Ufuk COŞKUN
Bizden özgürlük değil, ekmek istiyorlar, ekmek!..” diye haykırıyorduMussolini..Ve sonra “İnan, itaat et ve savaş” diyerek bitirmişti sözlerini. Yani önce ekmek diyordu.. Hitler’ de önce ekmek diyen diktatörlerden. Bunlara göre insan,evlerinin önünde bağlı duran birer köpekten farksızdı.İnsanı köpek yerine koyan diktatörlerdi bunlar. Acıktığında ekmek verilen ancak karşılığında sonsuz bağlılık ve itaat beklenen.. Bilirsiniz tek parti dönemi zihniyeti de önce ekmek demişti. Dönemin İslam âlimlerinden Said Nursi(r.a) bu zihniyete olan tepkisini şu ifadelerle göstermişti."Ekmeksiz yaşarım ancak hürriyetsiz yaşayamam.’ Kendi ideolojilerine bağlı, bağımlı, itaatkar birer vatandaş yaratmanın bir başka yolu ‘ekmek..’İtaat edin, sadık kalın, ve canınız pahasına savaşın, gerekirse de ölün...Bu yüzdendir ki otoriter zihniyetler önce ekmek der.Bu bakımdan tarih önce ekmek diyenlerin hazin öyküleriyle doludur. Çünkü önce ekmek demek bir bakıma “size özgürlük yok” demek anlamına gelmektedir.
Bugün Cemaat, CHP, MHP ve bileşenleri sembolik bir aday etrafında önce “ekmek” diyorlar. Sevgi ekmek için, bolluğu ekmek için, iman-ı ekmel, ihsân-ı ekmel gibi laflar işin süslü tarafı. Oysa bu, özgürlüklerden mahrum bırakılacak bir halk anlamına gelmektedir. Çünkü buradaki ‘ekmek’ten kasıt Ekmeleddin değildir; statükodur, resmi ideolojidir, farklılıklara şans tanımayan, itaatkâr, uysal, tekçi bir yapının devamıdır. Kısacası eski Türkiye’dir. Bugün karşımızda yıllardır dindar ailelerin çocuklarını mağdur eden, farklı dilleri yasaklayan, darbelerle ülkenin her bakımdan geriletilmesinde rol oynayan, otoriter laikçi tutumlarıyla, Müslüman insanları türlü zulümlere maruz bırakan, çağdaşlık, ilericilik adı altında da Anadolu insanını aşağılayan bir yapının adayı var. İlaveten, zamanında bu zihniyetin karşısında dimdik duran Said Nursi’ye bile aldırmadan tersi istikamette yol tutan bir cemaat... Ve cemaat bu yapının yanında gösterdiği üstün performansla halk nezdindeki itibarını artık sıfırlamıştır. Bugün hiçbir vicdan sahibi insan bu olan bitenleri bir sivil toplum yada dini bir cemaat penceresinden bakamaz.
10 Ağustos’ta ellerini ovuşturarak bekleyen, önce “ekmek”çilerle, önce özgürlük diyen cesur siyasetçilerin, hak, hukuk ve insan diyen insanların mücadelesine tanıklık edeceğiz. Bilirsiniz özgürlüğün tadını alanlar özgürlüğe, statükodan, tekçi yapılardan faydalananlar da statükoya doğru koşarlar. İnsanlar özgürleştikçe hayatlarının bir anlamı olur, insan özgürleştikçe, duru bir zihinle piyasayı da doğalıyla yürütme imkânına sahip olur. Ekmek diyenler, ekmeğe muhtaç bırakılanlar, tekçi ideolojilerine kul köle olunmasını isteyenlerin ülkesinde insanlar kendi özgür iradelerini ortaya koyma imkânlarından yoksun bırakılırlar. Asıl fakirleşme, yoksullaşma ve insan itibarını yitirme budur. Hatırlayınız Kürt sorununda önce ekmek (güya demokrasi) diyenlerin asıl amacı barış sürecinin bozulması idi. Oysa bu süreçte önce barış ve özgürlük diyenler kazandı.
Ülke Kürt sorununda atılan cesur özgürlükçü adımlarla gün geçtikçe çehresi değişti/değişiyor. İnsan hakları alanında attığı özgürlükçü adımlarla gün geçtikçe gelişiyor. Dış siyasette önce mağdur edilen halklar diyerek güttüğü siyasetle de gün geçtikçe itibarı arttı/artıyor. Her geçen gün büyüyen, gelişen ve itibarı artanTürkiye gerçeğinin ardında yatan sır; önce özgürlük ve insan diyen bir hizmet anlayışıdır. Anadolu insanı artık ‘ekmek’ demenin ne anlama geldiğini çok ama çok iyi biliyor. Bu bakımdan yıllardır kendilerini onurlu hissettiren bir siyasetçiye oy veriyor. Ve özgürlüklerine sahip çıkıyor. Çünkü insanlar artık kendilerini itaatkâr sıradan halk yığınları olarak görmek istemiyor. Bu ülkenin saygın, onurlu, özgür birer vatandaşları olarak görmek istiyorlar. 10 Ağustos işte bu “ekmek ”diyen katı, otoriter, tekçi eski Türkiye zihniyeti ile özgürlüklerin tesis edildiği insanın kendini güvende, huzurlu ve özgür hissedeceği adil bir ülkede yaşamak isteyenlerin mücadelesinin tarihi olacaktır. Görünen köy kılavuz istemez derler. Seçimlerin sonucu belli. Tayyip Erdoğan bugüne kadar halk lehine gösterdiği gayretlerinin mükâfatını kuşkusuz alacaktır. Allah aşkına, bu insanlar kendilerine Kemalist, ilerlemeci, çağdaş, pozitivist aydınlar gibi hakir görmeyen aksine “kardeşlerim” diye hitap eden ve “sizi Allah için seviyorum” diyen bir başbakana oy vermeyecekler de kime verecekler?
Kısacası, bu ülke, üzerinde yaşayan insanların -rengine, ırkına, diline ve inancına bakılmaksızın- her türlü haklarını rahatlıkla kullanabildiği ve herkesin özgürce yaşayabildiği ve mutlu olabildiği bir ülke olduğunda bir anlamı olacak. Önemli olan burada yaşayan insanların “insanca” yaşayabilecekleri, kendilerini buraya ait hissedebilecekleri bir hukukun inşa edilmesidir. Alevinin, Kürdün, Türkün, dindarın, ateistin, solcunun, Ermeninin, Süryani’nin, Yahudi’nin ve Hıristiyan’ın bir arada özgürce yaşayabildiği tüm haklarına kavuşabildiği bir ülke ancak kıymetli olur. Değerli olan insandır. Değer olan özgürlüktür, haktır, hukuktur, ahlaktır, vicdandır. Hiç kimse hem sorumluluk hem de umutsuzluk hissine aynı anda kapılamaz” der Saint Exupery. Bu anlamda sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ve umutluyuz. İnsanın değerlerine saygı duyulacağı özgürlükçü, vicdan sahibi insanların yeni Türkiye’sine hoş geldiniz. 19.yüzyıl bataklığından kurtulamayan eski Türkiye’nin devri artık kapanmıştır.Şimdiden hayırlı olsun...
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019