Serdar ESEN
Artık yazacak sözcük bulmakta zorlanıyorum. Son aylarda yaşananlar hiçbir mantığa, vicdana, ideolojiye sığmayan işler.
Yaklaşık iki buçuk yıl süren ateşkes ve çözüm süreci barış umudunu yeşertmeye başlamıştı ki yeniden 1990’ların kabus dolu günlerine döndük. Hatta kimi uygulamalar 1990’ları bile aratır düzeyde.
2015 yılı Şubat ayında Dolmabahçe mutabakatı ile açıklanan on madde hem Kürt sorununun çözümü, hem de Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından önemliydi. Ancak bir süre sonra Erdoğan yaptığı bir açıklama ile mutabakatı inkar etti, çözüm masası devrildi. 7 Haziran Seçimlerinde AKP önemli bir yenilgi alıp, HDP de büyük bir çıkış yapınca Türkiye yeniden savaş bataklığına gömüldü.
Kuşkusuz ki barış sürecinin sona ererek yeniden savaşa dönülmesi tek bir gerekçe ile açıklanamaz. Kürt tarafında da savaş isteyen, ulus devlet savunusu yapanlar mutlaka vardır ve yaşananlarda onlar da etkili olmuştur. Ancak sürecin savaşa evrilmesinin temel nedeni AKP’nin iç ve dış politika tercihleridir.
AKP’nin Suriye sınırında PYD’yi, Kürtleri komşu olarak istemediği bilinen bir gerçek. Rojova’da oluşturulan özerk ve demokratik kanton yönetiminin gelişmesi ve bölgeye örnek oluşturması AKP’yi tedirgin ediyor.
Öte yandan 7 Haziran Seçimlerinde HDP’nin büyük başarı kazanması ve Türkiye partisi olma yolunda ilerlemesi AKP’de korkuya yol açtı. Barış ortamında HDP’nin güçlenmesinin süreceği ve bir sonraki seçimde iktidara bile aday olabileceği endişesi ile düğmeye basıldı.
HDP bir barış partisi idi ve savaş ortamında işinin zorlaşacağı biliniyordu. Silahların konuştuğu yerde sözün değeri azalır ve milliyetçi söylemler öne çıkar. Nitekim 1 Kasım Seçimlerinde HDP bir milyona yakın oy kaybetti. AKP’nin planı tuttu ve yeniden tek başına iktidar oldu. Ama yetmedi, sırada Erdoğan’ın başkan olması var.
Öyle görünüyor ki AKP bu savaşı başkanlık referandumuna kadar sürdürecek. Savaş ortamında kutuplaşma keskinleştiği için MHP’lilerin de desteğini alarak rahatlıkla başkan olacak. Savaşı durdurup yeniden çözüm masasına dönerse, MHP tabanından oy alması zor. CHP ve HDP’den zaten oy alma şansı yok. Bu durumda başkanlık için tek yol savaş!
Aylardır çok acı olaylar yaşıyoruz. Kentler, ilçeler, mahalleler abluka altında. Günler, haftalar süren sokağa çıkma yasakları ile insanlar perişan. Üç aylık bebekten, 75 yaşında ihtiyara kadar onlarca sivil yaşamını yitirdi. Son günlerde polise ek olarak asker de savaşa girdi, tanklar sokaklarda dolaşmakla kalmıyor, evleri, okulları top ateşine tutuyor. Suriye, Filistin görüntüleri artık ülkemizde.
İktidar yapılan yıkımları, katliamları meşru göstermek için “ama onlar da hendek kazdı” söylemini kullanıyor. Bu söylem pek çok kişinin kafasının karışmasına, hatta iktidara hak vermesine yol açabiliyor. Aslında hendekler, barikatlar savaşın nedeni değil, sonucu.
Süreç sonlandırılıp savaş kararı alınınca, o bölgedeki gençler kendilerini savunmak için hendek açıp, barikatlar kurmuşlar. Bunu da eleştirebiliriz, ama öncelikle savaş kararını alanları eleştirmek gerekmiyor mu?
Daha önce çok söylendi ama bir kez daha yazayım, PKK bir sonuçtur, Kürt sorununun çözülmemesinin sonucu. Dolayısıyla Kürt sorunu çözülmeden PKK bitmez. Otuz beş yılda kırk bine yakın PKK’li öldürülmüş ama bitmemiş, çünkü ölenlerin yerine yenileri gelmiş.
Bu sorun, vatandaşlık tanımı, ana dilde eğitim ve özyönetim hakkı gibi demokratik hakların teslim edilmesiyle çözülür. Bu hakların hiç birisi de bu kadar insanın ölmesini gerektirecek, ülkeyi bölecek konular falan değil. Ayrıca hak!
Bu kirli savaşın hiçbir mantıklı gerekçesi olamaz. Eninde sonunda yeniden müzakere masasına dönülecektir, başka çaresi yoktur.
O halde şimdi bu insanlar neden ölüyor? Bu soruyu yüksek sesle sormak ve hep birlikte “Barış, hemen şimdi” diye bağırmak zamanıdır.
Ya hendekleri aşıp barışı, eşitliği kuracağız ya da “ama hendek” diye diye o hendeklerde birlikte boğulacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.02.2018
17.09.2016
13.03.2016
21.12.2015
9.02.2015
26.11.2015
11.11.2015
27.10.2015
11.10.2015
23.09.2015