Serdar ESEN
Bugüne kadar Türkiye’de sosyalist siyasetin en önemli seçim başarısı olarak tarihe geçen bu olayın ardından elli yıl geçti. TİP’in bu başarısından yarım asır sonra, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerde ise Halkların Demokratik Partisi(HDP) %13,1 oy oranı ile mecliste seksen sandalye kazandı. 1 Kasım tarihinde yapılacak olan tekrar seçimde de HDP’nin benzer bir başarı kazanması beklenmekte.
Kuşkusuz ki TİP ve HDP birbirlerinden çok farklı iki parti. Ancak gerek yüklendikleri misyonlar, gerekse de devlet ve milliyetçi kesimlerden gördükleri tepkiler açısından ortak yönleri de çok.
TİP 1961 yılında bir grup işçi ve sendikacı tarafından kurulmuş, 1962 yılında bazı aydınlar ile birlikte partiye katılan M. Ali Aybar’ın genel başkan olmasının ardından hızlı bir gelişme göstererek, “ulusal bakiye” seçim sisteminin de yardımı ile 1965 yılında meclise on beş milletvekili sokmayı başarmıştı. Kendisini “İşçi sınıfı” partisi olarak niteleyen TİP tüzüğünün 2. maddesinde partinin karakteri “TİP, Türk işçi sınıfının ve onun demokratik öncülüğü etrafında toplanan bütün emekçi sınıf ve tabakaların kanun yolundan iktidara yürüyen siyasi teşkilatıdır” biçiminde tanımlanmaktadır.
Sosyalizme demokratik geçişi savunan TİP’in ekseni demokrasi mücadelesi idi. 1960 yılına kadar yasak ve baskılarla sindirilen sol, 1961 Anayasasının getirdiği kısmi özgürlükleri kullanarak siyasi yaşama katılmıştı. Ancak sağ ve merkez siyaset sol, halktan yana bir partinin meclisteki varlığını kabullenmek istemedi. Mitingleri, salon toplantıları, parti binaları resmi ve sivil faşistler tarafından basıldı. Mecliste TİP milletvekilleri dövüldü. Bugün HDP’ye yapılanlar o dönemde TİP’i hedef almıştı. Bugün nasıl HDP “Kandil”den emir almakla suçlanıyorsa, o dönemde de TİP’in Moskova’dan talimat aldığı söyleniyordu.
HDP ise kendisini tüm ezilenlerin, sömürülenlerin, dışlanan ve yok sayılan bütün halkların ve inanç topluluklarının, kadınların, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin, emeklilerin, engellilerin, LGBTİ bireylerin, yaşam alanları tahrip edilenlerin her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve insan onuruna yaraşır bir yaşam kurmak üzere bir araya geldiği, demokratik halk iktidarını hedefleyen bir siyasi parti olarak tanımlamaktadır.
HDP ne bir Kürt partisi ne de Sosyalist bir partidir. Sosyalistleri de içeren ve Kürtlerin ağırlıklı olarak yer aldığı HDP “radikal demokrasi”yi savunmaktadır. HDP, 7 Haziran seçimleri öncesinde uğradığı yoğun saldırılara karşın farklı toplum kesimlerini temsil eden 80 vekili meclise sokarak AKP iktidarını engellemiştir. Bu seçimde HDP’ye yönelik saldırılar artarken, sivil faşistlerce binaları yakılan HDP’ye resmi saldırılar da yoğunlaşmış, seçim çalışması yürüten üye ve yöneticileri tutuklanmaya başlamıştır.
TİP ve HDP “Kürt sorunu”na bakış konusunda ortaklaşmaktadırlar. HDP Kürt sorununun demokratik ve eşitlikçi çözümünü en temel görevlerden biri olarak gören, bu sorunun çözümünü ülkenin demokratikleşmesi ile birlikte düşünen bir parti. Bu nedenle Kürt siyaseti ile Türkiye’nin diğer mağdur kesimleri ve sosyalistlerini ortaklaştırıp, birlikte mücadeleyi temel almıştır. TİP ise Cumhuriyet döneminde bu sorunu gündeme getiren ilk parti olup, bu tutumu nedeniyle kapatılmıştır.
TİP işçi sınıfını temel alan bir parti olmanın yanında, partinin karakteri tanımlanırken her türlü ayrımcı yaklaşımın reddedildiği de belirtilmiştir. Bu durum , Kürt grupları parti saflarına çekmekte etkili olmuştur. TİP içinde “aydınlar”, “sendikacılar” gibi farklı grupların yanında “doğulular” olarak adlandırılan Kürt sosyalistleri de yer alıyordu. Tarık Ziya Ekinci, Kemal Burkay, Mehdi Zana bu isimler arasındaydı. TİP seçim mitinglerinde Doğu sorunundan söz etmiş, kalkınma problemi dile getirilmiş, 1967 yılında yapılan “Doğu mitingleri”ne öncülük edilmişti. 31 Ekim 1970 tarihinde yapılan TİP 4. Büyük Kongresinde “Türkiye’nin doğusunda Kürt halkının yaşadığı” ve “Kürt sorunu” ifadeleri dile getirildi. İlk kez bir siyasi partinin kullandığı “Kürt” sözcüğü, daha sonra partinin kapatılma gerekçesi olarak gösterildi.
Bugünden elli yıl öncesine bakıldığında TİP’ten HDP’ye, “Doğulular”dan Kürtler’e, bölgesel kalkınmadan demokratik özerkliğe nasıl bir dönüşüm yaşandığını görebiliyoruz. Kürtler, sosyalistler ve diğer demokrat güçler elli yıl önce olduğu gibi bugün de birlikte daha demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir Türkiye mücadelesini sürdürüyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.02.2018
17.09.2016
13.03.2016
21.12.2015
9.02.2015
26.11.2015
11.11.2015
27.10.2015
11.10.2015
23.09.2015