Yaşar YAKIŞ
Geçtiğimiz haftanın en önemli siyasi gelişmesi, Anayasa’ya bir geçici madde eklenerek çok sayıda milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması idi. Bu kararı daha başında Türkiye için bir felaket senaryosu olarak yorumlamak istemiyorum. Her şey dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin nasıl bir muameleye tabi tutulacaklarına bağlı. Yargının geçmişte verdiği kötü örnekler bu olayda da tekrarlanırsa Türkiye, bundan zarar görecektir.
Kararın 374 oyla kabul edilmesi ve bu sayede referanduma gitme ihtiyacının ortadan kalkması Türkiye’de istikrarsızlığı daha da artırabilecek gelişmeyi önledi. Ancak dokunulmazlıklar HDP’yi hırpalamak için kullanıldığı takdirde Kürt sorununun çözümü için başlatılmış olan iddialı süreç daha da zorlaşacaktır. Türkiye, Kürt sorununu 30 yıldır askeri yöntemlerle çözümlemeyi sonuna kadar zorlamış, bunun mümkün olamayacağını anladığı için cesur bir adım atarak, masa başında çözümleme sürecini başlatmıştı. Masa başında bu konuyu müzakere etmeye en yetkili kimseler de seçilmiş milletvekilleri idi. Şimdi o milletvekilleri bu dokunulmazlık kararı ile denklem dışına itilirse meşru muhatap bulmak daha da zorlaşacaktır.
Buna benzeyen bir dokunulmazlık kaldırma süreci, 1994 yılında Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri olan Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Sırrı Sakık için yaşanmıştı. Bu milletvekilleri aleyhindeki dava, başlangıçta, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre idam talebiyle açılmış iken mahkeme, mahkûmiyet kararını, aynı yasanın 168. maddesindeki “terör örgütüne yardım ve yataklık yapma” suçu isnadıyla 15 yıl hapis cezası olarak vermişti. Bu karar 26 Ekim 1995 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu dava ile ilgili olarak 2001 yılında verdiği bir kararla, Türk mahkemesinin tarafsız ve bağımsız olmadığı, karar duruşmasında suçun niteliğinin değiştirilmesine rağmen, yeni suçlamanın nitelik ve nedenlerinin sanıklara açık biçimde bildirilmediği, kendilerine savunma yapmak için gerekli zaman ve kolaylığın tanınmadığı ve iddia makamının getirdiği şahitlerin sorguya çekilmesine imkân verilmediği için “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” hükmetti ve Türkiye’yi 140 bin dolar manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.
Söz konusu milletvekilleri, AİHM kararı uyarınca yeniden yargılanmışlar fakat kendilerini mahkûm eden mahkeme ilk kararında direnmiştir. Bu karar temyiz edildiğinde Yargıtay’ın aynı 9. Dairesi 2004 yılında, 9 yıl önce onadığı mahkûmiyet kararının aksine, ilgililerin salıverilmesine karar verdi. Böylelikle milletvekilleri haksız yere 9 yıl hapis yatmış oldular.
AİHM’nin o tarihte Türk mahkemesinin kararında tespit ettiği eksiklikler, kısa bir süre önce Yargıtay’ımızın Ergenekon davasını bozarken tespit ettiği eksikliklere çok benziyor. Bu da Türk yargısının 1994 yılında da, 2013-2015 yıllarında da benzer eksikliklerle malul olduğunu düşündürüyor. Artık önümüzde Ergenekon davasının bozulma nedenleri gibi çok yeni örnekler olduğuna göre, şimdi açılacak davalarda bu hataların tekrar edilmemesi beklenir. Eğer davalar, bir yandan MHP tabanından AK Parti’ye oy kaydırmak öte yandan da HDP’yi baraj altına düşürmek için bir araç haline dönüştürülürse bu, demokrasimiz için çok kötü bir örnek olur.
Uluslararası camianın dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı ilk tepkisi olumsuzdur. AB Komisyonu üyeleri ve Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü, yaptıkları açıklamalarda kararı eleştirmişlerdir. Pek tabii ki Türkiye, böyle önemli bir konuda yabancı gözlemcilerin beklentilerine göre hareket edecek değildir. Ancak uluslararası camiadan da kendini tamamen soyutlayamaz.
Türkiye, ayrıca, içeride de bir dizi sorunla karşı karşıyadır. Ortadoğu’daki krizler Türkiye’de güvenliği çok olumsuz biçimde etkilemektedir. Bu güvensizlik ortamında Türkiye’de toplumu gerecek uygulamalardan özellikle kaçınmak gerekir. Yargısıyla, yürütmesiyle, yasamasıyla tüm kurumlarımızın bu beklentileri karşılamaları beklenmektedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020