Yasemin ÇONGAR
Irak yeni yıla çok gergin girdi. 1 Ocak akşamı saat 21:15’te, Kürdistan’ın hemen güneyinde, başşehri Tikrit olan Salahaddin vilayetinde bir bombalı saldırı düzenlendi. Saldırının hedefi, Bağdat plakalı araçların olduğu konvoydu. Saldırıda, iki subayla bir er ağır yaralandı; üçü de Irak Maliye Bakanı Rafi el İsavi’nin korumasıydı. Saldırı sırasında İsavi, katıldığı bir cenazeden dönüyordu ve şans eseri yaralanmadan kurtuldu.
Bu, ilk bakışta, Irak için “sıradan bir olay.” Amerikan işgali sırasında, şiddet adeta Iraklıların gündelik tüketiminin parçası haline geldi; iki hafta önce işgalin resmen sona ermesi ardından yaşananlar da, güvenlik ve huzur adına fazla umut vermiyor. Ancak hedefinde İsavi’nin olması, saldırının “sıradan” bir şiddet eyleminden ziyade Bağdat’taki “Şii-Sünni kavgasının bir uzantısı”olduğunu düşündürüyor. Irak’ın en nüfuzlu Sünni siyasetçilerinden olan İsavi, malum, Şii Başbakan Nuri el Maliki tarafından “silahlı çete kurmakla” suçlanıyor. Maliki’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi ve Başbakan Yardımcısı Salih el Mutlak’tan sonra, İsavi’yi de siyaset dışı bırakma ve sürgüne zorlama çabası var. Dolayısıyla, bu saldırının arkasında Maliki’nin denetimindeki Şii güvenlik güçlerinin olması, eylemin bir Sünni vilayeti olan Salahaddin’de gerçekleşmesinin de, özerklik talebini dillendiren Sünnilere bir “uyarı mesajı” sayılması mümkün. Dün Irak’ın konuşulduğu siyasi kulislere hâkim olan bu şüpheyi, Washington Post ’un muhabirleri İsavi’nin kendisine sormuşlar; kısa bir SMS mesajıyla cevap vermiş: “İçişleri Bakanlığı’na olayı soruşturması için bir mektup yazıyorum.”
İçişleri Bakanlığı, tıpkı Savunma ve Ulusal Güvenlik bakanlıkları gibi şu anda Maliki’nin “kişisel ofisi”gibi çalışıyor. Şii Başbakan, Irak’ın güvenlik bürokrasisini giderek artan ölçüde kendi denetimine aldı ve bu gücü, meşru “iktidar ortağı” olan Sünnileri safdışı bırakmak için kullanmaya başladı. Tutuklanmaktan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin himayesine sığınarak kurtulan Haşimi hakkındaki “yakalama emri” bu mekanizmanın marifetiydi. Maliki’nin büyük ölçüde Tahran’a güvenerek başlattığı siyasi taarruz, Sünni ağırlıklı El Irakiye bloğunun hükümet ve parlamentoyu boykot etmesi sonucunu verdi.
Bugün, bu taarruzun – ve nihayetinde Irak’ın – akıbeti açısından kritik bir gün. Maliki, yılın son haftasında kendisini Saddam’a benzeterek, diktatörce davranmakla suçlayan Sünni Başbakan Yardımcısı Salih el Mutlak’ı, anayasa kendisine bu yetkiyi vermemesine rağmen, tek taraflı bir kararla Bakanlar Kurulu’ndan attığını açıklamıştı. Bugün Mutlak’ın durumu Irak meclisinde görüşülecek.
