Sinan ÇİFTYÜREK
Birden fazla bölgesinde savaşın yaşandığı Ortadoğu’da, bir süredir yatay seyirde olan Filistin meselesi, Trump’ın malum kararıyla yeniden alevlendi. ABD başkanı Trump, iki gün önce “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma vakti gelmiştir. Tel Aviv’deki Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma talimatı veriyorum. Zaten Parlamento orada, yüksek mahkeme orda, başbakanlık orada” dediği açıklamasıyla Ortadoğu, bu kez uzun süredir sessiz olan Filistin merkezli hareketlendi. Trump’ın bu kararıyla 20 yıldır Afganistan-Mısır-Ukrayna üçgeninde süren savaşın ağırlık merkezi yine aynı üçgende ama bu kez Filistin’e kayacak gibi.
Peki ama mesele nedir, nelere yol açar?
I - ABD Kongresi,1995 yılında Kudüs’e özel çıkardığı yasayla Kudüs’ü “İsrail’in Başkenti olarak tanımasını ve ABD Büyükelçiliğinin de Kudüs’e taşınmasını tavsiye etmişti ama Trump başkan oluncaya dek yani geçen 22 yıldan beri bu tavsiye kararı uygulanmadı. Şimdiye kadar uygulanmayan tavsiye kararını Trump neden uyguladı?
Birincisi; Trump başkanlık yarışı sürecinde, “Kudüs’ü başkent olarak tanıyacağını” özellikle güçlü olan Yahudi lobisi başta olmak üzere seçmen kitlesine vaat etmişti. Trump, seçimi kazanmak için hile dahil her yolu mubah saymıştı.
İkincisi; Trump’ın, seçildiği günden beri kendisini ABD başkanlığına layık görmeyip aşağılayan ve başını entelektüel damarın çektiği kamuoyu basıncından Yahudi lobisinin de desteğiyle sıyrılma çabaları.
Üçüncüsü ve önemlisi; Trump’ın seçim kampanyası sırasında dış politika ekibi içerisindeki bazı unsurların, “Trump ile bazı üst düzey Rus yetkililer arasında görüşme ayarladıklarını” FBİ’ya itiraf etmelerinin yarattığı kuşatmayı hafifletme arayışı…
Dördüncüsü; Ee Trump cumhuriyetçi ve yolu faşizme açılan nasyonal ulusalcılardan farkı olmayan neocon ekibinden. Dün Bush Irak işgaline yönelirken nasıl atası Britanya dahil kimseyi dinlemediyse, hatta Buhs “ya bizimlesiniz ya karşımızda” diyerek herkesi karşısına aydıysa şimdi de Trump’da benzer tavrı Kudüs meselesinde alıyor fakat mesele İsrail/Musevilik olunca Batı’dan gelen, gelecek tepkilerin cılız olacağını biliyor!
Trump ve ekibinin bu kararla birden fazla hedefleri var. Hem kongre’nin tavsiye kararını yerine getirerek bu sıkışmışlık durumda Yahudi Lobisi’nin desteğini arkalayıp iç kamuoyu baskısını hafifletmek; hem iç kamuoyunun dikkatlerini dışarıdaki kimi “başarılarına” yöneltmek. Ayrıca Ortadoğu’da IŞİD sonrası varlık gerekçesi sorgulanmaya başlanan ABD’nin askeri varlığının zeminini diri tutmak gibi... birden fazla amacı taşıyor. Şunu da ekleyelim, Kudüs, Trump yönetimindeki ABD emperyalizminin zalimden yana tavır almasının ilk örneği değil daha kısa süre önce Kerkük’te benzer tutum alarak Kürdistan halkını değil işgalci Irak rejimini desteklemişti.
II - Trump bu karar ile Filistin-İsrail meselesinde yeniden savaş seçeneğini öne çıkararak İsrail’in elini güçlendiriyor çünkü savaş siyasetiyle, İsrail her defasında bir adım daha Filistinlilerin yaşam alanlarını daraltıyor. 1948’de İsrail bağımsızlığını ilan ettiğinde, Birleşmiş Milletler planında yüzde 55’i Yahudilere, yüzde 45’i ise Filistinlilere ayrılmıştı. Bağımsızlık ilanıyla başlayan İsrail-Arap savaşında, Filistinlilerin elinde %22 civarında toprak kaldı. Ayrıca 1967’deki “Altı Gün Savaşı”nda İsrail bu %22’lik kısmı da işgal etti. Doğu Kudüs o günden beri İsrail denetiminde. Filistin Ulusal Konseyi de bu işgale rağmen 1988’den beri “başkenti (Doğu) Kudüs olan Filistin Devleti’nin kuruluşunu ilan etti”. Ancak İsrail’in gizli ajandasında Filistin diye anılan şu anki çok sınırlı alanlarında süreçte ilhak ve işgali bulunmaktadır. Sadece İsrail değil başta Britanya ve ABD gizli ajandalarında Filistin yurdu olarak nüfusunun %70i Filistinli olan Ürdün toprakları görülüyor.
