Selami GÜREL
Bu coğrafyanın zenginliklerini saymaya başlasak, denizlerini, dağlarını, ovalarını bir çırpıda sayar, sıra idamlara geldiğinde arşiv karıştırmaya başlarız. İdamları zengin bir coğrafyadır bizimki, siyasi idamları çok zengin bir coğrafya. Tarihin bir momentinde birileri iktidardakilerin gazabına uğrayıp, hain ilan edilince, Azrail’in alması gereken canını cellada teslim eder bu topraklarda. Ertesi gün tüm gazeteler, “hainlerin hak ettiği cezayı bulduklarını” yazarlar. Aradan 30 – 40 hatta bazen 50 yıl geçmesi gerekir o idamların ardından sakince konuşabilmek için.
Asılırken boynuna “hain” yaftası takılanlar, bazen “kahraman” olurlar, bazen “demokrasi şehidi…” Bazen türkü olur, ağızdan ağza söylenir, bazen de “bayrak” olur elden ele dolaşırlar. Bazen Başbakan bile ağlar bazılarının ardından. Ama onlar geriye gelemezler bir daha. Oysa aklı selim sahibi, öfkesine, kinine teslim olmayan herkes, sakince düşünse, “idam denen cezanın devlet eliyle işlenmiş bir cinayet olduğunu” bilir. Ama akıllarına, altmışlı yıllarda asılan seçilmiş Başbakanı, yetmişli yıllarda asılan üç fidanı, seksenlerde asılan on yedisinde ki çocuğu, otuzlu yıllarda “önce beni sonra oğlumu asın” dediği halde gözlerinin önünde önce oğlu asılan doksanlık Kürt ihtiyarını, istiklal mahkemelerini getirmezler. İdama “ağlayan” Başbakan’ın “yeni idamlar gerek bize” deyişine susarlar, yeni devlet cinayetlerinin kapısının aralandığını, “düzeltilmesi mümkün olmayan” en büyük zalimlik karşısında susmamak gerektiğini umursamadan susarlar.
Onlar sustukça yeniden canlanır iktidarların idam korosu. Nasılsa, her zaman, kırk yıl sonra ardından ağlanacak bir “hain” bulunur bu topraklarda. Devletin yeni sahipleri, insanlık bilincinin ulaştığı düzey nedeniyle, artık yasalarımızda yer almayan “devlet cinayetini” yeniden getirirler ya da getiremezler, birilerini yeniden asarlar ya da asamazlar, bilinmez, ama susanlar vebal altında kalır sustukça.
Yetmişli yıllarda Cem Karaca “karnı büyük obur dünya” diye bir türkü okurdu… “Hacı Bektaşi Veli’yi, İmam Hasan Hüseyin’i, kos kocaman Pir Sultan’ı, yedin yine doymadın mı…” diye devam ederdi türkü.
“Sağcıdan solcuya, Kürt’ten Ermeni’ye, sivilden askere, kadından erkeğe, çocuktan ihtiyara” önüne geleni astın be devlet! Ama sen doymazsın bilirim... Ey halk! Sen de mi doymadın hala idama?
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023