El Irakiye’nin boykottan vazgeçip Meclis’e gelmesi ve beklendiği gibi Kürtlerin de desteğiyle hareket etmesi halinde, Mutlak’ın azledilmesi imkânsız. Irak Meclisi, Mutlak’a sahip çıkarak, Maliki’ye ciddi bir darbe indirebilir. Sünni ve Kürt partilerinin birlikte hükümeti devirme gücüne sahip olması, bu iki gruba Maliki ve onun Şii ekibi üzerinde nüfuz kurma şansı veriyor. Bu nüfuzu, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin çağrısını yaptığı, Talabani’nin de destek verdiği Ulusal Konferans’ı toplamaya Maliki’yi ikna etmek için kullanmaları büyük şans olur. Zira, bu konferans, Irak için en kötü ihtmalle tam yoğunluklu bir iç savaş, en iyi ihtimalle de muazzam bir kaostan önceki “son çıkış” gibi görünüyor.
Yılın son günlerindeki yazılarımdan birinde, bu konuda Barzani’nin “sessiz ve derinden” yürüttüğü diplomasiye değinmiştim. O zamandan bu yana Ulusal Konferans planı biraz daha öne çıktı, ancak Maliki’den henüz olumlu bir işaret gelmedi. Dün yine Maliki’nin hedefinde olan bir başka etkili Sünni siyasetçi, Irak Meclis Başkanı Usame el Nuceyfi, ülkesindeki insan hakları ihlallerini net bir dille eleştiren ve Maliki ile emrindeki güvenlik bürokratlarını açıkça suçlayan açıklamalar yaptı. Maliki’nin asker ve polisi, Sünni siyasetçilere baskı için kullandığını hatırlatan Nuceyfi, “Ordunun önceliği askerî eğitim ve mukavemet gücünü arttırmak olmalıdır, siyasi partilere destek verip, nüfuz aramak değil” dedi. Sünni Meclis Başkanı ayrıca, Irak Anayasası’nın cevaz verdiği şekilde,“Kürdistan” benzeri “bölge” statüsü arayışına giren Sünni vilayetlere karşı Maliki’nin aldığı tavrı da yerden yere vurdu: “Hiçbir Iraklının anayasa maddelerini çiğneme hakkı yoktur.”
Haşimi’nin başına gelenler ve Mutlak’ın siyasi kaderinin bugün görüşüleceği düşünülürse, Nuceyfi’nin bu çıkışından, El Irakiye saflarındaki Sünni siyasetçilerin Maliki –ve hâmisi Tahran– karşısında sinmeye niyetli olmadıkları sonucunu çıkarabiliriz.
Tabii, Irak’ın “aklı başında” Şiileri de var; El Irakiye’nin Şii lideri İyad Allawi, mesela, Washington’a ve Ankara’ya Maliki’yi uyarması için telkinde bulunuyor. Allawi’nin kuzenlerinden, Oxford Üniversitesi eski profesörü ve Irak’ın eski savunma ve ticaret bakanı Ali A. Allawi dünkü New York Times’da yayımlanan “Irak’ın Kaderi” başlıklı makalesinde Türkiye’ye açıkça selam gönderirken, Irak’ın hem“Amerikan-İran çatışmasının,” hem “İran ile Suudi Arabistan arasındaki bölgesel üstünlük yarışının” merkezinde olduğuna dikkat çektikten sonra, Türkiye’nin Ortadoğu’daki nüfuzunun da büyük ölçüde Irak’ın istikrarına bağlı olacağını hatırlatıyordu. Allawi’nin “aklın sesini”temsil eden makalesinin Ankara’da da dikkatle okunduğunu sanıyorum.
Öte yandan, bir başka “akraba,” Irak İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allawi de Tahran’daydı dün. Fars Ajansı’nın, “El Irakiye, Irak’taki siyasi krizi çözmek için İran’ın arabuluculuğunu rica etmek üzere bakanını gönderdi” nev’inden cümlelerle, İran’ın resmî jargonu her kelimesine sinmiş olarak ilerleyen haberini gülümseyerek okudum. Allawi’nin “Şii-Sünni savaşı çıkarsa, bu İran’ın da zararına olacaktır. Maliki’nin diktatöryel girişimlerini cesaretlendirmeyin”dediği, haliyle, bu habere yansımamıştı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012