Yasin AKTAY
İmralı görüşmeleriyle esmeye başlayan sürecin sorunsuz gideceğini ve bu süreci herkesin büyük bir heyecanla ve hüsnü kabulle bekliyor olduğunu düşünmemek gerekiyor. Sürece karar verenlerin, süreçten beklentileri olanların iyimserliği bu konudaki risk ve tehditlerin göz ardı edildiği anlamına gelmiyor.
İyimserliği bu aşamada sadece bu süreç içinde kendi payına düşen rolde samimi olmayı ifade eden bir siyasi-felsefi tutum olarak görmek gerekiyor. Esasen bu anlamıyla samimiyet ve iyimserlik bir sürecin istenen istikamette seyretmesi yönünde bir baskı unsuru, bir kurucu unsur olarak da işler.
Diğer yandan sürecin riskleri daha önceki bütün süreçlerde olduğu gibi bu süreçte de var olmaya devam edecektir. Bu süreci duyar duymaz tüyleri diken diken olan, çıkarları zedelenmiş kesimler var. Orhan Miroğlu açıkça 'çözüm korkusu' içine girenleri işaret ederken haksız değil. Gerçekten 35 yıldır devam etmekte olan bir sürecin ürettiği çıkar grupları, siyaset esnafları, savaş ağaları veya statüko kralcıları vardır. Silahtan ve kandan herkesin bıkmış olduğunu da düşünmemek gerekiyor. Bugünkü ortamın ürettiği bir sürü siyasal ve toplumsal pozisyon vardır ve muhtemel bir çözümün bütün bu pozisyonları altüst edeceğini hesaba katmak gerekiyor.
Elbette ki sürece zarar verecek bir suçlayıcı söylemden de kaçınmak gerekiyor, ama bu işin sosyolojik gerçekliğinin de farkında olmak gerekiyor. Sadece silahlar konuştuğu için ve bu sayede kendine pozisyon bulmuş sivil alanda bile bir sürü insan var ve bunların muhtemel bir çözüm sürecinden mutlu olacaklarını düşünmemek gerekiyor.
Fransa'da tam da İmralı görüşmelerinin gündemi belirlediği bir ortamda üç PKK'lı kadının infaz edilmesi neresinden bakarsanız gizli bir elin adrese teslim bir mesajı vermeye çalıştığını gösteriyor. Bu mesaj nereyedir, ne diyor? Muhtemelen doğrudan ilgili olmayanlar olarak bilmiyoruz. Ama bu süreci baltalamak için şimdiye kadar denenmiş bilindik yöntemlerin de dışına çıkılabileceğini anlatıyor. Çukurca'ya aynı günlerde yüzlerce PKK militanıyla girişilen ve 14 militanın ölümüyle fiyasko ile sonuçlanan saldırı bilinen-ezberlenmiş yol. Bu yolun da tamamen kapalı olmadığı-olmayacağı anlaşılıyor.
Bu arada yıllardır devam etmekte olan çatışma sürecinin alabildiğine radikalize ettiği kesimler var ve bunlar zararlarına da olsa, kendileri için hiç rasyonel olmasa da intikam ve nefret döngüsünden çıkmak istemeyeceklerdir.
Bu süreçte sadece akıl belirleyici olmayacaktır, duygular ise hiç de iyimser olunmayacak kadar karmaşıklaşmıştır. Ne yazık ki aşırı uyarılmış bir milliyetçilik sorunumuz vardır ve bu da tamamen duygusal bir konudur. Özellikle iyice radikalleşmiş Kürt milliyetçileri için Öcalan'ın muhatap alınması talebi çok önemseniyorsa da, Öcalan'a bu duygusallıklarına uygun beklentilerin ağırlığını da yüklediklerini unutmamak gerekiyor.
Esasen bu, liderliğin sosyal psikolojisi açısından tartışılmayacak bir gerçektir. Hiçbir lider yönettiği kesimler üzerinde mutlak ve sorgusuz sualsiz bir otoriteye sahip değildir, olamaz. Öcalan da PKK üzerinde en etkili isim olmakla birlikte bu otoritesi sınırsız değil ve PKK tabanının beklentilerinden tamamen kopuk değil. Yine de örgüt içindeki bütün hiyerarşik konumları meşrulaştıran en önemli unsur hâlihazırda Öcalan'ın şahsına sadakattir. Ama bu sadakati göstererek bir yerlere gelenlerin, Öcalan'a karşı gönül huzuruyla her zaman kayıtsız şartsız bir itaat sergileyeceklerini beklememek gerekiyor.
O yüzden süreçte ilerleme kaydedildikçe her kafadan yeni sesler çıkmaya başlıyor, şimdiye tek muhatap olarak Öcalan'ı işaret edenlerin süreç başladığında bir anda kendilerini, İmralı'yı, Avrupa'yı, KCK'yı, DTK'yı ve daha nice aktörü muhatap olarak öne sürmeleri bile çözüm korkusunun nasıl bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019