İsrail amacı, birçok devletin tanıdığı ve hatta temsilcilik bulundurduğu Batı Kudüs ve Doğu Kudüs şeklindeki “Kudüs ortak Statüsü”nü bozmak hatta tümüyle ortadan kaldırmak. Çünkü dünden bugüne, İsrail ile Filistin arasında devam eden sorunların temelinde, Filistin'in Doğu Kudüs'ü gelecekteki bağımsız Filistin devletinin başkenti yapma kararı bulunur.
III - Trump’ın Kudüs kararına tepkiler farklı dozlarda yükseliyor. Görünürde, İngiltere, Almanya, Fransa, Çin vb karara karşı çıkıyorlar ama en sert tepkiler Türkiye ve İran’dan. Türkiye dönem başkanlığını yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) Kudüs gündemiyle olağanüstü toplantıya çağırdı. Görünen şudur, İİT toplantısında en sert tutumu Türkiye ve İran alacak. Başta Arap ülkeleri olmak üzere diğer İslam ülkelerinin tepkilerinin yüzeysel kalacağı ilk verdikleri tepkiden ya da Türkiye’ye gelen Ürdün kralının tutumundan az-çok belli.
Peki AKP/Erdoğan, Kudüs meselesinde elde bayrak neden en önde koşuyor?
Trump'n aptalca Kudüs kararı üzerinden sokağın ruhunu kaşıyarak Zarrab-yolsuzluk-rüşvet-Man adalarına para kaçırma…gibi olayları kamuoyu gündeminden düşürmek; oy oranlarının düştüğü süreçte İslami duyarlılığı Filistin’i “sahiplenme” iklimiyle yeniden arkalamak; 28 .06. 2016’da İsrail ile Mavi Marmara olayı anlaşmasında atılan imzanın Kudüs’te imzalamış olmasıyla bir nevi İsrail başkenti olarak tanımış olmanın yani“Kudüs’ü Trump’tan önce AKP hükümeti tanımış” olmasının İslami duyarlılıkla olanlarda yarattığı kırılganlığı aşmak ve Kudüs’ü halen “Osmanlı vilayeti” görmeolarak özetlenebilir! Yani Trump'ın Kudüs kararına, Erdoğan ve AKP’nin en sert tepkileri iç siyaset odaklı. ilginçtir Trump bu kararla, Erdoğan/AKP’nin İç siyasetteki kuşatmayı hafifletme de adeta imdadına yetişti!
IV - Batı Kudüs’ün İsrail, Doğu Kudüs’ün ise Filistin başkenti olduğu iki devletli çözümü savunan Putin Rusya’sı, Trump kararı karşısında halihazırda çok fazla renk vermiş değil. Fakat beklenmedik bir ziyaret olarak Putin Ankara’ya geliyor olması Kudüs’te de tıpkı Suriye gibi ortak politikalar arayışında olacağı görülüyor! Fırsatlar adamı Putin, Kudüs meselesi üzerinden Türkiye’nin, ABD/Batı ile ilişkilerini biraz daha geriletme de “iyi bir fırsat daha” diyerek Batıdan kopuşunu derinleştirme amacında olacağı açık. Erdoğanlı Türkiye’de buna hazır görünüyor.
V - Erdoğan Kudüs kararında Trump için “ben güçlüyüm öyleyse haklıyım diyorsa yanılıyor, güçlü olmak haklı olmak demek değildir, haklı olan güçlüdür. Burada biz haklıyız” diyor. Her güçlü olanın haklı olmadığı genel doğrudur, peki Erdoğan aynı şeyi haklı olan Efrin Kürtleri için de söyleyecek mi? Yoksa “TC güçlü ve haklı mı” demeye devam edecek? Tepeden tırnağa haksız, fitne-fesat ve fakat güçlü görünen İran (Irak) ırkçı rejimleri, haklı olan Kürtlerin kenti KERKÜK’Ü işgal ederken arkalarında saf tutan Erdoğan nasıl olur da Trump için ”Ben güçlüyüm öyleyse haklıyım diyorsa yanılıyor güçlü olmak haklı olmak demek değil, haklı olan güçlüdür” diyebiliyor? Erdoğan’ın bu söylemine rağmen Türkiye “ben güçlüyüm istediğimi yaparım” deyip Efrin’i işgale kalkarsa halklı olanın gücüyle yüzleşecektir.
