Serdar KAYA
Geçen pazar Quebec’teki ayrılıkçı hareketten söz etmiş ve Kanada’daki tartışmalarda, “Quebec ayrılırsa, diğer eyaletlerdeki Frankofonların başına neler gelir”, “Quebec’te yaşayan Anglofonların hakları ihlal edilir mi”, “Nüfus mübadelesi yapılır mı”, “Annesi Frankofon babası Anglofon olanlar ne olacak” gibi soruları pek kimsenin sormadığını belirtmiştim. Türkiye’de ise, Kürtlerin ayrılması söz konusu olduğunda bu gibi sorular liberal olarak nitelendirilen yorumcular tarafından bile sorulabiliyor.
Gülay Göktürk’ün soruları
Gülay Göktürk, 31 Aralık 2011 tarihli yazısında, demokratik bir sistemde Kürtlerin ayrılma konusunda referanduma gitmeye hakları olduğunu belirtmekle birlikte, bu hakkın pratikte çok fazla anlam ifade etmeyeceğini ileri sürüyor. Çünkü, Göktürk’e göre, ayrılma sürecine gelindiğinde, taraflar, cevaplandırılması çok zor olan bir dizi soruyla karşılaşacaklar. Bu sorulardan bazıları şöyle:
(1) “Hiç kimsenin nüfus kâğıdında Kürt ya da Türk yazmadığına göre, kimler oy kullanacak bu referandumda? Çizilen Kürdistan sınırları içinde doğanlar mı? O sınırlar içinde yaşayanlar mı? Anadili Kürtçe olanlar mı? Yoksa kendini Kürt olarak beyan edenler mi? ... Kürt anadan Türk babadan doğanlar (ya da tersi): dörtte bir, sekizde bir oranında Kürt olanlar kendilerini ne sayacaklar?”
(2) “Kürtlere ‘Türklerle ayrı mı yoksa birlikte mi yaşamak istiyorsun’ sorusu soruluyorsa, hakkaniyet gereği, aynı sorunun Türklere de sorulması gerekmeyecek mi? Sandıklar Kürtlerin ‘birlikte yaşamak’ istediğini ortaya koyarken Türklerden ayrı yaşama isteği çıkarsa o zaman ne olacak?”
(3) “Sandıktan ayrılma çıkarsa, nüfus mübadelesi mi yapılacak? Nüfus mübadelesine kalkışılırsa, acaba kaç yüz bin aile parçalanacak?”
Bu sorulara demokrasi çerçevesinde verilecek herhangi bir cevap yok. Çünkü verilecek her cevap, uygulamaya döküldüğü an uluslararası hukuka göre suç teşkil edecek nitelikte.
Nüfus mübadelesi
Nüfus mübadelesi konusunu ele alalım. 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleştirilen nüfus mübadelesinden bu yana dünya çok değişti. Devlet eliyle nüfus mübadelesi, uluslararası hukuka göre artık bir suç. Hatta bu suç, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin belirlediği “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” arasında yer alıyor.
İnsanlar kendileri isterlerse, bir yerden diğerine elbette göç edebilirler –hatta bu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan bir hak. Ama devletin insanları göçe zorlaması ve gerek kimliklerinden ötürü gerekse başka nedenlerle onları kendi uygun gördüğü coğrafyalara yerleştirmesi gibi uygulamalar, kendileri adına kararlar alınan insanların hukukunun hiçe sayılması anlamına geliyor.
Hâlbuki, 1914, 1915, 1923, 1937, 1964 ya da (bindirilmiş kıtalar vasıtasıyla dolaylı olarak “halledilen”) 1934 ve 1955 gibi etnik temizlik örnekleri, hâlihazırda zaten Türkiye’nin tarihinde birer kara leke durumunda. Bir yandan bu gibi örneklerle yüzleşmeyi reddederken, diğer yandan aynı doğrultudaki yeni “macera”lardan söz etmek, gerek ülkenin kendi tarihinden gerekse insanlığın bugün geldiği noktadan pek bir şey öğrenilmemiş olduğunu ima ediyor.
Sonsöz
Gülay Göktürk etnik temelli yaklaşımlara mesafeli olan bir yazar. Dolayısıyla, yukarıdaki soruları, Kürt milliyetçilerine yönelttiği için bu eksende sorduğunu zannediyorum. Ancak, ilgili politikaları sadecepratikte uygulanamaz oldukları için eleştirmek yine de hatalı. Çünkü, özgür bir ülkede, bu türden politikaların, hayata geçirilmeleri çok kolay olsa bile uygulanmaları düşünülemez. Yani asıl sorun, böyle soruları hâlâ sorabiliyor olmakta.
[Önümüzdeki pazar, Gülay Göktürk’ün sorularını değerlendirmeye devam edeceğim.]
Ece Temelkuran ve Hrant Dink notu
Ece Temelkuran’ın The Guardian’da “Türk Gazetecileri Çok Korkuyor –ama bu yıldırma ile savaşmalıyız” başlıklı bir yazısı yayımlandı. AKP ile özgür düşünen gazeteciler arasına yapay denebilecek derecede keskin bir çizgi çizen yazıya, Hrant Dink’in AGOS önündeki üzeri örtülü fotoğrafı da eşlik ediyor. Türkiye’nin gerçeklerini yakından bilmeden yazıyı okuyan birinin Dink’in AKP tarafından sindirilen gazetecilerden biri olduğunu (ve hatta AKP tarafından öldürtüldüğünü) düşünmesi işten bile değil. Temelkuran’ın yazısını neden bu şekilde kurgulamayı tercih ettiğini bilemiyorum. Ama Hrant Dink’in adının ve fotoğrafının bu şekilde istismar edilmesi epey rahatsız edici.
Hrant Dink, maalesef, giderek bir imge (ve hatta bir marka) haline geliyor, getiriliyor. Bu imge, kişisel savaşlara ve siyasi aktivizme araç kılındığı ölçüde temsil ettiği gerçeklikten de uzaklaşıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014