Yaşar YAKIŞ
Suriye Türkmenlerine yönelik politikamız her zaman duyarlı bir konuydu ama şimdi daha da duyarlı hale geldi.
Çünkü Gaziantep-Halep yolu üzerindeki stratejik Nubbul ve Zehra kasabaları rejim güçlerinin eline geçti. Böylelikle Halep dolaylarındaki muhalif unsurlara ve Türkmenlere Türkiye'den sağlanan desteğin en önemli ikmal yolu kesilmiş oldu.
Türkmen politikamızı yürütürken, bu soydaşlarımızın birer Suriye vatandaşı olduğunu daima göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu satırların yazarı Türkiye'nin Şam Büyükelçiliğinde görevli olduğu yıllarda, bölgeyi köy köy dolaşmıştır. Oralarda yaşayan soydaşlarımız Türkmen olmaktan her zaman gurur duyuyor ama kendilerini Suriye devletinin sadık birer vatandaşı olarak tanımlıyorlardı. Tıpkı Türkiye'de Kürtçe konuşan birçok yurttaşımızın, Kürt olmaktan gurur duymakla birlikte kendilerini aynı zamanda Türk devletinin sadık birer vatandaşı olarak görmeleri gibi.
Türkmen soydaşlarımızın Suriye krizinin çözümlenmesinden sonra da orada yaşamaya devam edeceklerini varsaymamız gerekir. Çünkü evleri-barkları, tarlaları ve iş yerleri oradadır. Cedlerinin mezarları o köylerdedir. Suriye krizinin nereye varacağı henüz belli değildir. Türkiye, halen, Suriye krizinin Beşşar Esed'li mi yoksa onsuz mu çözümleneceği hususuna takılıp kalmıştır. Türkiye'nin bu takıntıyı bir yana bırakıp ayakları daha fazla yere basan bir politikaya yönelmesi ve Türkmenlerin geleceğini kollamaya öncelik vermesi gerekir.
Çünkü Batılı müttefiklerimiz de dâhil olmak üzere uluslararası camia geçiş döneminin Beşşar Esed'li olmasını kabullenmiş görünmektedir. Bu tutum geçiş döneminden sonra Esed'in görevi bırakacağı anlamına gelmiyor. İran'ın Esed'i görevde tutmak için elinden geleni yapacağı anlaşılmaktadır. Rusya da daha uygun bir alternatif bulamazsa Esed'le devamı tercih edebilir. Arazide bu iki devlet öteki bütün aktörlerden daha güçlü olduğuna göre, çözümün şekillenmesinde onların daha etkili olacaklarını kabullenmek gerekir.
Esed'siz bir çözüm benimsense dahi, rejimin üst düzey kadrosunun tümü tasfiye edilecek değildir. Muhtemelen büyük bir kısmı yerlerini muhafaza edeceklerdir. Belki sadece Beşşar Esed'in yerine başka bir şahıs cumhurbaşkanı olacak ve yola onunla devam edilecektir. Böyle bir senaryoda, kriz sonrası Suriye rejiminin Türkmen soydaşlarımıza nasıl bakacağını iyi değerlendirmemiz lazım. O rejim, Türkmenleri, Suriye'nin başı belada iken, yabancı bir ülke ile işbirliği yapmış bir halk olarak görmemelidir. Şu anda böyle bir izlenim maalesef vardır. Türkiye'nin bu izlenimi silmek için yoğun bir çaba sarf etmesi gerekiyor. Bu yapılmazsa o rejim Türkmenlere ağır bir bedel ödetebilir. Gerçi şimdi rejime muhalefet eden Araplar da kendi ülkelerinin yönetimine başkaldırmış kitleler olarak görülecektir. Ancak kendimizi aldatmayalım. Arap kendisini affetmenin yolunu bulur ama Türkmen bulamaz. Çünkü ülke halkının çoğunluğu Araplardan oluşuyor. Hiçbir devlet kendi halkının çoğunluğunu cezalandırmaz.
Suriye rejimi ile ilişkilerimiz şimdiki duruma gelmemiş olsaydı, kriz sonrasındaki Suriye yöneticilerinin Türkmen soydaşlarımıza zarar vermemeleri için onlarla işbirliği yapabilirdik. Ancak bu ülke ile ilişkilerimizin öngörülebilir bir gelecekte düzeleceğine dair ufukta bir emare maalesef görünmüyor.
Buraya kadar söylediklerimiz, konunun sadece bir yönüdür. Bir başka yönü de şudur: İzlediğimiz açık kapı politikasının sonucu olarak Suriye'de tehlikeye maruz Türkmenlerin Türkiye'ye sığınmalarını kolaylaştırırsak, bu kez, hem Türkmenleri bin yıldan beri yaşadıkları yerlerden koparmış olacağız, hem de Suriye'deki Türkmen varlığının erimesine zemin hazırlamış olacağız.
İçinde bulunduğumuz durumun tek nedeni, pek tabii ki, Türkiye'nin izlediği politika değildir. Ancak bugünkü noktaya gelinmesinde Türkiye'nin izlediği politikanın etkisini de kimse inkâr edemez. Şimdiki Suriye politikamız oluşturulurken günün birinde işlerin bu noktaya varabileceğini öngörememiş olmamızın kabahatini başkalarına yükleyemeyiz.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020