığının güzel bir kanıtını buldum bu hafta, moralinizi düzeltmek için sizinle paylaşayım.


Emekli Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman
’ı nasıl bilirsiniz?

Eski ve başarısız bir darbeci, değil mi?

Daha geçen ay, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün “Muhtıra önerisini Yalman verdi” ifadesine cevaben “Muhtıra kelimesini söylediğimi hatırlamıyorum” diyen, zayıf hafızalı asker.

Ama biliyor muydunuz ki tüm Türk generalleri gibi Yalman da ince bir insan, narin ruhlu bir sanatçı, önemli bir aydındır?


“Sahibi olduğum 3000 üzerinde CD ile müziğin beni estetik, duygusal ve fikirsel yönden derinleştirip zenginleştirdiğini gördüm”
 diyor, Hayatımdaki Müzik adlı yeni kitabında.

O kadar derin ve zengin bir kitap ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Prof. Erol Erdinç hemen hazırola geçip selam çakıp bir önsöz yazmış.

Ve Devlet Opera ve Bale Genel Müdürü, Orkestra Şefi Prof. Rengim Gökmen hemen hazırola geçip selam çakıp bir önsöz daha yazmış.

Ve biliyor muydunuz ki Aytaç Yalman, Şehitler OratoryosuMehmetçik OratoryosuKahraman Türk Kadınları Oratoryosu ve Sakarya’da Diriliş Senfonik Destanı’nın sözlerini yazmıştır?

Kitabın arka kapağında Yalman’ın müzisyen kıyafetiyle çektirdiği çok sanatsal bir fotoğraf var. Onu da görmenizi istediğim için buraya alıyorum.

Güvenilir kaynaklardan duyduğuma göre, yeni bir eser hazırlıyormuş Yalman.


“Darbe Yapamadık Ah Ulan Ah Oratoryosu.”


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar