Ufuk COŞKUN
Bilindiği gibi BDP’li Kürt Milletvekilleri "varlıklarını Türk varlığına armağan eden" bir kesim tarafından saldırıya uğradı. “Benim ülkem” fikrini ve inancını kalbinin derinliklerinde hissedenler, İsmet İnönü’nün ifadesiyle aldıkları milli terbiye ile kendi ırkını diğerlerinden üstün görenler, kendilerini yaratıcının sevgili biricik kulu sayanlar tarafından taşlandılar ve nefretle karşılandılar. Çünkü milliyetçilik nefreti besleyen ve büyüten bir duygudur. Ve ulus devletlerle birlikte eğitim aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Örneğin bizde CHP 1931 yılında eğitim programına; kuvvetli cumhuriyetçi ve kuvvetli milliyetçi yetiştirmek tahsilin her derecesi için mecburidir yazdırmıştır. Dönemin Maarif Vekâleti ise “Dünyada anamızdan da canımızdan da çok sevdiğimiz iki şey vardır; Türk yurdu ve Türk milleti” yazdırıyordu programlara. Aynı programlarda ve ders kitaplarında gerektiğinde genel çıkarlar için bireysel çıkarların memnuniyetle feda edilmesinin bir meziyet olduğu aktarılıyordu. Tarih kitaplarında ise “Doğu Anadolu Kürtsüz bir biçimde dile getiriliyor ve asılları en saf Türklük kökünden geldiği halde asırlardan beri hariçten giren siyasi tahrikler ve saltanat iradesinin fena siyasetleri yüzünden bir kısmı kendilerini Türklükten ayrı saymaya başlamış olan şark vilayetleri Türkleri arasında türlü menfi politika telkinleri yürütülüyordu. Okullarda; öz Türklerin kuvai milliye hareketine destek veren, yeni Türk devletine inanan, vatan ve milletin kurtuluşu için her türlü fedakârlığı yapan insanlar olduğu öz olmayan Türklerin ise; halifelik ve saltanat yanlısı, padişah ve onun hükümetinin yönlendirmesiyle milli mücadeleyi engellemeye çalışan” ötekiler olduğu vurgulanıyordu.
Türk gençliğinin gerekirse vatanı uğruna canlarını seve seve vermeleri gerektiği de ders kitaplarında işleniyordu. “Vatan sevgisi doğal olarak, vatan için fedakârlığı hatta ölümü bile seve seve göze almayı gerektirmektedir.Doğru sözlü, temiz yürekli, vatan için kahraman ve fedakâr çalışkan ve bilgili olmaya çalışınız. Ancak bu ahlakla ve vatan için canınızı feda etmek ülküsü ile birbirinizi severek Türk adını göklerde tutabilirsiniz” diyordu ders kitapları..Daha düne kadar askerlerin girdiği Milli Güvenlik derslerinde ise milliyetçi olmayan rejim düşmanı olarak gösteriliyordu. Kitaba göre herkes milliyetçi olmak zorundaydı. Çünkü iç düşmanlarımızı ancak milliyetçi duygularla yok edebilirdik. Sinop’ta görüldüğü gibi! Türklük bilincinin ve Türk inkılâbının genç nesillere benimsetilmesi düşüncesinin parti ve eğitim programlarında yer ettiği bir ülkede insanların içinde militan bir ruh gelişmesi doğal sonuçtur. Bu durumda insanlar diğerlerine karşı iflah olmaz bir nefretin de sahibi oldular..Bu yüzden Kürt,Alevi, Başörtülü,Ermeni,Ateist vs birer düşman olarak yer ediyor zihinlerinde..İşte bu yüzdendir ki bir taraftan eğitim sisteminin milliyetçi anlayıştan arınıp özgürlükçü ve çoğulcu bir anlayışa evirilmesini istememin bir nedeni de budur.Çünkü milliyetçilik fikrinin eğitim aracılıyla kuşaktan kuşağa aktarıldığı bir ülkede Kürt sorununu,Alevi sorunu ve Ermeni sorunu bu şekilde asla çözemeyiz.
Yıllardır aldığımız bu türden bir Türklük terbiyesi ile de tarihi boyunca sürekli sevaplarının kaydedildiği bir ülkenin insanları saydık kendimizi..Aynı zamanda hataların kaydedilmediği, büyüklüğümüze yediremediğimizden dolayı da hatalarla yüzleşilmediği bir toprak parçası üzerinde tertemiz bir hayat yaşamakta olduğumuza inandık. Hata yapmak bir Türk’e yedirilemedi bu ülkede..Bu yüzden bu toprak parçası üzerinde hatasını kabul eden ve onu itiraf ederek telafi etme erdemini gösteren bir devlet büyüğüne rastlamak neredeyse imkansız gibidir.Çünkü Allah’ın has kullarıydı onlar.Masum,hatasız,yanlış yapmayan kutsal,dokunulmaz,hikmetinden sual olunmaz varlıklardı.Türk’lerin at sırtından başlattığı bu kutsal yolculukta hep yol gösterici oldular.Öyle ki Türk milletini yönetenler neredeyse birer melekti..Melekler tarafından yönetildiğini sanıyordu Türk milleti de..Türklerin insanlık tarihinden bu yana işlediği sevapları ve günahları bir teraziye koyma imkânımız olsaydı eğer muhakkak terazinin ağır basan sağ tarafı bizlerin olurdu.Şimdi gelin bu duygu ve inançla yoğrulmuş insanlardan diğerlerinin de kıymetli ve değerli olduğuna dair bir duygu elde edin. Milliyetçilik fikrinin her şeyin üstünde tutulduğu bir yerde insanların diğerlerine görecek gözü olmaz. Ancak Sayın Tayyip Erdoğan’ın BDP’li Kürt milletvekillerini savunması ve bu minvalde milliyetçiliğin her türlüsüne karşı çıkması kuşkusuz çok önemli. Artık milliyetçi fikirlerden arınmak zorundayız. Milliyetçilik bir hastalıktır ve barışın önünde ciddi bir engeldir. Bunu da ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadelerinde gördük. Çünkü yazımın başında da ifada ettiğim malum eğitim programlarına ve ders kitaplarına kuvvetli milliyetçiliği vurgu yapan bilgileri yazdıran parti CHP’dir. Ve CHP bununla yüzleşmediği sürece bir Türkiye partisi olmayacaktır.MHP’yi mevzubahis bile etmiyorum..
Her şeye rağmen AK Parti’nin ve özgürlükçü kesimin(Türk, Kürt, Alevi, Liberal fark etmez) gayretleriyle Türkiye son yıllarda ciddi bir “barış” imkânı yakaladı. Şüphesiz barış; kandan, nefretten ve faşizmden beslenenler için ürkütücü bir kavramdır. Bir o kadar da gereksizdir. Çünkü hatadan münezzeh bir ırk için barışa da gerek yoktur. Barış ancak özgürlükçü, sağduyulu insanların Türküyle Kürdüyle birlikte yaşama arzusu güdenlerin işidir. Ve çok şükür buna müsait bir imkân yakaladık. Bu iki kesimin mücadelesi Türkiye’nin kaderini belirleyecektir. Kalıplaşmış kavramların, korkuların ve vehimlerin ötesinde duru bir zihinle insanlığımızı ön plana çıkartarak kendi aramızda özgürleşmeyi, barışı, huzuru, hukuku ve adaleti sağlamanın yol ve yöntemlerini aramak durumundayız. Herkes elini vicdanına koyarak meselelere önce insani açıdan yaklaşmak durumundadır. Bu bakımdan insan hak ve özgürlüklerini sahip çıkmak demek bir bakıma toprağına, yurduna ve insanına da sahip çıkmak demek değil midir?
Bir Türk olarak bugüne kadar Kürt halkının doğuştan sahip olduğu değerleri aşağılayan, yok sayan, inkâr eden bir anlayışın yerine bu insanların sahip oldukları değerleri benimseyen, haklarına saygı duyan ve sahiplenen bir anlayışın öncelikle biz Türklerde yer etmesi gerektiğini tekrar vurguluyorum. Bu karmaşık ve çözümü de bir hayli güç sorun karşısında bize düşen sorumluluk bu olmalıdır. Tekrar tekrar eski defterleri açmanın bir manası yok. Herkes elini vicdanına koymalı. Türk=İnsan demek değildir. Hiçbir ideolojinin esiri olmadan ve kimsenin yol göstericiliğine kanmadan özgür, çok kültürlülük temelinde ve önce insan diyerek barışa sahip çıkmalıyız. Yeni anayasa ve barış sürecinde ve üst kimlik tartışmaların yaşandığı bir dönemde vahim hadiselerle karşılaşabiliriz. Provokatörler bu süreçte boş durmayacaktır.. Örneğin daha yeni İstanbul Sultanbeyli’de Atatürk heykeline baltalı saldırılı yapılmış. Milliyetçi, ulusalcı zihniyetlerin sahnede yer alacağı çetin bir dönemden geçiyoruz...Türküyle Kürdüyle bu ülkede özgürce yaşayabilmenin yolu çetin.Ancak bunu aşabilecek durumdayız.Ben umutluyum.. Bu arada BDP’li Kürt milletvekillerine geçmiş olsun diyorum..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019