Sanem ALTAN
Bazıları Britanya gibi bazıları Ortadoğu gibi değişecek...
19.09.2014
1460
Tatil dönüşleri bende hep aynı hissi bırakır nedense; tuhaf bir yalnızlık…
Aşkın son zamanları... Ya da hiç bilmediğim bir şehre bir gece karanlığında gelmek ... Ya da hiç tanımadığım insanlar arasında tek başına durmak gibi... Ürkütür beni.
Tatilin özgürlüğünden tekrar sınırları belli bir hayata dönmek belki de beni sıkan…
Tatilde kolay olan her şey, ‘gerçek’ hayatta zordur nedense, öyle değil mi?
***
Zamanı insanın kendisinin yönetmesi ya da zamana hiç aldırmaması insana iyi gelen şey aslında tatilde...
Hayat 24 saattir, sınırları da yoktur.
Gece yarısı yürüyüş yaparsınız, sabah çok erken yüzersiniz ya da öğlen sereserpe bir ağaç altında uyursunuz kimseye aldırmadan...
Şehirde ayıp-günah olan her şey tatilde serbesttir, öyle gelir daha doğrusu insana.
Kimse aldırmaz ötekine...
Hiç birimiz aldırmayız kendimize...
Zaman kavramının olmaması ve özgürlük başka bir hayat yaratır.
Aynı hayattan başka bir ‘ben’ çıkarır.
***
Şehir hayatı, insanı kendine mahkum ediyor ya, belki de tüm sorun burada…
İnsan şehirde kendine ve diğer insanlara mahkum oluyor…
Bu da tüm özgürlükleri öldürüyor…
İşte şimdi de bir tatil dönüşü…
Ne yazacağımı bile bilmiyorum…
Öylesine dolanıyorum internette neler olmuş, başka yazarlar neler yazmış diye bakıyorum…
***
İşte öylesine dolanırken T24’ de başka yazılara benzemeyen bir başlık gördüm, “ne olacak bu iskoçyanın hali,” Cemal Tunçdemir yazmış…
Çok sevdim başlığı, dün İskoçya’da yapılan İngiltere ile Büyük Britanya Krallığı’nı oluşturdukları ve 1707 yılından beri devam eden siyasi birlikteliklerinin devam edip etmeyeceğine karar verecek olan seçimden bahsediyordu…
Tatil dönüşü sıkıntımı Türkiyenin dertleriyle arttıracağıma, İskoçların seçimleriyle neşelendirebilirim diye düşünüp hemen okumaya başladım.
***
Tatil dönüşü iskoçların özgürlük seçimi bana iyi gelebilirdi…
Üstelik yeni şeyler öğrenebilirdim, ki öyle de oldu.
4 milyonu aşkın İskoç oy kulanmış dün.
Cemal Tuçdemir demiş ki “Bizim İngiltere demekte ısrar ettiğimiz ülkenin adı aslında 1801 yılından beri Birleşik Krallık’tır. İngiltere ise, Galler, İskoçya ve başkenti Belfast olan Kuzey İrlanda ile birlikte bu krallığı oluşturan 4 alt-devletten sadece biridir. Britanya bir devlet adı değil, Avrupa’nın kuzeydoğusundaki adanın adıdır. İskoçya ve İngiltere’nin 1707 yılında kurduğu ortak krallığın adı Büyük Britanya Krallığı’ydı ama 1801 yılında İrlanda’nın da katılmasıyla ülkenin adı ‘Birleşik Krallık’ oldu. İrlanda’nın özellikle güneyinde kalan büyük bölümü 1922 yılında birlikten ayrıldı ve sonrasında başkenti Dublin olan İrlanda Cumhuriyetini kurdu. Diğerleri ise ülkenin bugünkü resmi adı olan Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı veya kısaca Birleşik Krallık olarak yola devam etti.
İngiltere, Birleşik Krallık’ı oluşturan diğer 3 alt-devletin aksine, kendine ait bir parlamento ve hükümete sahip değil. Krallığın başkenti Londra’daki Birleşik Krallık Hükümeti ve Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından yönetiliyor. İngiltere’nin de Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’daki gibi bir ulusal parlamento ve hükümete sahip olması gerektiği tartışmaları bugüne kadar sonuçsuz kalmıştı. İskoçya ve İngiltere zaten iki ayrı devlet ve İskoçya İngiltere’den değil, Birleşik Krallık’tan bağımsızlık için referanduma gidiyor.”
***
Harika değil mi?
“Ayrılalım mı, ayrılmayalım mı” diye tartışıp, “hadi halk karar versin” diyorlar.
Kavga, dövüş, sövme, sayma yıkma yok.
İskoçya’nın ayrılıp ayrılmamasından çok, bu “ayrılma” meselesini ele alma biçimleri benim hoşuma gitti benim...
Bu ayrılığın dünyaya Avrupa’ya neler getireceğini nasılsa hep beraber görürüz...
Önemli olan bu referandumu yapabilmeleri...
***
Herhalde yeni bir çağa girilirken dünya epeyce değişecek…
Ama bazıları Britanya gibi bazıları Ortadoğu gibi değişecek.
Değişmek kaçınılmaz da, sorun “nasıl” değişeceğin.
Asıl farkı yaratan da işte O “nasıl”ın cevabı...
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016