VI –“Filistin meselesi çözülmedenOrtadoğu’ya barış gelmez” demek doğru ama eksik doğrudur çünkü bu söylem hem 30 yıl öncesinin söylemi olup günümüzü yansıtmadığı gibi hem de Yemen, Lübnan, Suriye, Irak ve de Kürdistan meseleleri var. Unutulmasın ki bölge barışı, Filistin’den çok daha geniş bir mesele olan Kürdistan meselesinin de çözümüne bağlıdır.Yani Türkiye sosyalist hareketini, bütünlüklü yaklaşmaya ve yıllardın sürdürdüğü Filistin’e destek, Kürdistan’a köstek tutumunu aşmaya çağırıyoruz.
Örneğin, ABD başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail başkenti olarak tanıması nedeniyle ABD ve İsrail’i protesto eden Türkiyeli sosyalist partiler;16 Ekim’de İran’ın kurgulayıp Irak üzerinden uyguladığı veTürkiye’nin aktif desteklediği, ABD’nin de yol verdiği Kerkük işgali nedeniyle neden İran-Türkiye ve ABD’yi protesto etmediler? Sizi Kemalistler!
Unutulmasın ki 20 yıldır belirttiğim üçgende süren savaşın merkezinde Kürdistan var ve bölgede hangi taşı kaldırırsanız kaldırın altında Kürt/Kürdistan meselesi çıkar. Hatta hangi siyasi-askeri denklem kurulursa kurulsun illaki Kürdü/Kürdistan’ı içermek zorundaysa, Kürdistan meselesi görmezlikten gelinerek bölge barışı sağlanamaz. Ve 16 Ekim sonrası gelişmeler, Kürdistan meselesini Hewler-Efrin hattında birliğe zorlayarak yeni bir evreye sıçramaya gebe!
Sonuç olarak; Kudüs, tarihte Musevi-Hıristiyan-Müslüman inançtan halkların yaşam merkezi olmuştur, bugünde öyle kalmalıdır. Kudüs, üç İbrahimi (Semavi) dinin ortak kenti ise, üç inançtan halkların yaşama hakkı vardır. Dolayısıyla Musevilerin olduğu kadar Hıristiyanların ve de Müslümanlarındır da.
Beş bin yıllık antik, klasik ve modern tarihi ve özelde de İbrahimi dinler boyunca Kudüs, önce Museviliğe, sonra Hıristiyanlığa ve Müslümanlara ev sahipliği yaptı. Bu uzun tarih boyunca Siyasal iktidarların inanç ve etnik kimliğine göre nüfus yapıları değişse de her zaman İsrailoğulları ile Araplar ortak yaşamışlardı.
Ve önemlisi İbraniler de, Araplar, Süryaniler, Akadlar gibi Sami etnik grup veya boy veya ırktan geliyorlarsa, yani etnik olarak aynı fakat inançta farklılaşıyorlarsa; yaşayan Sami dillerinin en önemlileri Arapça ve İbranice ise;Yine İsrailoğulları ile Araplar, Kenan denilen ve bugünkü İsrail, Filistin, Lübnan ile Mısır ve Suriye’nin kıyı şeritlerini kapsayan coğrafyada binlerce yıl birlikte yaşamışlarsa; yani Araplarla İsrailoğulları, etnik ve coğrafik kimliği olarak kardeş halklar ise Kudüs de onların ortak kentidir!Dolayısıyla Kudüs kimin başkenti olduğuna/olacağına ABD ya da İngiliz emperyalist hükümetleri ya da İran veya Türkiye sömürgeci rejimleri değil Filistin ve İsrail halkları karar vermelidir!
Çözüm, BM dahil genel kabul gören iki devletli çözüm olarak, Batı Kudüs’ün başkenti olduğu İsrail ve Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu Filistin devletidir.
İsrail rejimi, Filistin halkının öfkesini ürünü olan barışçıl sivil tepkilerine karşı askeri güç kullanmaya son vermeli. Filistin Yönetimi ile BM gözetiminde iki devletli çözümü barışçıl zeminde sonuca ulaştırmaları, başta Filistin halkı olmak üzere herkesin yararınadır.
Kürdistan halkları ve siyaseti; bağımsız Filistin devletini desteklerken, “Kürdistan’ın kurulması vahim bir sonuçtur” diyen Mahmud Abbas’a; dün Filistin gerillalarını birkaç kuruş rüşvet kaşlığında Saddam’ın yanında Kürt halkına karşı savaşa gönderen Filistin yönetimine aldırmadan Filistin halkının davasıyla dayanışma içerisinde olma bilinciyle davranmalıdır.
09.12.2017
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018