Yalçın AKDOĞAN
İstihbarat faaliyeti ile diplomatik faaliyet iki farklı iştir. Bu iki alanın kesiştiği yerler elbette vardır. Diplomatik misyonların içinde istihbarat birimlerinin temsilcileri de bulunabilir. Ama temelde ajanlık ve diplomatlık iki farklı eğitimi, uzmanlaşmayı ve iş tanımını gerektirir.
Büyükelçiler ülke politikalarının yansımalarını ve diplomatik ilişkileri yürütmek için vardırlar. Bir ülkenin başka bir ülkedeki temsilcisi olmak öncelikle kendi ülkesinin çıkarlarını korumayı gerektirse de aynı zamanda görev yapılan ülkeyle karşılıklı ilişkileri ve çıkarları geliştirmeyi de esas alır.
Diplomatlar, diplomatik ilişkileri yürüten kişilerdir, istihbarat kurumlarının istasyon şefi değildirler. Elçi, bir ülkenin tüm kurumlarının ve politikalarının temsilcisidir, bir istihbarat kurumunun temsilcisi değildir ve öyle davranamaz.
Kimi zaman ülkeler istihbarat kökenli büyükelçiler görevlendirirler, muhtemelen karşılığında da kendi ülkelerinde benzer özellikte bir büyükelçiyi görürler.
Kökeni ve uzmanlığı ne olursa olsun büyükelçi öncelikle diplomatik misyonun gereklerine göre hareket etmek durumundadır.
Görev yapılan ülkenin içişlerine karışmak, gelişmelere ayar vermeye çalışmak veya siyaset mühendisliğine soyunmak diplomatik bir görev olamaz.
Özellikle diplomatik misyonlarda görevli yerli şahıslar hukuktan azade değildirler, suç işleyemezler ve ülkelerine ihanet edecek faaliyetlerin parçası olamazlar. Bu şahıslara yönelik adli takibatlar ise başka bir ülkeye yönelik tavır olarak anlaşılamaz ve iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyecek bir hadise olarak nitelendirilemez.
Ayrıca gizli servislerin başka ülkelerde darbeler, sosyal kalkışmalar, siyasi çalkantılar meydana getirmeye çalışması zaten başlı başına uluslararası bir suçtur.
Neticede Büyükelçi sorun üreten değil, sorunları hafifleten kişi olmak zorundadır. Eğer büyükelçi iki ülke ilişkilerine gölge düşürmeye başlarsa en temel görevini yerine getirmiyor ve bir yük’e dönüşüyor demektir.
Ülkeler arasındaki birçok sorun bazen büyükelçilikler veya diplomatların kişisel tavırlarıyla okunmaya çalışılır. Bu çoğu zaman doğru bir yorumlama olmaz. Büyükelçilerin tek başına iki ülke ilişkisinin eksenini değiştirme gücü yoktur. Ama kimi zaman ilişkileri zehirleme gibi bir durum da sözkonusu olabilir. Görev yapılan ülkedeki görünümü, hadiseleri, gelişmeleri yansıtma biçimi belirlenecek politik tavırlara etki yapabilir. Yanlış takdim ve konumlandırma yanlış politikalar ve tavırlar üretilmesine sebep olabilir. Ülkelerin bürokratik kanallarından yanlış yönlendirmeler südur ederse siyasi kanallar da yanlış algılara kapılırlar ve yanlış kararlara imza atarlar. Bürokratik oligarşinin siyaseti yönetmeye çalışması her ülke için başedilmesi gereken bir sorundur.
Bizim güzel bir sözümüz vardır, “Elçiye zeval olmaz” diye… Elçi kendisine iletilen talimatı ve mesajı aktarır ve bunu yaparken de kişisel konumu koruma altındadır. Eğer elçi kişisellikle mesajı etkiliyor ve muhtevaya zarar vermeye başlıyorsa o zaman zevale yaklaşıyor demektir.
Türkiye’de görevli bazı diplomatların değişiklik durumlarında henüz yeni gelecek büyükelçiden dolayı değil, mevcudun ayrılmasıyla bile ilişkilerin iyileşmesi için yeni bir umut doğduğu düşünülüyorsa ortada ciddi bir sorun vardır.
Türkiye’nin hem ülke yönetimleriyle hem de onların temsilcileriyle ayrı ayrı ilişki geliştirmek durumunda kalması, hükümetlerle arası iyiyken elçilik krizleriyle uğraşmasıtalihsizliktir. Görev yapılan ülkedeki hassasiyetleri gözetmek bir büyükelçinin öncelikli duyarlılığı olmalıdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019